Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/10382
Karar No: 2021/2139
Karar Tarihi: 24.02.2021

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2020/10382 Esas 2021/2139 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mahkeme, \"içtihat metni\" başlıklı kararında, boşanan bir kadının babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığına ilişkin dava dosyasını inceledi. Davacı, boşandığı eşiyle talep konusu dönemde fiilen birlikte yaşamadığını iddia ederek, Kurum işleminin iptali ile kesilen ölüm aylığının yeniden tahsisi için dava açtı. Mahkeme, konunun detaylı bir şekilde araştırılması gerektiği belirterek, boşanılan eşle fiili olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiğini ifade etti. Mahkeme, eksik araştırma ve incelemenin yapılmış olması nedeniyle verilen kararı bozdu. 5510 sayılı Kanun'un 56. maddesinin ikinci fıkrasında, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşayan kişilerin bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların geri alınacağı hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, 5510 sayılı Kanun'un 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanakların aksi sabit oluncaya kadar geçerli olacağı belirtilmiştir.
10. Hukuk Dairesi         2020/10382 E.  ,  2021/2139 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Asıl dava, aksi Kurum işleminin iptali ile kesilen ölüm aylığının yeniden tahsisi, birleşen dava ise itirazın iptali ile icra inkar tazminatı ve takibin devamı istemine ilişkilidir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak, ilamında belirtildiği şekilde, asıl davanın kabulüne, birleşen davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. birleşen dava ise itirazın iptali ile icra inkar tazminatı ve takibin devamı istemine ilişkilidir.
    Hakkında verilen boşanma kararı 2009 yılında kesinleşen davacıya, yaşamını yitiren sigortalı babası üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla bağlanan ölüm aylığının, boşandığı eşiyle talep konusu dönemde fiilen birlikte yaşadığının belirlendiği gerekçesiyle, davalı Kurumca kesildiği ve 01.01.2010-16.11.2011 döneminde yersiz olarak ödendiği ileri sürülen aylıklar yönünden borç tahakkuk ettirildiği anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında; eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
    İnceleme konusu davaya ilişkin olarak ise; 12.04.2011 tarihli Kurum müfettiş raporunda, ifadesi alınan komşu ... ile yönetici ... tanık sıfatı ile dinlenilmeli, uyuşmazlık konusu olan 01.01.2010-16.11.2011 arası dönem için davacı ile eski eşinin adres kayıt sistemlerinde kayıtlı olan yerlerde oturup oturmadıkları, oturuyorlar ise fiili birlikteliğin olup olmadığı yönünde aydınlatıcı geniş kapsamlı Kolluk araştırması yapılmalı, 5510 sayılı Kanunun 59/2. maddesi gereğince Kurumun denetim ve kontrol ile görevlendirilmiş memurları tarafından düzenlenen tutanakların aksi sabit oluncaya kadar geçerli olup, aksinin ancak eş değer belgelerle ispatlanmasının gerektiği hususu da göz önünde bulundurularak, boşanılan eşle fiili olarak birlikte yaşama olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
    Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilerek, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, taraf vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilerek hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacı-birleşen davada davalıya iadesine, 24.02.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi