11. Hukuk Dairesi 2018/2744 E. , 2019/4134 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 20. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 3. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesince verilen 21/02/2017 tarih ve 2015/148 E- 2017/51 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Hukuk Dairesi"nce verilen 08/03/2018 tarih ve 2017/1410 E- 2018/260 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacının “BAMBi” ana unsurlu tanınmış markaların sahibi olduğunu, davalının bu markalar ile karıştırma ihtimali bulunacak derecede benzer nitelikteki “BAMBİNA TEKSTİL ...” ibaresini marka olarak tescil ettirmek üzere başvuruda bulunduğunu, 2012/77749 kod numarasını alan başvuruya yapılan itirazın TPMK YİDK"nin 2015-M-752 sayılı kararı ile reddedildiğini, kararın haksız olduğunu ileri sürerek, davalı TPMK YİDK"nin anılan kararının iptaline, tescil edilmiş olması halinde diğer davalı markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı Türk Patent ve Marka Kurumu vekili, kurum kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... Akdemir vekili, davacının "ayakkabı, deri, çanta ve terlik" sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalının ise üniversitelere kep-cüppe, çeşitli iş kollarında faaliyet gösteren işyerlerine iş elbisesi yapan, otellere personel kıyafeti, hastanelere doktor ve çalışan üniforması üreten bir işletme olduğunu, markaların karıştırılmalarına imkân bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, taraf markaları arasında işitsel, görsel, kavramsal olarak ve genel izlenim itibariyle karıştırılma riski bulunacak düzeyde benzerlik olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bu karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20.Hukuk Dairesi"nce, davalının marka tescil başvurusundaki asıl unsurun "..." ibaresinden, davacı markalarındaki asıl unsurun ise "Bambi" ibaresinden oluştuğu, orta seviyedeki tüketiciler açısından, hafızada asli unsurların kalacak olması karşısında davalının başvurusundaki tali "bambina" unsuru ile davacı markalarının asli unsuru arasında iltibas tehlikesinin oluşmayacağı, "bambino" ibaresinin İtalyanca "çocuk" anlamına gelip, giyim sektöründe sıkça kullanılan zayıf bir ibare olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı vekili temyiz etmiştir.
Mahkemece davacının “BAMBİ” ve “BAMBİNİ” işaretli markaları ile davalının “BAMBİNA TEKSTİL ... + Şekil ” işaretli markasının 556 sayılı KHK"nın 8/1-b maddesi anlamında benzer olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. İltibas tehlikesinin değerlendirmesinde markaların baskın unsurları da gözetilmek suretiyle üzerinde kullanılacağı ürünlerin ortalama tüketicileri nezdinde görsel, işitsel ve anlamsal olarak karışıklığa yol açıp açmayacağının dikkate alınması gereklidir. Bu hususlar dikkate alınarak yapılan değerlendirmede davalı markasındaki “...” ibaresinin davalının ismi ve soy ismine işaret ettiği ve markada ayırt edici asıl unsur olarak yer aldığı, markadaki ayırt edici unsurlardan birinde “BAMBİNA” ibaresi olduğu, bir markada birden fazla ayırt edici unsur bulunması halinde bunlardan her birinin başkaları adına önceden tescilli markalardan farklı olması gerektiği, oysa somut dosyada başvuru konusu "BAMBİNA" ibareli marka ile davacı adına önceden tescilli "BAMBİ" ve "BAMBİNİ" ibareli markalar arasında aynı veya benzer mal ve hizmetler yönünden karıştırma ihtimaline yol açacak ölçüde benzerlik bulunduğu kabul edilerek markalar arasındaki aynı ve ilişkili mal ve hizmetler yönünden bir değerlendirme yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve kararın davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz eden davacıya iadesine, 10/06/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.