Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2013/1721
Karar No: 2015/1044

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2013/1721 Esas 2015/1044 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2013/1721 E.  ,  2015/1044 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Marmaraereğlisi Asliye Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 29/03/2013
    NUMARASI : 2013/44 E-2013/104 K.

    Taraflar arasındaki “kamulaştırma bedelinin tespiti ve terkin” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Marmaraereğlisi Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 16.02.2012 gün ve 2010/153 E.-2012/23 K. sayılı kararın incelenmesi davacı ve davalı vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 28.11.2012 gün ve 2012/16589 E.-2012/24269 K.sayılı ilamı ile;
    (...Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10.maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
    Mahkemece, tespit edilen kamulaştırma bedelinin yatırılmaması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
    Kamulaştırma Kanununun 10/8.maddesi uyarınca; mahkemece tespit edilen kamulaştırma bedelinin ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve bedelin yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye 15 günlük süre verilir. Bu süre içerisinde bedelin yatırılmaması durumunda ise mahkemece ikinci kez süre verilebilir.
    Davacı idare vekili, Kamulaştırma bedelinin, depo edilmesi için süre ya da kesin süre talep etmemiş ise de, aynı celsede davalı vekili davacı tarafa belirlenen bedelin depo edilmesi için yeniden süre verilmesini talep ettiği hususu ve usul ekonomisi de gözetilerek yeniden süre verilip sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı nedenle davanın reddine karar verilmesi,
    Doğru görülmemiştir...)
    gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

