Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1884
Karar No: 2012/6678

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2011/1884 Esas 2012/6678 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2011/1884 E.  ,  2012/6678 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Dava, tespit ve geri alım istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    İsviçre’de geçirdiği süreyi 3201 sayılı Kanun hükümlerine göre sosyal güvenliği bakımından değerlendirerek davalı Kurumca tahakkuk ettirilen borçlanma bedelini 09.04.2009 – 30.04.2009 tarihleri arasında ödeyen davacıya, 03.07.2009 günü gerçekleştirdiği başvuruya dayanılarak 01.08.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığı, sonrasında, davacının 02.04.2007 – 28.02.2010 döneminde bina inşaatı – müteahhitlik faaliyetine dayalı vergi kaydının ve dolayısıyla çalışmasının bulunduğunu saptayan Kurum tarafından 2010 yılının Şubat ayında başlangıç günü itibarıyla aylığının iptal edilerek yersiz ödenen tutarlar yönünden borç tahakkuk ettirildiği, 09.03.2010 tarihinde, anılan borcu yatıran davacının bu kez 19.03.2010 günü, 01.08.2009 – 19.03.2010 dönemine ilişkin sigorta prim borcunu ödeyip yeniden başvuruda bulunması üzerine kendisine 01.04.2010 tarihi itibarıyla yaşlılık sigortasından aylık tahsis edildiği anlaşılmakta olup, 24.08.2010 günü açılan işbu davada istem, sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışmaya ilişkin hükümler uygulanmak suretiyle 01.08.2009 tarihinden itibaren yaşlılık aylığından yararlanılması gerektiğinin tespiti ile yersiz tahsil edilen aylık ve sigorta primi tutarlarının yasal faiziyle birlikte geri alınmasına ilişkindir.
    Davanın temel yasal dayanağı olan 3201 sayılı ...Kanunun “Aylık tahsisi ve aylığın başlama tarihi” başlığını taşıyan 6’ncı maddesinin (B) bendinde yer alan, Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlardan tekrar yurt dışında yabancı ülke mevzuatına tabi çalışanlar, ikamete dayalı bir sosyal sigorta ya da sosyal yardım ödeneği alanlar ile ... sigortalı çalışmaya başlayanların aylıklarının, yeniden
    çalışmaya başladıkları veya ikamete dayalı bir ödenek almaya başladıkları tarihten itibaren kesileceği, 5510 sayılı Kanunun .... hakkındaki hükümlerinin, bu Kanun hükümlerinden yararlanmak suretiyle aylık bağlananlar için uygulanmayacağı yönündeki düzenleme, 19.06.2010 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 5997 sayılı Kanunun 15’inci maddesiyle kısmen değiştirilerek, 3201 sayılı Kanun hükümlerinden faydalanarak kendisine aylık bağlananlardan .... sigortalı olarak çalışmaya başlayanlar hakkında 5510 sayılı Kanunun sosyal güvenlik destek primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümlerinin uygulanacağı kabul edilmiştir.
    Diğer taraftan, 08.05.2008 günü yürürlüğe giren 5754 sayılı Kanunun 79’uncu maddesiyle 3201 sayılı Kanuna eklenen geçici 7’nci maddenin ilk fıkrasında ise, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce hizmet borçlanması isteminde bulunanlardan; borç tahakkuku yapılmış olanların, borç tahakkuku ile ilgili işlemleri devam edenlerin, tahakkuk ettirilen borçlarını ödeyenlerin ve borçlandıkları yurt dışı hizmetleri dikkate alınarak aylık bağlanmış olanların kazanılmış haklarının saklı olduğu belirtilmiştir.
    Kanunların geriye yürümesi veya yürümemesi konusunda mevzuatımızda genel bir hüküm bulunmamakta ise de, toplum barışının temel dayanağı olan hukuka ve özellikle kanunlara karşı güveni sağlamak ve hatta kanun koyucunun keyfi hareketlerine engel olmak için, öğretide kanunların geriye yürümemesi esası kabul edilmiştir. Buna göre, gerek Özel Hukuk ve gerekse Kamu Hukuku alanında, kural olarak her kanun, ancak yürürlüğe girdiği tarihten sonraki zamanda meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanır; o tarihten önceki zamana rastlayan olaylara ve ilişkilere uygulanmaz. Hukuk güvenliği bunu gerektirir. Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralının istisnalarından birini, beklenen (ileride kazanılacağı umulan) haklar oluşturmaktadır. Kamu düzeni ve genel ahlaka ilişkin kurallar yönünden de kanunların geriye yürümesi söz konusudur. Yargılama hukukunu düzenleyen kanunlar da, ilke olarak geçmişe etkilidir (Prof. Dr. Necip Bilge, Hukuk Başlangıcı, 14. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara, 2000, sh: 193-194; Prof. Dr. A. Şeref Gözübüyük, Hukuka Giriş ve Hukukun Temel Kavramları, 18. Bası, Turhan Kitabevi, Ankara 2003, sh: 73; YHGK 13.10.2004 t., 2004/10-528 E., 2004/533 K.). Şu durumda; 3201 sayılı Kanunun 6’ncı maddesinin (B) bendinde gerçekleştirilen değişikliğin, geçici 7’nci madde saklı kalmak kaydıyla, değişikliğin yürürlüğü öncesinde de uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı gibi, bu değişik hükmün, maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önceki durum ve uyuşmazlıklarda uygulanmasını gerektirir, yukarıda sıralanan istisnai durumların söz konusu olmadığı da açıktır.
    Yukarıdaki yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; 3201 sayılı Kanunun, taraflar arasındaki uyuşmazlığın söz konusu olduğu 01.08.2009 – 2010/Şubat döneminde yürürlükte bulunan 6’ncı maddesinin emredici hükmü gereğince, 3201 sayılı Kanun hükümlerinden faydalanmak suretiyle kendisine yaşlılık aylığı bağlanan davacı sigortalı hakkında 5510 sayılı Kanunun .... primine tabi olarak çalışılmasına ilişkin hükümlerinin uygulanamayacağı belirgin olduğu gibi, diğer taraftan, yurt dışı hizmet borçlanmasına yönelik başvuru tarihi dikkate alındığında, davacının, anılan geçici 7’nci madde hükmünden yararlanması ve bu anlamda herhangi bir kazanılmış hakkının varlığından söz edilmesi de olanaksızdır.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, 3201 sayılı Kanunun 19.06.2010 günü yürürlüğe giren değişik 6’ncı madde hükmünden davacının geçmişe etkili olarak yararlanması gerektiği düşüncesi benimsenerek davanın kabulüne karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi