Abaküs Yazılım
4. Ceza Dairesi
Esas No: 2022/10848
Karar No: 2022/17561
Karar Tarihi: 21.09.2022

Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2022/10848 Esas 2022/17561 Karar Sayılı İlamı

4. Ceza Dairesi         2022/10848 E.  ,  2022/17561 K.

    "İçtihat Metni"

    KARAR
    6136 sayılı Yasaya muhalefet ve tehdit suçlarından sanık ... hakkında yapılan yargılama sonunda, sanığın mahkumiyetine dair ... Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen 04/11/2010 tarih ve 2009/1486 E., 2010/649 sayılı kararın, sanık müdafisi tarafından temyizi üzerine,
    Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 15/05/2014 tarih ve 2012/35767 E., 2014/16957 sayılı kararıyla;
    “Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Sanığa yükletilen izinsiz silah taşıma ve tehdit eylemleriyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemlerin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
    Eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunlarda öngörülen suç tiplerine uyduğu,
    Sanığın tekerrüre esas hükümlülüğü bulunmasına karşın, TCK'nın 58. maddesi uygulanmamış ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
    Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
    Ancak,
    5237 sayılı TCK'nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun süresi ve kapsamı açısından anılan Kanun maddesinin 3. fıkrası hükmünün gözetilmemesi,
    Kanuna aykırı, sanık ... müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktaları, 5237 sayılı TCK'nın 53/1-(c) maddesinde yer alan hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindekilerle sınırlı olmak üzere koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması biçiminde DÜZELTİLMEK ve başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükümler, bu bağlamda ONANMAK suretiyle 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca davanın esasına” oy birliğiyle karar verilmiştir.
    İTİRAZ NEDENLERİ:
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 05/07/2022 tarih ve 2022/95349 sayılı yazısıyla;
    “A- İtirazımızın konusunu duruşmalardan vareste tutulma istemi bulunmayan ve aynı yer yargı çevresindeki kapalı ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan sanığın esaslı işlemlerin yapıldığı ve kısa kararın okunduğu oturumlara getirtilmemesi suretiyle savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığını oluşturmaktadır.
    B- İtiraz konusu ile ilgili olarak,
    Sanık hazır olmaksızın duruşma yapılamayacağı kuralını düzenleyen 5271 sayılı CMK’nın “Sanığın duruşmada hazır bulunmaması” başlıklı 193. maddesinin birinci fıkrası; “Kanunun ayrık tuttuğu hâller saklı kalmak üzere, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılmaz. Gelmemesinin geçerli nedeni olmayan sanığın zorla getirilmesine karar verilir” hükmünü amirdir. Bu kuralın istisnaları da aynı maddenin ikinci fıkrasında; “Sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa da dava yokluğunda bitirilebilir”,
    194. maddenin ikinci fıkrasında; “Sanık savuşur veya ara vermeyi izleyen oturuma gelmezse, önceden sorguya çekilmiş ve artık hazır bulunmasına mahkemece gerek görülmezse, dava yokluğunda bitirilebilir”,
    195. maddede; “Suç, yalnız veya birlikte adlî para cezasını veya müsadereyi gerektirmekte ise; sanık gelmese bile duruşma yapılabilir. Bu gibi hâllerde sanığa gönderilecek davetiyede gelmese de duruşmanın yapılacağı yazılır”,
    200. maddenin birinci fıkrasında; “Sanığın yüzüne karşı suç ortaklarından birinin veya bir tanığın gerçeği söylemeyeceğinden endişe edilirse, mahkeme, sorgu ve dinleme sırasında o sanığın mahkeme salonundan çıkarılmasına karar verebilir”,
    204. maddesinde; “Davranışları nedeniyle, hazır bulunmasının duruşmanın düzenli olarak yürütülmesini tehlikeye sokacağı anlaşıldığında sanık, duruşma salonundan çıkarılır. Mahkeme, sanığın duruşmada hazır bulunmasını dosyanın durumuna göre savunması bakımından zorunlu görmezse, oturumu yokluğunda sürdürür ve bitirir. Ancak, sanığın müdafii yoksa, mahkeme barodan bir müdafi görevlendirilmesini ister. Oturuma yeniden alınmasına karar verilen sanığa, yokluğunda yapılan işlemler açıklanır” şeklinde gösterilmiştir.
