Davacı işçi, iş sözleşmesinin davalı işverence geçerli bir sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliği ile işe iadesine karar verilmesini, buna bağlı işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen dört aylık ücret ve diğer haklarının belirlenmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı işveren, bölge müdürü olan davacının müşteri yönetiminde hatalı işlemleri nedeniyle hakkında şikayetler geldiğini, performans ve işe yoğunlaşmasının giderek düştüğünü ileri sürerek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davacının çalıştığı bölgedeki cironun dış faktörlerin etkisi ile düştüğü ve davacının piyasayı bozucu ve şirketi zarar uğratıcı olduğu ileri sürülen davranışları hakkında uyarı ve benzeri işlem yapılmadığı, fesih sebeplerinin kanıtlanmadığı gerekçeleri ile davanın kabulü ile davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
Yetersizlikten kaynaklanan nedenler; işçinin ortalama benzer işi görenlere göre daha az verimli çalışması, gösterdiği niteliklerden beklenenden daha düşük performansa sahip olması, işe yoğunlaşmasının giderek azalması, işe yatkın olmaması, öğrenme ve kendisini geliştirme konusunda yetersiz kalması, sık sık hastalanması, çalışamaz duruma getirmemekle birlikte işini gerektiği şekilde yapmasını devamlı olarak etkileyen hastalığa yakalanması ve uyum yeterliliğinin azalması gibi işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen sebeplerdir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğinden, davalı işyerinde İstanbul Asya Yakası bölge müdürü olan davacının 14.04.1997 tarihinden beri çalıştığı, iş sözleşmesinin 09.01.2009 tarihli yazılı fesih bildirimiyle görevini tam ve gereği gibi yerine getirmediği uzun süreden bu yana işe yoğunlaşmasının azaldığı, işyerinde uyum sorunlarının meydana geldiği ileri sürülerek işçinin davranış ve yeterlilikten kaynaklanan nedenlerle feshedildiği anlaşılmaktadır.
Somut olayda, müşterilerin 22.12.2008, 07.11.2008, ve 04.11.2008 tarihli şikayet dilekçeleri ile davacının ticari bölgesinin dışına çıkarak, kendi bölgelerinde daha ucuza mal satarak piyasada olumsuzluğa ve stoklarının bozulmasına neden olduğunu ve maliyetlerinin artığını belirttikleri, müşteri ve bayi olan tanıkların da bu olayları doğrulayarak bir kısımının bu yüzden bayiliği bırakmayı düşündüklerini ifade ettikleri, satış direktörü olan tanık anlatımında da davacının son bir yılda olumsuz davranışlar gösterdiği işe saat 10.00 sularında geldiği, satış müdürleri ve altında çalıştığı personelle problemler yaşadığı en son Antalya"da satış müdürü iken iki müşteriyi değiştirmesi nedeniyle şirketin bir milyon dolar civarı zarar ettiğini ve bunun üzerine davacıyı tekrar İstanbul"a görevlendirdiklerini beyan ettiği görülmekle, birbirini doğrulayan bu delilere göre davacının işin yürütümüne ilişkin planlar dışına çıkarak şirketin ticari faaliyetlerini olumsuz etkileyecek şekilde hareket etmesi işverenin katlanmak zorunda kalacağı bir davranış olmadığından feshin geçerli nedene dayalı olduğunun kabulü gerekirken bilirkişinin yetersiz raporuna dayanarak yazılı şekilde istemin kabulüne karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir
SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 65,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL ücreti vekâletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine kesin olarak oybirliğiyle 23.02.2012 tarihinde karar verildi