    TEMYİZ EDENLER : Taraf vekilleri

    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının davacı vekili tarafından süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun 10.maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
    Davacı vekili; Kınalı-Tekirdağ yolu Liman Köprülü kavşağı ve Seymen Bağlantı yolu km 0+171,10-1+971,04 arasında kalan ve davalının 14/112 payı bulunan 11233 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırılması için davacı idare tarafından kamulaştırma kararı alındığını,kamulaştırma bedeli üzerinde anlaşma sağlanamadığını ileri sürerek 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunun 10.maddesi uyarınca 11233 parsel sayılı taşınmazın kamulaştırma değerinin tespiti ile müvekkili idare lehine tapudan terkinine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili, taşınmazın değerinin düşük belirlendiğini, bedelin yatırılması için depo kararı verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, davacı kuruma verilen süre içerisinde kamulaştırma bedelinin yatırılmadığı, yeniden süre ya da kesin süre talep edilmediği gerekçesiyle davanın reddine dair verilen karar, taraf vekillerinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; Mahkemece, önceki gerekçelerle ve davacı vekilinin kamulaştırma bedelini yatırmayacağını açıkça beyan etmesi karşısında mahkemenin idareyi zorlar tarzda bedeli depo etmesi için süre vermesinin hukuka uygun olmayacağı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı davacı ve davalı vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulunun önüne gelen uyuşmazlık; davacı idare vekilinin verilen süre içinde kamulaştırma bedelini yatırmaması, yeniden süre talep etmemesi ve yatırmayacaklarını beyan etmesi, buna karşılık davalı vekilinin belirlenen bedelin depo edilmesi için yeniden süre verilmesini talep etmesi karşısında tespit edilen kamulaştırma bedelinin depo edilmesi için Kamulaştırma Kanununun 10/8.maddesi uyarınca idareye yeniden süre verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır.
    I-Davalı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
    Bilindiği üzere, 6217 sayılı Kanunun 30.maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “Geçici Madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 432/1.maddesi gereğince temyiz süresi ilamın usulen taraflardan her birine tebliğ tarihinden itibaren 15 (onbeş) gündür.
    Somut olayda; Marmaraereğlisi Asliye Hukuk Mahkemesine ait direnme kararı davalı vekiline 17.06.2013 tarihinde tebliğ edilmiş olup karar 1086 sayılı HUMK"nun 432/1.madde hükmünde yazılı 15 günlük yasal temyiz süresi geçirildikten sonra 04.07.2013 tarihinde temyiz edilmiştir.
    Aynı Kanun"un 432/4.maddesi uyarınca, süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 1989/3 E. ve 1990/4 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince Yargıtay tarafından da bu yönde karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz isteminin süre yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
    II-Davacı vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde;
    Kamulaştırma Kanununun 10/8.maddesi hükmü;
    "Tarafların bedelde anlaşamamaları halinde gerektiğinde hakim tarafından onbeş gün içinde sonuçlandırılmak üzere yeni bir bilirkişi kurulu tayin edilir ve hakim, tarafların ve bilirkişilerin rapor veya raporları ile beyanlarından yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedeli tespit eder. Mahkemece tespit edilen bu bedel, taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkının kamulaştırılma bedelidir. Tarafların anlaştığı veya tarafların anlaşamaması halinde hakim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, peşin ve nakit olarak veya kamulaştırma bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise, ilk taksitin yine peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, hak sahibi tespit edilememiş ise ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere 10"uncu maddeye göre mahkemece yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir. İdarece, kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına yatırıldığına veya hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda, ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere bloke edildiğine dair makbuzun ibrazı halinde mahkemece, taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilir ve bu karar, tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir. Tescil hükmü kesin olup tarafların bedele ilişkin temyiz hakları saklıdır."
    Madde ile, kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tescili için dava açılması halinde kamulaştırmayı sonuçlandırarak bedelin tespiti ve kamulaştırma bedelinin yatırılması için davacı idareye onbeş gün süre verilmesi gerektiği bedelin, yatırılmaması durumunda gereken hallerde bu sürenin bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabileceği belirtilmiştir.
    Somut olayda; 10.09.2008 tarihli Karayolları Genel Müdürlüğünün kararı ile Kınalı- Tekirdağ devlet yolu km 0+171,10-1+971,04 arasında yol yapımı için ihtiyaç duyulan taşınmazlar hakkında kamulaştırma işlemine başlanmasına karar verilmiş, 10.10.2008 tarihli kıymet takdir tutanağı ile belirlenen 9.683,10 TL kamulaştırma bedelinin kabul edilmemesi üzerine 11.11.2009 tarihli anlaşmazlık tutanağı tutulmuş, davacı idare tarafından 28/04/2009 gün ve 3406 sayılı yazı ile dava açılması talimatı verilmiş, 04.11.2010 tarihinde kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın yol olarak terkinine ilişkin görülmekte olan dava açılmıştır.
    Yargılama aşamasında yapılan keşif sonucu belirlenen 35.504,70 TL kamulaştırma bedelinin depo edilmesi için davalı idareye 21.07.2011 tarihli oturumda, bir dahaki oturuma kadar süre verilmiş, sonraki 29.09.2011 tarihli oturumda; davacı vekili, "Biz ücretin depo edilmesi için kamulaştırma servisi ile görüştük, kendileri ücreti depo etmemiştir. Depo etmek içinde süre yada kesin süre talep etmiyoruz, dava konusu yere fiilen el atılmamıştır, takdir mahkemenindir" beyanında bulunmuş; davalı vekili "Dava konusu yere davacı tarafından fiilen el atılmıştır, bu nedenle davacı tarafın bedelin depo edilmesi için yeniden süre verilmesini" talep etmiş, hakim değişikliği nedeni ile dosya incelemeye alınarak duruşmanın 03.11.2011 tarihine bırakılmasına karar verilmiş, anılan oturumda davacı vekilinin mazereti kabul edilerek duruşmanın 16.02.2012 tarihine bırakılmasına karar verilmiştir. 16.02.2012 tarihli oturumda da davacı vekili aynen " önceki beyanlarımızı tekrar ederiz, kamulaştırma servisi ile görüştük, ücreti yatırmayacaklarını beyan ettiler, takdir mahkemenindir" şeklinde beyanda bulunmuş, davalı vekili "dava konusu yere fiilen el atılmıştır." beyanı ile karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece verilen süre içinde kamulaştırma bedelinin yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından ek süre verilmediğine yönelik olarak temyiz edilmiştir.
    Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında bir kısım üyelerce, Kamulaştırma Kanunu"nun 10/8.maddesi gereğince kamulaştırma bedelinin yatırılması için 15 gün süre verileceği, mahkemece, 21.07.2011 tarihli oturumda kamulaştırma bedelinin yatırılması için gelecek celseye kadar verilen süre ile davacı vekilinin bedeli yatırmayacaklarını ikinci kez beyan ettiği 16.02.2012 tarihli oturum arasında geçen sürenin 15 günden çok fazla olduğu, davacı idarenin kamulaştırma bedelini yatırmayacağını ve yatırmak için süre ya da kesin süre istemediğini açıkça beyan etmesi karşısında direnme kararının onanması gerektiği ileri sürülmüş ise de Hukuk Genel Kurulunun çoğunluğunca bu görüş benimsenmemiştir.
    Bu durumda mahkemece, davalılar vekilinin kamulaştırma bedelinin yatırılması için yeniden süre verilmesini talep ettiği hususunda gözetilerek Kamulaştırma Kanunu"nun 10/8.maddesi hükmü gereğince davacı idareye kamulaştırma bedelini yatırması için verilen sürenin bir defaya mahsus olmak üzere uzatılarak oluşan sonuca göre hüküm kurulması gerekirken davanın reddi yönündeki önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
    S O N U Ç : 1-Yukarıda (I) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin süre nedeniyle reddine,
    2-Yukarıda (II) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 18.03.2015 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.