    İlk uyuşmazlık konusunun çözümüne ışık tutan “Sanığın duruşmadan bağışık tutulması” başlıklı 196. maddesi ise;
    “(1) Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.
    (2) Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir. Sorgu için belirlenen gün, Cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafisine bildirilir. Cumhuriyet savcısı ile müdafiin sorgu sırasında hazır bulunması zorunlu değildir. Sorgusundan önce sanığa, ifadesini esas mahkemesi huzurunda vermek isteyip istemediği sorulur.
    (3) Sorgu tutanağı duruşmada okunur.
    (4) Yukarıdaki fıkralar içeriğine göre sanığın aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle sorgusunun yapılabilmesi olanağının varlığı hâlinde bu yöntem uygulanarak sorgu yapılır.
    (5) Hastalık veya disiplin önlemi ya da zorunlu diğer nedenlerle yargılamanın yapıldığı yargı çevresi dışındaki bir hastahane veya tutukevine nakledilmiş olan sanığın, sorgusu yapılmış olmak koşuluyla, hazır bulundurulmasına gerek görülmeyen oturumlar için getirilmemesine mahkemece karar verilebilir.
    (6) Yurt dışında bulunan sanığın, belirlenen duruşma tarihinde hazır bulunmasının zorluğu halinde, bu tarihten önce duruşma açılarak veya istinabe suretiyle sorgusu yapılabilir” şeklinde iken 25/08/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 147. maddesi ile anılan maddenin dördüncü fıkrası; "Hâkim veya mahkemenin zorunlu gördüğü durumlarda, aynı anda görüntülü ve sesli iletişim tekniğinin kullanılması suretiyle yurt içinde bulunan sanığın sorgusu yapılabilir veya duruşmalara katılmasına karar verilebilir." şeklinde değiştirilmiş ve bu değişiklik 08/03/2018 tarihinde yürürlüğe giren 7078 sayılı Kanunun 142. maddesi ile kanunlaşmıştır.
    Bu itibarla,
    C- ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2009/1486 esas ,2010/649 karar sayılı ilamının karar tarihi olan 04/11/2010 tarihinde itiraz talebinde bulunan sanık ...’nun ... 1 Nolu Ceza İnfaz Kurumunda başka suçtan hükümlü olarak bulunduğu, sanığın savunmasının alındığı ve sonraki duruşmalarda vareste tutulmayı talep edip etmediği sorulmadığı gibi, ... 1 Nolu Ceza İnfaz Kurumunda bulunmakta iken, hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmadan mahkumiyetine karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 196. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlandığının gözetilmemesi,
    Hukuka aykırılık oluşturmakta olup, hükmün açıklanan gerekçelerle bozulmasına karar verilmesi gerekmektedir.
    SONUÇ VE İSTEM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1- İtirazımızın KABULÜ ile,
    2- Yüksek Dairenizin 15/05/2014 gün ve 2012/35767 Esas, 2014/16957 Karar sayılı sanık hakkındaki silahla tehdit ve 6136 sayılı yasaya muhalefet suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerinin ONANMASINA ilişkin kararın KALDIRILMASI,
    3- İtiraza konu uyuşmazlık hakkında belirtilen hukuka aykırılık nedenleri gözetilmek suretiyle ... Asliye Ceza Mahkemesinin 04/11/2010 gün ve 2009/1486 esas, 2010/649 sayılı kararının BOZULMASI,
    4- İtirazımız yerinde görülmediği takdirde, 5271 sayılı CMK’nın 308/3. maddesi uyarınca bir karar verilmek üzere dosyanın Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİ” talebiyle itirazda bulunulması üzerine dosya Dairemize gönderilmekle, incelenerek gereği düşünüldü:
    HUKUKSAL DEĞERLENDİRME
    CGK'nun 14/05/2020 tarih, 2019/6-77 esas ve 2020/205 sayılı kararında da belirtildiği üzere "Sanığın duruşmada hazır bulunabilmesi, yükümlülük yönü olmakla birlikte öncelikle kendisi açısından bir hak olup bu hak adil yargılanma hakkının temel unsurlarından birini oluşturmaktadır. Tarafı olduğumuz ve onaylamakla iç hukuk mevzuatına dahil ettiğimiz Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunması Sözleşmesinin “Adil yargılanma hakkı” başlıklı 6. maddesinin üçüncü fıkrasının (c) bendinde, sanığın en azından kendi kendini savunma hakkı bulunduğu belirtilmekle, mahkeme huzurunda doğrudan savunmasını yapabilmesi için duruşmada hazır bulunma hakkının varlığı da zımnen kabul edilmiştir.
