
Esas No: 2011/2017
Karar No: 2012/6708
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2011/2017 Esas 2012/6708 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, 47.067,88 TL asıl ile bunun 19.502,70 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 66.570,58 TL yersiz aylık alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibinde, itirazın iptali, takibin devamı ve %40 icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkeme, 47.067,70 TL asıl ile bunun 19.158,02 TL işlemiş faizi olmak üzere toplam 66.225,72 TL üzerinden itirazın kısmen iptaline ve asıl alacak üzerinden icra inkar tazminatına karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum ile, davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- 21.07.2004 gün ve 25529 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak, öngördüğü istisnalar dışındaki hükümleri yayım tarihinde yürürlüğe giren, 14.07.2004 tarih ve 5219 sayılı “Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ve ayrıca 5236 sayılı Kanun; katsayı artışı da uygulanmak suretiyle bu kanunların yürürlük tarihinden sonra yerel mahkemelerce verilen hükümler yönünden 2010 yılı için 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427.Maddesindeki temyiz (kesinlik) sınırını 1.430,00 TL olarak değiştirmiştir.
Alacağın bir kısmının dava edilmiş olması halinde, temyiz (kesinlik) sınırının saptanmasında, alacağın tamamının gözetilmesi; tümü dava konusu yapılan bir alacağın kısmen kabulünde ise, temyiz (kesinlik) sınırının belirlenmesinde kabul ve reddedilen miktarların esas alınması, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununu Geçici 3. maddesi gereğince 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 427’nci maddesi hükmü gereğidir.
Somut olayda, redde konu 344,86 TL’lik alacak tutarı, yukarıda değinilen temyiz (kesinlik) sınırının altında bulunduğundan, anılan karara karşı temyiz yoluna başvurulması reddedilen miktar itibariyle mümkün değildir.
Hal böyle olunca, yukarıda açıklanan nedenlerle davacı Kurum Avukatının temyiz dilekçesinin miktar itibariyle kesinlik nedeniyle REDDİNE.
2-Davalı ...’nun temyiz itirazlarına gelince;
a-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
b)14.04.1954-01.12.1980 tarihleri arası muhtelif dönem ...’lı ve.... kapsamındaki sigortalılık süreleri gözetilerek 01.12.1980 tarihinden itibaren Emekli Sandığından emekli aylığı bağlanan davacı, 30.12.1980 tarihli başvuruyla avukatlık mesleğinden dolayı topluluk sigortasına tabi olmuş ve 01.01.1981-30.04.2001 tarihleri arası dönemde topluluk sigortasına tabi şekilde prim ödeyerek, kendisine 06.05.2001 günlü başvurusu üzerine de 01.06.2001 tarihinden itibaren ve ...’dan yaşlılık aylığı bağlanmıştır. Davacı, gerek, 30.12.1980 günlü Baroya yaptığı başvuruda ve gerekse 06.05.2001 günlü ...’na verdiği tahsis başvurularında, ... hizmetlerini ve emekli aylığını belirtmeyerek gizlemiştir. Davacı Kurum, 1136 Avukatlık Yasasının 188.madde hükmünü gözetmek suretiyle, topluluk sigortası kapsamındaki çalışmaları ve buna dayalı olarak da ...’dan bağlanan yaşlılık aylığını iptalle, 01.06.2001-16.02.2008 tarihleri arası dönem için çıkarılan 48.404,63 TL yersiz aylık borcundan, 01.01.1981-30.04.2001 arası topluluk sigortası kapsamında ödenen 1.336,75 TL’lik prim alacağını toplam borç aslından mahsup ederek, bakiye 47.067,88 TL yersiz aylık alacağı ile bunun takip tarihine kadar işlemiş 19.502,70 TL yasal faizini takibe konu yapmıştır.
Hükme esas bilirkişi raporuyla; 48.404,63 TL mahsupsuz tutarın, takip tarihine kadarki işlemiş yasal faizi 19.158,02 TL olarak belirlenmiş, hesap sonunda 1.336,75 TL’lik davalı sigortalı alacağı, anılan asıl alacaktan mahsup edilerek, takibe konu yapılan 47.067,88 TL’lik asıl alacağa ulaşılmıştır.
Oysa ki, 5510 sayılı Yasanın 96.maddesi, alacağın yersiz ödemelere mahsubunu, en eski borçtan başlamak suretiyle borç aslına yapılıp, kalan borca yasal faiz uygulanacağını öngörmektedir.
Şu halde, yapılması gereken iş ; 5510 sayılı Yasanın 96.madde hükmü gözetilerek, 1.336,75 TL’lik prim alacağı, en eski borçtan başlamak suretiyle borç aslından mahsup edilip, bakiye borca yasal faiz uygulanarak faiz hesabı yapılması gerekirken, hatalı mahsup yöntemi ve faiz hesabıyla yazılı şekilde karar tesisi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 05.04.2012 günü oybirliği ile karar verildi.