10. Hukuk Dairesi 2011/1678 E. , 2012/6919 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Yasanın geçici 7/1. maddesi hükmünde "Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı Kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20"nci maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiili hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler" düzenlemesinin yer alması ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı karşısında, davanın yasal dayanağının, 506 sayılı Kanun, giderek 79. madde olduğu kabul edilmelidir.
Sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davalar, kamu düzenine ilişkin olduğundan, özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalarda tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, gerek görüldüğünde re"sen araştırma yapılarak kanıt toplanabileceği de göz önünde bulundurulmalıdır.
Hal böyle olunca, yukarıda belirtilen ilkeler ışığında, davacı, davalıya ait işyerinde 10.03.1989 tarihinden, 1989 yılı sonuna kadar çalıştığı, bu çalışmalarının sigortalı olarak gösterilmediğinin ilk kez 01.05.1991 tarihinden itibaren sigortalı çalışmalarının kuruma bildirildiğini ifadeyle işe giriş bildirgesinin de düzenlendiği10.03.1989 tarihinden itibaren 1989 yılı sonun kadar kuruma bildirilmeyen çalışmaların tespitini talep etmiş, mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de, davacının, dava ettiği dönemde, ... öğrenci olduğunu dava dilekçesinde belirttiği, İstanbul Barosu Başkanlığınca davacının 04.01.1990 tarihinde avukatlık stajına başladığı belirtildiğine ve işe giriş bildirgesinin düzenlendiği tarihin eğitim devam ettiği tarih olmasına göre, davacının okul durumu araştırılarak, uyuşmazlık konusu dönemde öğrenci olup olmadığı, öğrenci ise, derslere katılıp katılmadığı, katıldığı ise, hangi günler ne kadar saat okulda olduğu, sınavlara katıldı ise, sınav tarihleri, okuldan hangi tarihte mezun olduğu gibi hususlar belirlendikten sonra, çalışmalarının sürekli mi, yoksa, part-time mı olduğu hususları üzerinde durulmalı, yine, davacının çalışması ve okul durumunu bilebilecek tanık beyanlarına başvurulmalı, toplanacak delillere göre bir karar verilmelidir.
Mahkemenin, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.