Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/8480
Karar No: 2018/3327
Karar Tarihi: 02.05.2018

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2017/8480 Esas 2018/3327 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davalılar Orman Yönetimi'ne karşı açılan davada, taşınmazın kısmen kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı iddiasıyla tapu kaydının iptali, orman niteliğiyle Hazine adına tescili, şerhlerin silinmesi, elatmanın önlenmesi istemiyle kısmen kabul kararı verilmiş; ancak mahkeme kararı orman ve ziraat bilirkişi raporlarına uygun değildir. Tapuda kayıtlı ve özel mülk olan yerlerin sonradan ağaçlandırılması ile kamu malı orman haline getirilemeyeceği açıktır. Bu nedenle, talepler aşılmak suretiyle tüm taşınmazın orman niteliği ile Hazine adına tescil edilmesi doğru değildir. 1744 sayılı Kanun ile değişen 2. madde uygulaması, 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması ve 3116 sayılı Kanun hükümleri kararlaştırılan kanun maddeleridir.
20. Hukuk Dairesi         2017/8480 E.  ,  2018/3327 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVALILAR : ... ve Ark.
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Davacı Orman Yönetimi, 20.12.2013 havale tarihli dilekçesi ile ... 327 ada 206 (eski 209) parsel sayılı 25961 m2 yüzölçümlü taşınmazın kısmen kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı, öncesi ve eylemli durumu itibarıyla da orman olduğu iddiasıyla tapu kaydının iptali, orman niteliğiyle Hazine adına tescili, şerhlerin silinmesi, elatmanın önlenmesine karar verilmesi istemiyle dava açmıştır.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, taşınmazın tapu kaydının iptaline, orman niteliği ile Hazine adına tesciline, elatmanın önlenmesi isteminin reddine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 1944 yılında 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, 17.06.1982 tarihinde ilan edilip kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması, 25.07.1990 tarihinde ilan edilip kesinleşen 6831 sayılı Kanunun 3302 sayılı Kanun ile değişik 2/B madde uygulaması, 10.05.1963 tarihinde kesinleşen arazi kadastrosu vardır.
    Dava tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
    Davacı Orman Yönetimi kesinleşen tahdit ve eylemli orman iddiasına dayalı olarak, taşınmazın bir kısmı için dava açmış, mahkemece (B) harfi ile işaretli 575 m2 bölümün kesinleşen orman sınırı içinde kaldığı, ancak tamamının maki florası ve 15-20 yaşlarında fıstık çamı ile kaplı eylemli orman niteliğinde olduğu gerekçesiyle taşınmazın tamamı hakkındaki davanın kabulüne karar verilmişse de; varılan sonuç, dosya kapsamına uygun değildir.
    Şöyle ki; uzman orman ve ziraat bilirkişi tarafından hazırlanan raporlarda taşınmazın tamamının maki kaplı bulunduğu, eğiminin % 30-35 olduğu açıklanmış; 1964 ve 1976 tarihli memleket haritalarındaki konumu da kısmen orman alanında gösterilmiştir.
    Öncesi itibarıyla orman olmayan ve özel mülk olarak tapuda kayıtlı bir yerin, sonradan kamulaştırma yapılmaksızın ağaçlandırılmasının taşınmazı kamu malı haline getirmeyeceği açıktır.
    Taşınmazın bir bölümü eski tarihli resmi belge niteliğindeki memleket haritalarında orman sayılan yerlerden ve (B) harfi ile işaretli bölümü de kesinleşen orman sınırı içinde kalmakta ise de; üzerindeki ağaçların yaşı dikkate alındığında, 1963 yılında yapılan genel kadastrodan itibaren özel mülk olarak tapuda kayıtlı bir yerin bu tarihten sonra çevreden tohumlama yolu ile ormanlaşmasının taşınmazı kamu malı orman haline getirmeyeceği, davacının da davayı taşınmazın bir bölümü için açtığı gözönünde bulundurularak, (B) harfi ile işaretli taşınmaz bölümü dışında kalan bölüm yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken; HMK"nın 26. maddesinde yazılı taleple bağlılık kuralına aykırı olarak, talep aşılmak suretiyle taşınmazın tamamı hakkında orman niteliği ile Hazine adına tescile karar verilmiş olması doğru değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/05/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi