15. Ceza Dairesi 2017/32944 E. , 2021/2991 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : CMK 231/11. maddesi uyarınca hükümlerin ayrı ayrı açıklanması ile;
1-Sanığın ..."a yönelik eylemleri nedeniyle;TCK"nın 158/2, 168/2, 62/1, 52/2, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
2- Sanığın ... ve ..."e yönelik eylemleri nedeniyle; TCK"nın 158/2, 43, 168/2, 62/1, 52/2, 53. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Nitelikli dolandırıcılık suçundan geri bırakılan hükümlerin açıklanması suretiyle sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın, ..."a Nüfus Müdürlüğünde görevli olduğunu, ... ve ..."e ise Devlet Su İşlerinde fen işleri müdürü olduğunu söyleyerek, Ankara"da milletvekili olan dayısı vasıtasıyla eşinin emeklilik işlemlerinin yapılacağı vaadi ile ..."dan ve işe yerleştireceği vaadi ile ... ve ..."den haksız menfaat temin ettiği ve bu suretle üzerine atılı suçları işlediğinin iddia edildiği olayda;
1-Sanık hakkında açıklanması geri bırakılan hükümlerle ilgili Antalya 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 05/05/2014 tarih, 2011/715 Esas, 2014/381 Karar sayılı ilamıyla yapılan ihbar üzerine hükümlerin açıklandığı, ancak ihbara konu olan kararda sanık hakkında TCK’nın 157/1. maddeleri uyarınca hüküm kurulduğunun anlaşıldığı, dolandırıcılık suçunun 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesine göre uzlaşma kapsamında kalması ve 6763 sayılı Kanunun 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırma işleminin yapılması için dosyanın yeniden değerlendirilmesi lüzumu karşısında, ihbara konu suça ilişkin belirtilen işlemlerin akıbetinin mahkemesinden sorulup, olumlu sonuçlanmış olması durumunda, sanığın denetim süresinde işlediği başkaca kasıtlı suçlardan mahkum olup olmadığı tespit edilip sonucuna göre, hükmün açıklanıp açıklanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Kabule göre de;
2- 5237 sayılı TCK"nın 158. maddesinin 2. fıkrasındaki nitelikli dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için failin, ismen söylemese bile kimden söz edildiğini karşı tarafın anlayacağı şekilde makamı, rütbesi, ünvanı ve lakabını belirttiği kamu görevlisini tanıdığını, hatırının sayıldığını, işini yaptıracağını söyleyerek mağduru kandırması gerektiği, somut olayda ise; sanığın, belli bir kamu görevlisi yanında hatırı sayıldığından veya kamu görevlisiyle ilişkisi olduğundan bahsetmeksizin, milletvekili dayısı olduğunu söylemesinin TCK"nın 158/2. maddesindeki suçu oluşturmayıp, 5237 sayılı TCK"nın 157. maddesinde yer alan ve 02/12/2016 tarih ve 29906 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 34. maddesi ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 253. ve 254. maddeleri gereğince uzlaştırmaya tabi dolandırıcılık suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülmek suretiyle yazılı şekilde kamu görevlileri ile ilişkisi olduğundan bahisle bir işin gördürüleceği vaadiyle dolandırıcılık suçundan hüküm kurulması,
3- Sanığın eylemlerine uyan ve 5237 sayılı TCK"nın 157/1. maddesinde düzenlenen dolandırıcılık suçunun gerektirdiği cezanın miktar ve nev’i nazara alınarak, sanık hakkında geri bırakılan hükmün açıklanmasına esas alınan suç tarihlerinin net olarak belirlenmesi, durma ve kesilme sürelerinin tespit edilmesi ile zamanaşımı bakımından sanığın durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 15/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.