    KARŞI OY

    Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10.maddesine dayalı kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın yol olarak tapudan terkini istemine ilişkindir.
    Kamulaştırma Kanununun 10/8.maddesi ile idareye kamulaştırılan taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve taşınmazın idare adına tescili için dava açması, mahkemeye de kamulaştırmayı sonuçlandırarak bedelin tespiti ve taşınmazın idare adına tesciline karar verilmesi ödev ve sorumluluğu yüklenmiş, kamulaştırma bedelinin yatırılması için davacı idareye onbeş gün süre verilmesi; yatırılmaması durumunda gereken hallerde bu sürenin bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabileceği belirtilmiştir. Anılan madde “...Tarafların anlaştığı veya tarafların anlaşamaması halinde hakim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, peşin ve nakit olarak veya kamulaştırma bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise, ilk taksitin yine peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, hak sahibi tespit edilememiş ise ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere 10 uncu maddeye göre mahkemece yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir...” hükmünü haizdir.
    Bir uyuşmazlık mahkemeye taşınmış olmakla, kamu alanına, toplumun da çıkarını ilgilendiren bir platforma aktarılmış olmaktadır. Bu nedenle bir davanın makul sürede sona erdirilmesinde en az taraflar kadar toplumun da yararı vardır.Şu halde, süreye ilişkin kuralların kabulüyle adaletin bir an önce sağlanması, keyfiliğin önlenmesi, mahkemenin aynı işle uzun süre meşgul olmasının, başka bir ifadeyle diğer dava ve işlere yeterince zaman ayıramaz duruma düşürülmesinin önlenmesi, davanın makul sürede sonuçlandırılmasının sağlanması, yargılamanın belli bir düzen ve kestirilebilir bir zamansallıkla yürütülmesi, başka bir anlatımla yargılamanın adil şekilde yapılmasının sağlanması olarak özetlenebilir.
    Somut olayda; davacı Karayolları Genel Müdürlüğü"nün 10.09.2008 tarihli kamulaştırma kararı ile yol yapımı nedeniyle ihtiyaç duyulan taşınmazlar için kamulaştırma işlemine başlanmasına karar verilmiş, 10.10.2008 tarihli kıymet takdir tutanağı ile belirlenen kamulaştırma bedeli kabul edilmeyerek anlaşmazlık tutanağı tutulması üzerine davacı idare tarafından kamulaştırma bedelinin tespiti ve yol olarak terkinine ilişkin görülmekte olan dava açılmıştır.
    Yargılama aşamasında yapılan keşif sonucu belirlenen kamulaştırma bedelinin depo edilmesi için davalı idareye 21.07.2011 tarihli oturumda, bir dahaki oturuma kadar süre verilmiş, sonraki 29.09.2011 tarihli oturumda; davacı vekili, " Biz Ücretin depo edilmesi için kamulaştırma servisi ile görüştük, kendileri ücreti depo etmemiştir.depo etmek içinde süre yada kesin süre talep etmiyoruz, dava konusu yere fiilen el atılmamıştır, takdir mahkemenindir "şeklinde beyanında bulunmuş, davalı vekili "dava konusu yere davacı tarafından fiilen el atılmıştır, bu nedenle davacı tarafın bedelin depo edilmesi için yeniden süre verilmesi" açıklaması ile süre talep etmiş, hakim değişikliği nedeni ile dosya incelemeye alınarak duruşmanın 03.11.2011 tarihine bırakılmasına, 03.11.2011 tarihli oturumda ise davacı vekilinin mazereti kabul edilerek duruşmanın 16.02.2012 tarihine bırakılmasına karar verilmiştir. 16.02.2012 tarihli oturumda da davacı vekilinin" önceki beyanlarımızı tekrar ederiz, kamulaştırma servisi ile görüştük, ücreti yatırmayacaklarını beyan ettiler, takdir mahkemenindir" beyanı üzerine davalı vekili "dava konusu yere fiilen el atılmıştır, bu nedenle karar verilmesini" talep etmiştir.
    Kamulaştırma Kanununun 10/8.maddesi gereğince kamulaştırma bedelinin yatırılması için 15 gün süre verileceği öngörülmüş ise de mahkemece, ilk kez 21.07.2011 tarihli oturumda kamulaştırma bedelinin yatırılması için gelecek celseye kadar verilen süre ile davacı vekilinin bedeli yatırmayacaklarını ikinci kez beyan ettiği 16.02.2012 tarihli oturum arasında geçen süre ve davacı idarenin kamulaştırma bedelini yatırmayacağını, yatırmak için süre ya da kesin süre istemediğini açıkça beyan etmesi karşısında davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere getirilen süre kuralının, kanunun amacına uygun olarak kullanılması gerektiği, tarafların yargılamadaki tutumları ile süreye konu işlemin özelliği de göz önünde bulundurulduğunda yeniden süre verilmesinin doğru olmadığı, bu nedenle davanın reddi gerektiğine dair yerel mahkeme kararının onanması görüşünde olduğumdan sayın çoğunluğun görüşüne iştirak etmiyorum.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi