11. Hukuk Dairesi 2018/2702 E. , 2019/4137 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 13/04/2017 tarih ve 2015/176 E- 2017/217 K. sayılı kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine-kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 05/04/2018 tarih ve 2017/1536 E- 2018/383 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ve davalı şirket vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının "ASELSAN" esas ibareli tanımış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki "H HASELSAN İNŞAAT VE TİCARET A.Ş." ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2012/18813 kod numarasını alan başvuruya yapılan itirazın diğer davalı TPMK YİDK"nin 2014-M-15549 sayılı kararı ile kısmen reddedildiğini, kararın haksız olduğunu ileri sürerek, TPMK YİDK"nin anılan kararının iptaline, tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, bütün olarak ele alındıklarında dava konusu markaların karıştırılmasının mümkün olmadığını, markaların kullanılacağı mal ve hizmetlerin de birbirinden farklı olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, taraf markalarının benzer olduğu, çekişmeli olan bir kısım mal ve hizmetler yönünden 556 sayılı KHK’nın 8/1-b hükmü anlamında iltibas tehlikesinin bulunduğu, davacının "ASELSAN" ibaresini içeren markalarının, dava konusu markanın başvuru tarihi itibariyle 556 sayılı KHK’nın 8/4 maddesi uyarınca tanınmış olduğu, gerek YİDK kararının iptali gerekse hükümsüzlük yönünden çekişmeli tüm mallar/hizmetler bakımından davacı markasının tanınmışlığından davalı tarafça haksız yarar sağlanması, tanınmış markanın ayırt edici niteliğinin ve itibarının zedelenmesi ihtimallerinin bulunduğu, 556 sayılı KHK’nın 8/1-b ve 8/4 maddeleri kapsamındaki tescil engeline rağmen, davalının önceki marka tescilinden kaynaklanan kazanılmış hakkının bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile TPMK YİDK"nin 2014-M-15549 sayılı kararının "betondan mamül borular, asbestli (amyant) borular, büzler ve ekleme parçaları" malları haricindeki tüm mal ve hizmetler yönünden iptaline, 2012/18813 sayılı markanın "betondanmamül borular, asbestli (amyant) borular, büzler ve ekleme parçaları" malları haricindeki tüm mal ve hizmetler yönünden kısmen hükümsüzlüğüne, fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce, markaların 556 sayılı KHK."nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olduğu, markaların kapsadığı emtialardan bir kısmı açısından aynı KHK maddesi uyarınca iltibas tehlikesi bulunduğu, başvurusu kapsamındaki diğer tüm mal ve hizmetler yönünden ise 556 sayılı KHK."nın 8/4. maddesi koşullarının davacı yararına gerçekleştiği, dolayısıyla esasen davalı başvurusunun tüm mal ve hizmetler yönünden reddinin gerektiği, ancak davalı şirketin 19. sınıfta yer alan bir kısım mallar yönünden, 1999/209919 numaralı önceki markasına dayalı kazanılmış hakkının bulunduğu, davalı başvurusunun anılan markanın kazanılmış hak sağladığı mallar dışında kalan emtia için tescil edilemeyeceğinin kabul edilmesinde bir isabetsizliğin bulunmadığı, yeni markada kazanılmış hak iddia edilen markaya nazaran emtia kapsamının genişletilmemiş olması gerektiği, kazanılmış hak konusu 19. sınıf malların, dava konusu başvuru yönünden, 35/6. sınıfta 19. sınıfa özgülenmiş hizmetler için de kazanılmış hak yaratmasının mümkün olmadığı gerekçesiyle davacı vekilinin tüm istinaf itirazlarının esastan reddine, davalı şirketin 2012/18813 kod numarasını alan başvurusu üzerine TPMK Markalar Dairesince 22.03.2013 tarihli karar ile yanlışlıkla davalı şirkete ait 1999/209919 numaralı markanın kapsamındaki 19. sınıf malların başvurudan çıkarılarak ilan edildiği, itirazlar üzerine başvurunun yine yanlışlıkla sadece “Betondan mamül borular, asbestli (amyant) borular, büzler ve ekleme parçaları” malları için reddedildiği ve bu mallar yönünden davalı şirketin kazanılmış hakkının bulunduğu gerekçesiyle başvurunun devamına, anılan mallar dışındaki tüm mal ve hizmetler yönünden ise başvurunun reddine karar verildiği, TPMK YİDK tarafından zaten "betondan mamül borular, asbestli (amyant) borular, büzler ve ekleme parçaları" malları haricindeki tüm mal ve hizmetler yönünden başvurunun reddine karar verilmiş olduğundan iptali gereken bir mal veya hizmet bulunmadığı, mahkemece davalı TPMK YİDK"nin 2014-M-15549 sayılı kararının iptaline ilişkin davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı, dava konusu marka tescil başvurusu yönünden yukarıda açıklanandan başka bir süreç daha yaşandığı, Markalar Dairesinin 22.03.2013 tarihli kararında yapılan hata fark edilince, bu kez yine Markalar Dairesince 18.04.2013 tarihli karar ile sehven başvurudan çıkarılan 19. sınıfa dahil mallar ile 19 ve 35. sınıf mal ve hizmetler için başvurunun yeniden ilanına karar verildiği, 13.05.2013 tarihli 213 sayılı bültende çıkan bu yayına ise davacı tarafça itirazda bulunulmaması üzerine dava konusu marka başvuru işlemlerinin bu mal ve hizmetler yönünden devam ederek mevcut haliyle 19 ve 35. sınıf mal ve hizmetler için 30.03.2015 tarihinde tescil edildiği, dolayısıyla ilk derece mahkemesinin hükümsüzlük davası yönünden dava konusu markanın, "betondan mamül borular, asbestli (amyant) borular, büzler ve ekleme parçaları" malları haricindeki tüm mal ve hizmetler yönünden hükümsüzlüğüne karar vermesinin doğru olduğu gerekçesiyle davalılar vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulü ile, 2012/18813 sayılı markanın “Beton, alçı, toprak, kil, doğal ve yapay taş, ahşap, plastik veya sentetik malzemelerden imal edilmiş ve şekil almış yapı / inşaat / yol yapımı ve benzer amaçlı malzemeler, yapı elemanları, taşınabilir bu malzemelerden yapılar, direkler, bariyerler, (ahşap ve sentetik malzemelerden kapı ve pencereler dahil)" mallarından, “Betondan mamül borular, asbestli (amyant) borular, büzler ve ekleme parçaları” malları haricindeki tüm mal ve hizmetler yönünden kısmen hükümsüzlüğüne, davalı TPMK YİDK"nin 2014-M-15549 sayılı kararının iptaline ilişkin davanın ve fazlaya dair istemlerin reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili ve davalı şirket vekili temyiz etmiştir.
1- İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak taraf vekillerince yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava TMPK YİDK kararının iptali ve markanın hükümsüzlüğüne ilişkindir. İlk derece ve Bölge Adliye Mahkemesince davalı başvuru markasının "betondan mamül borular, asbestli (amyant) borular, büzler ve ekleme parçaları" malları haricindeki tüm mal ve hizmetler yönünden kısmen hükümsüzlüğüne karar verilmiştir. Mahkeme kararlarının infazda tereddüte yol açmayacak şekilde açık ve anlaşılabilir olması gerekmektedir. Davalı başvuru markasının incelenmesinde hükümsüzlük kapsamı dışında bırakılan "betondan mamül borular, asbestli (amyant) borular, büzler ve ekleme parçaları" mallarının davalı markasının emtia listesinde yer almadığı anlaşılmaktadır. Bunun yanında Türk Patent ve Marka Kurumu mal ve hizmet sınıf listesine göre de “boru” emtiasının 17.sınıf mallar içinde düzenlendiği görülmektedir. Şu halde "betondan mamül borular, asbestli (amyant) borular, büzler ve ekleme parçaları" mallarının davalı başvuru markasında açıkça yer almadığı ve boru emtiasının 17.sınıf mallar içinde düzenlendiği dikkate alınmaksızın infazda tereddüte yol açacak şekilde davalının anılan mallar yönünden müktesep hakkı olduğu gerekçesiyle bu mallar dışındaki mal ve hizmetler yönünden davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın bu yönden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, HMK"nın 373/2. maddesi uyarınca dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalı şirketten alınmasına, 10/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.