10. Hukuk Dairesi 2011/1423 E. , 2012/6848 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, davacının 22.03.1985- 03.10.2000 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında zorunlu sigortalı olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun geçici 7/1. maddesi uyarınca, anılan Kanunun yürürlük tarihine kadar 506, 1479, 2925, 2926, 5434 sayılı Kanunlar ile 506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine göre oluşturulan sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet sürelerinin tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirileceği ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi kuralı karşısında, davanın yasal dayanağının 1479 sayılı Kanun olduğu belirgindir.
Davacının talep konusu dönemde, Şoförlük faaliyeti nedeniyle 24.02.2000 tarihinden beri devam eden vergi kaydının, 25.07.1983 tarihinden beri devam eden meslek odası ve 31.01.1986 tarihinden beri devam eden sicil kayıtlarının bulunmasına ve 31.12.1997 – 30.09.1998 tarihleri arasında 1479 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalı olmasına karşın; dava konusu dönemde 1479 sayılı Kanun kapsamnda zorunlu sigortalı niteliğini taşıdığı hâlde 31.07.2008 tarihi itibariyle Kuruma tescilinin ve prim ödemesinin olmadığı anlaşılmaktadır.
1479 sayılı Kanun’un 26. maddesi sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceğini, aynı Kanunun 25. maddesi ise yasal şartların gerçekleştiği tarihte sigortalılığın kendiliğinden başlayacağını hüküm altına almıştır. Öte yandan yasa koyucu, 26. madde ile sigortalılara, 3 ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescillerini yaptırmak yükümünü getirmiş, tescillerini yaptırmayanlar hakkında ise Kurumca resen tescil işleminin yapılacağı emredici şekilde kurala bağlanmıştır.
Sosyal Sigortalar Kurumu sigortalılarının primlerini işverenler yatırdığı halde, ... sigortalıları kendi primlerini bizzat kendileri yatıran kişilerdir. Bu sebeple çalıştırdığı sigortalıların primlerini yatırmayan işverenler hakkında, 506 sayılı Kanun bir takım yaptırımlar öngördüğü halde, 1479 sayılı Kanuna tabi sigortalılar yönünden geçmişe yönelik olarak vergiye tabi sürelerin sigortalılık kapsamına alınması için zaman zaman özel yasalar çıkarılmakta ve bu süreler için tahakkuk ettirilen primlerin ödenmesi için yasal imkan tanımaktadır.
Bu amaçla ilk defa 2654 sayılı Kanun ile 1972-1982 yılları arasındaki vergiye kayıtlı süreler için borçlanma imkanı getirilmiş (Ek Geçici Mad.13) ve daha sonra çıkarılan 3165 sayılı Kanun ile 2654 sayılı Kanunda öngörülen başvuru süresi uzatılmıştır. Daha sonra 2000 yılında çıkarılan 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile aynı imkan tekrar tanımış; ancak söz konusu Kanun Hükmünde Kararnamenin Anayasa Mahkemesince iptali üzerine son olarak 4956 sayılı Kanun ile getirilen, “Bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları halde 4.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 4.10.2000 tarihinden itibaren başlar. Ancak, bu Kanuna göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olanların sigortalılıkları, bu Kanunun yürürlük tarihinden itibaren altı ay içinde Kuruma yazılı olarak başvurmaları ve 20.4.1982-4.10.2000 tarihleri arasındaki vergi kayıtlarını belgelemek ve belgelenen bu sürelere ilişkin olarak 49"uncu ve ek 15"inci maddelere göre hesaplanacak prim borçlarının tamamını, tebliğ tarihinden itibaren bir yıl içinde, ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağının yürürlükte olan prim tutarı üzerinden ödemek kaydıyla bu süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.” şekindeki geçici 18. madde hükmü ile aynı kural tekrar yürürlüğe konulmuştur. 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin yürürlük tarihi 04.10.2000"dir. Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile ortaya çıkan yasal boşluk gözetilerek 4956 sayılı Kanunun geçici 18. maddesi ile ilgili uygulama yasa koyucu tarafından 04.10.2000 tarihine götürülmüştür.
4956 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarih 02.08.2003 olduğuna göre, davacının anılan tarihe kadar ve bu tarihten itibaren yasaca tanınan başvuru süresi içinde Kuruma tescil ve ödeme başvurusu yapıp yapmadığı araştırılarak varılacak sonuca göre bir karar vermek, yapılacak değerlendirmede 1479 sayılı Kanun kapsamında isteğe bağlı sigortalılık tescilinin; aynı Kanun kapsamında zorunlu sigortalılık tescili olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı gözetilmek suretiyle karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tayini usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
Kabule göre, dava dilekçesinde talep 03.10.2000 tarihine kadar olmasına karşın, taleple bağlılık ilkesi gözardı edilerek, 03.10.2010 tarihine kadar sigortalılığa karar verilmiş olması, isabetsizdir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 09.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.