1. Hukuk Dairesi 2016/4718 E. , 2019/5786 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 12.11.2019 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı Şirket yetkilisi ... geldi, davetiye tebliğine rağmen temyiz edilen davalı ... vekili Avukat ve davalı ... vekili Avukat gelmedi, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, inançlı işlem hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı, 25.06.2007 tarihinde davalılardan ... ile yaptıkları protokol gereğince aralarında bulunan ortaklık nedeniyle kullanılacak kredi için bankaya teminat gösterilmesi amacıyla ... parsel sayılı taşınmazını davalı ...’e devrettiğini, protokolde ortaklığın sona erdirilmesi durumunda taşınmazın iade edileceğinin kararlaştırıldığını, ortaklığın sona erdirildiğinin davalı ...’e bildirilmesine rağmen, taşınmazı iade etmeyip muvazaalı olarak davalı ...’a devrettiğini ileri sürerek tapu kaydının iptali ile adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ..., dava konusu taşınmazı davacı şirket ve ortağı ...’nun borçlarını ödemek üzere, ayrıca yapacağı iş ve katılacağı ihalelerde kendisine yardım edileceği vaadi ile 600.000,00 TL’ye satın aldığını, davacı şirket ve şirket ortağı ...’nun 300.000 TL’ye yakın borcunu ödediğini, davacı ile yapılan ortak iş nedeni ile dava konusu taşınmaz ipotek edilerek 434.600 ,00 TL kredi kullandığını, taşınmaz üzerindeki fabrikayı işleterek kalan borcu ödediğini, şirket ortağı ...’nun taşınmazın davacı aile şirketine ait olduğunu ve diğer ortakları satış yapılmadığına ikna etmek amacıyla protokol düzenlenmesini istemesi nedeniyle, aralarında eski tarihli protokolün düzenlendiğini,yapılan ortak işlerden zarar edildiğini, davacının payına düşen zararları ödemediğini, ortak borçları ödeyebilmek için taşınmazı 800.000,00 TL bedelle davalı ...’a sattığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., taşınmazı tapu kaydına güvenerek iyi niyetle ... ile aralarında yaptıkları protokol gereğince 800.000,00 TL bedelle satın aldığını, satış bedeli olarak 153.400,00 TL ve 156.800 ,00 TL"lik iki adet çek ve 55.160,00 TL nakit ödeme yaptığını, kalan bedel için de taşınmaz üzerindeki ipotek borcunu ödemeyi üstlendiğini, taşınmaz üzerinde bulunan fabrikaya makine alımı ve yüklü miktarda masraf yaptığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davalı ...’ın kötüniyetli olduğu hususunun ispatlanamadığı, TMK"nun 1023. maddesinin koruyuculuğundan yararlanacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; çekişme konusu ... parsel sayılı taşınmazın davacı şirket adına kayıtlı iken 27.06.2007 tarihinde şirket temsilcisi ... tarafından davalı ...’e satış suretiyle temlik edildiği, 10.10.2007 tarihinde ... yevmiye numaralı akitle Yapı Kredi Bankası A.Ş. lehine 600.000,00 TL üzerinden 1.derecede ipotek tesis edildiği, 20.06.2008 tarih ... yevmiye numaralı akitle taşınmazın ipotekle yüklü olarak, 123.200,00 TL bedelle davalı ... tarafından diğer davalı ...’na satış yoluyla devredildiği, davacı ... A.Ş. ile davalı ... arasında düzenlenen ve imzası inkar edilmeyen 25.06.2007 tarihli “ Taahhütname” başlıklı belge ile davacı şirket adına kayıtlı, üzerinde yağ, küspe ve biodizel tesisi bulunan ... parsel sayılı taşınmazın 3.şahıslar tarafından haczini önlemek, 01.05.2007 tarihinde alınmış olan Askeri İhale ve bundan sonra alınacak olan ihalelerin finansman desteğinin sağlanması ile bu amaçla alınacak kredilere teminat gösterilmesi amacıyla davalı ...’e devredildiği, ortak alınan ihalelerin bitmesi ve benzer ihale alınmaması, tarafların ortaklığı bitirmeye karar vermeleri durumunda, taşınmazın teminat olarak gösterilerek alınmış kredilerin kapatılması durumunda davacı şirket veya yetkilisi ...’nun talebi halinde taşımazın tapusunun iade edileceğinin kararlaştırıldığı, davalı ...’in sahibi bulunduğu ... Elektrik San.Tic.Ltd.Şti üzerinden anılan ortaklık işlerinin yürütüldüğü, ortak işlerin ve alınan ihalelere ait işlemlerin takibi için ... 4.Noterliği’nin 20.08.2007 tarih, ... yevmiye sayılı vekâletnamesi ile ... Elektrik San.Tic.Ltd.Şti’ni temsilen, davacı şirket ortağı ...’nun vekil tayin edildiği, çekişme konusu taşınmaz davalı ...’e devredildikten sonra 10.10.2007 tarihinde ... yevmiye numaralı akitle Yapı Kredi Bankası A.Ş. lehine 600.000,00 TL üzerinden 1.derecede ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, 25.06.2007 tarihli "Taahhütname" başlıklı belgenin, 05.02.1947 tarih 20/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca inançlı işlemin yazılı delili olduğunda kuşku yoktur.
