11. Hukuk Dairesi 2018/2696 E. , 2019/4136 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 07/03/2017 tarih ve 2016/272 E. - 2017/79 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi’nce verilen 12/04/2018 tarih ve 2017/1559-2018/416 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, 6100 sayılı Kanun"un 369. maddesi gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının özellikle ayak giysileri botlar emtiası üzerinde kendi adına tescilli Timberland markalı ürünlerin üretim ve ticaretini yaptığını, “Timberland” markalı ürünlerin tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çok iyi tanındığını, davacının uzun yıllardır kesintisiz devam eden kullanımı neticesinde kendisi ile özdeşleşmiş olan bağcıklı bot modelini marka olarak tescil ettirmek amacıyla davalı kuruma marka başvurusunda bulunduğunu, başvurunun TPMK tarafından 556 sayılı KHK’nın 7/1-a,c ve e bentleri uyarınca reddedildiğini, ret kararına yapılan itirazın TPMK YİDK’nın 02.05.2016 tarih 2016-M-4581 sayılı kararı ile reddedildiğini, ret kararının yerinde olmadığını, davacının marka başvurusunun 556 sayılı KHK’nın 7/1-a bendi anlamında tescili talep edilen mallar yönünden ayırt edici olduğunu, 556 sayılı KHK’nın 7/1-c bendi anlamında ve 7/1-e maddesi kapsamında tescil engeli taşımadığını ileri sürerek 02.05.2016 tarih ve 2016-M-4581 sayılı TPMK YİDK kararının iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, dava konusu marka başvurusunun 7/1-a ve 7/1-c bendleri kapsamında ayırt edici özelliğinin bulunmadığı, TPMK YİDK 2016-M-4581 sayılı kararının ret gerekçeleri arasında 556 sayılı KHK’nın 7/1-e bendinin bulunmasının yerinde olmadığı, dava konusu 2015/93945 sayılı ibareli marka başvurusuna konu bot ürünün davacı şirket tarafından etkin ve yoğun bir şekilde kullanıldığı ancak davacı yanın bu kullanımını piyasadaki tek satıcı olarak gerçekleştirmiyor olması nedeniyle 556 sayılı KHK’nın 7/son bendinin uygulama alanının bulunmadığı, TPMK YİDK 2016-M-4581 sayılı kararının 556 sayılı KHK’nın 7/1-a ve c bendlerine dayandırılan gerekçeler ile yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce, dava konusu marka başvurusunun 7/1-a ve 7/1-c bendleri kapsamında ayırt edici özelliğinin bulunmadığı ve dolayısıyla marka olma özelliğini haiz olmadığı, ayrıca dosya kapsamında bulunan deliller karşısında dava konusu ürünün ayırtediciliğinin sağlandığı iddiasının da kanıtlanamadığı gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 10/06/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.