    Kendisi yönünden hak olarak düzenlendiği kabul edilen bir hususta sanığın, bu hakkı ne şekilde kullanacağı konusunda hiçbir insiyatifinin olmadığının kabulü halinde hakkın varlığından da söz edilemeyecektir. Nitekim, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12 Şubat 1985 tarihli Colozza ve Rubinat/İtalya ile 25 Kasım 1997 tarihli Zana/Türkiye kararlarında, sözleşmeyle garanti altına alınan bir hakkın kullanılmasından vazgeçilmesinin, bunun açıkça söylenmesiyle mümkün olabileceği belirtilmiş olup, buna göre sanığın duruşmada hazır bulunma hakkından feragat etmesi de ancak bu hususu açıkça söylemesiyle mümkün olacaktır".
    5271 sayılı CMK'nın ''sanığın duruşmadan bağışık tutulması'' başlıklı 196. maddesi uyarınca; Mahkemece sorgusu yapılmış olan sanık veya bu hususta sanık tarafından yetkili kılındığı hâllerde müdafii isterse, mahkeme sanığı duruşmada hazır bulunmaktan bağışık tutabilir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun Dairemizce de benimsenen 03/04/2018 tarih, 2014/851 esas ve 2018/144 karar sayılı kararında belirtildiği üzere, aynı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda başka bir suçtan hükümlü olarak bulunan ve asıl mahkemesince yapılan sorgusu sırasında duruşmadan bağışık tutulma isteğinde bulunmayan sanığın, Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki görüşünü bildirdiği ve hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mâhkumiyetine karar verilmesi savunma hakkının sınırlandırılması niteliğindedir.
    İnceleme konusu olayda UYAP sisteminden yapılan kontrolde, sanığın 04/11/2010 tarihinde ... 1 nolu L Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'nda başka bir suçtan tutuklu olduğu anlaşılmakla, aynı yargı çevresindeki ceza infaz kurumunda tutuklu olarak bulunan, CMK'nın 196/1 maddesi gereğince duruşmalardan bağışık tutulma hakkı hatırlatılmayan ve bağışık tutulmaya dair bir talebi de bulunmayan sanığın hükmün açıklandığı son oturumda hazır bulundurulmayıp yokluğunda yargılama yapılarak mahkumiyetine karar verildiği belirlenmiştir.
    KARAR
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın itiraz gerekçesi yerinde görülmekle, 6352 sayılı Kanunun 99. maddesiyle eklenen 5271 sayılı CMK'nın 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca İTİRAZIN KABULÜNE,
    Dairemizce sanık hakkında 6136 sayılı Yasaya muhalefet ve tehdit suçlarından verilen 15/05/2014 tarihli, 2012/35767 E., 2014/16957 sayılı düzeltilerek onama kararının KALDIRILMASINA,
    ... Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04/11/2010 tarih ve 2009/1486 E., 2010/649 karar sayılı mahkumiyet hükümlerini içeren dosyanın yeniden incelenmesi sonucu;
    Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
    Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
    Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
    Aynı yargı çevresinde başka suçtan tutuklu olduğu anlaşılan sanığın, bağışık tutulma talebi bulunmaması karşısında, hükmün açıklandığı son oturumda duruşmada hazır bulundurulması gerektiği gözetilmeden yokluğunda karar verilmesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 196. maddesine aykırı davranılarak savunma hakkının kısıtlanması,
    Kanuna aykırı ve sanık ...’nun temyiz nedenleri yerinde görüldüğünden, başkaca yönleri incelenmeksizin, tebliğnameye aykırı olarak HÜKÜMLERİN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 21/09/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi