(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2011/8816 E. , 2012/2189 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm duruşmalı olarak süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş ise de; işin mahiyeti itibarıyla duruşma isteminin reddine, incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verilmiş olmakla dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı işçi, iş sözleşmesinin işverence geçerli sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine karar verilmesi ve buna bağlı tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesi isteğinde bulunmuştur.
Davalı işveren iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece davacının görev tanımı ve işyerinde üstlendiği işler bakımından üretimin azalmasına bağlı bir işgücü fazlalığı oluşturmadığı, davalı işyerinin işçilik maliyetleri dışında ekonomik tedbir alma noktasında elverişli ve denetlenebilir tedbirleri uygulamadığı, fesihte sosyal seçim ilkelerine uyulmadığı, davacı işten çıkarıldıktan sonra yerine davacı ile aynı özellikte işçi aldığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış olanaklarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini olanaksız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
Somut olayda davacının iş sözleşmesi ekonomik krizin iş hacminde daralamaya ve üretim faaliyetlerinin azalmasına yol açması nedeniyle alınan tedbirlere rağmen iş gücünde tenkisata gidilmek zorunda kalındığı gerekçesi ile feshedilmiştir.
Mahkemece alınan ilk bilirkişi raporunda davalı şirketin ekonomik krizden olumsuz etkilendiği, fazla mesai uygulamasının kaldırıldığı, vardiyaların azaltıldığı, buna rağmen feshin kaçınılmaz olduğu sonucuna varılmıştır. Davacı tarafın itirazı üzerine alınan ikinci bilirkişi raporunda aksi yönde görüş bildirilmiş ise de dosya içeriğine uygun düşen ilk rapordur. Buna göre davalı şirket ekonomik krizden olumsuz etkilenmiş, feshin son çare olduğu göz önünde bulundurulmuştur. Davalı işverenin fesih nedeni ile çelişen bir uygulaması ispat edilmiş değildir. İşverence yapılan fesih geçerli nedene dayanmaktadır. Davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunu"nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 395,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 17/02/2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.