8. Hukuk Dairesi 2014/16441 E. , 2016/372 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ...1. Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti
K.. K.. ve H.. K.. aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi"nden verilen ... gün ve ... sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, tarafların paydaş olduğu ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan üç katlı betonarme binanın davacı tarafından meydana getirildiğini açıklayarak bu hususun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu binanın davalı tarafından meydana getirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, tarafların ve vekillerinin katılımıyla düzenlenen dava konusu binanın paylaşımına dair .... tarihli adi yazılı sözleşme içeriğinin tanıklarca doğrulandığı ve tarafların binanın yapılmasındaki katkısının bu sözleşme doğrultusunda gerçekleştiği gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne ve ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan üç katlı betonarme binanın ikinci katındaki daire ile bilirkişi raporunda dükkan-1 olarak gösterilen dükkanın 4/5 inin davacıya ait olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur(4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer(TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, sahibine arazi mülkiyetinden ayrı, bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Muhdesat sahibinin hakkı, sadece şahsi bir haktır (TMK 722, 724, 729 m.ler). Taşınmaz üzerindeki bina, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
.//..
Ne var ki; çoğun içinde azda vardır kuralı gereğince, muhdesatın mülkiyetinin aidiyetinin tespiti isteğinin, muhdesatı meydana getirenin tespitini de kapsadığı kabul edilmelidir. Muhdesatın aidiyeti isteğiyle açılan bu tür davalarda, güncel hukuki yararın mevcut olması ve iddianın kanıtlanması durumunda muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekir.
Somut olayda; dosyanın içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına ve özellikle de tarafların ve vekillerinin katılımıyla düzenlenen dava konusu binanın paylaşımına dair ... tarihli adi yazılı sözleşmeye göre, ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan üç katlı betonarme binanın ikinci katındaki daire ile bilirkişi raporunda dükkan-1 olarak gösterilen dükkanın 4/5 inin davacı tarafından meydana getirildiği sabit olmuştur. Mahkemece muhdesatın davacı tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi gerekirken, muhdesatın aidiyetine karar verilmesi doğru değilse de, bu husus yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden bozma nedeni yapılmamış, hükmün 2. paragrafının HUMK"un 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 2. bentte açıklanan sebeplerle hükmün 2. paragrafındaki ""... davacıya ait olduğunun ..."" ifadelerinin hüküm yerinden çıkartılmasına, bunların yerine ""... davacı tarafından meydana getirildiğinin ..."" ibarelerinin yazılmasına, Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nın Geçici 3. maddesi yollaması ile HMK"nın 304. maddesi (1086 sayılı HUMK"un 438/7. fıkrası) gereğince DÜZELTİLMİŞ BU ŞEKLİ İLE ONANMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 18.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.