Bu durumda, ilk el konumunda bulunan davalı ...’e dava konusu taşınmazın inançlı işleme dayalı olarak temlik edildiği anlaşılmaktadır.
Ne var ki, davalı ...’den çekişmeli taşınmazı temellük eden diğer davalı ...’ın (ikinci el) iyiniyetli olması halinde 4721 sayılı TMK’nın 1023. maddesi koruyuculuğundan yararlanacağı şüphesizdir.
Öte yandan, vakıa ve karinelerden, halin icaplarından kendisinden beklenen özeni sarfetmemiş olması itibariyle kanunen iyiniyet iddiasında bulunamayacağı belirmiş olan kimsenin TMK’nın 1023. maddesinden yararlanamayacağında bir tereddüt bulunmamaktadır.
Somut olayda, davalı ...’ın dava konusu taşınmazı ...’den 20.06.2008 tarihinde satın alma yoluyla edindiği, taşınmaz üzerinde un, kepek, yağ, küspe fabrikası ve hizmet binasının bulunduğu, söz konusu fabrika ve hizmet binasının 01.07.2008 tarihli kira sözleşmesi ile davalı ... tarafından, davalı ...’in sahibi olduğu ... Elektrik Mak. İmalat, İnşaat San. ve Tic.Ltd.Şti’ne 1 yıl süre ile kiralandığı, bu dönemde davacı şirket ortaklarından ...’nun fabrikada bulunan eşyalarının çalındığına dair suç duyurusunda bulunduğu, yapılan yargılama sonucunda ... Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/58 Esas ve 2015/1 Karar sayılı
dosyası ile sanıkların cezalandırıldıkları, taşınmazın davalı ... tarafından davalı ...’e kiralandığı dönemde davacı şirket ve ortaklarının kullanımında olduğu, taşınmazın davalı ... ve ... tarafından hiç kullanılmadığı görülmektedir. Bu durum, son malik davalı ...’ın taşınmaza emanetçi konumuyla malik olduğu izlenimini uyandırmaktadır.
Öte yandan, dosya içinde bulunan 12.04.2001 tarihli ... Elektrik İnşaat ve Ticaret Limited Şirketine ait imza sirkülerinin ve ticaret sicil kayıtlarının incelenmesinde; ... ve ...’in anılan şirketin ortakları oldukları ve şirket ana sözleşmesi gereği 1998 yılından itibaren 10 yıl süre ile müşterek imzaları ile şirket müdürü oldukları, 2001 yılında ...’ın şirket müdürlüğünden azledilerek, şirket müdürü olarak sadece ...’in kaldığı, davalı ...’ın da tanıdığı olan davacı tanığı ...’ın; "fabrikanın ...’e kullanılacak kredilere teminat olarak devredildiği, ... tarafından fabrikanın davacı şirkete iade edilmediği, ... ile ...’ın ortak olup, fabrikanın ... tarafından ...’a devredildiği, ...’ın fabrikayı emanetçi sıfatıyla devraldığı, ...’ın ... ve ...’e hitaben -aranızdaki para meselesini halledin, ben de fabrikayı sahibine devredeyim-dediğini, ...’ın kendisine de taraflar arasındaki meseleyi çözdüğünde taşınmazı davacı şirket yetkilisi ...’ya devredeceğini söylediğini" beyan ettiği, taşınmazın ...’a satış tarihindeki arsa, bina ve makinelerle birlikte toplam değerinin 1.870.622 TL olması karşısında ... ile ... arasında imzalanın 10.06.2008 tarihli protokol gereğince ...’ın taşınmazı 800.000,00 TL bedelle devralmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
Bu açıklamalar ışığında, davalı ...’nun iyiniyetli olmadığı, bir başka deyişle durumu bilen ya da kendisinden beklenen özeni göstermesi halinde bilebilecek konumda olduğu açıktır.
Öte yandan, davacının karşılıklı edimler içeren inanç sözleşmesine dayanarak taşınmazın tapu kaydının iptali ile adına tescilini isteyebilmesi için 818 sayılı BK"nin 81. maddesi (6098 sayılı TBK"nin 97 m.) uyarınca öncelikle kendi edimlerini yerine getirmesi zorunludur. Ne var ki, somut olayda davacı ile davalı ... arasında imzalanan 25.06.2007 tarihli “ Taahhütname “ başlıklı belge gereğince davacının borcu olup olmadığı açıklığa kavuşturulmadığı gibi, dosya içerisindeki bilirkişi raporları çelişkili olup, davacı yanca, davalı ...’in sahibi olup ortak yapılan işlerin yürütüldüğü ... Elektrik Ltd.Şti’ne gönderilen buğday bedelleri karşılığı kesilen bir kısım fatura bilirkişi raporunda hesaba alınmadığı gibi, ortak alınan ihaleler nedeniyle Milli Savunma Bakanlığı tarafından ... Ltd.Şti. hesabına gönderilen 700.000 TL"de dikkate alınmamış, bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden sonuca gidilmiştir.
Hâl böyle olunca, bilirkişi raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi, davacının 25.06.2007 tarihli belge uyarınca borcu olup olmadığının açıklığa kavuşturulması, borcu var ise; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 97. maddesi hükmü gözetilmek suretiyle tespit edilecek bedelin mahkeme veznesine depo ettirilmesi, depo edilmesi halinde davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 12.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.