Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/1050
Karar No: 2012/6618

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2011/1050 Esas 2012/6618 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2011/1050 E.  ,  2012/6618 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :İş Mahkemesi
    Davacı, davalı apartman nezdinde 18.09.1994 tarihinden itibaren kapıcılık yapmak suretiyle sigortalı olarak çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde, davacının part-time usulü ile haftada 16 saat, ayda 64 saat karşığı olan çalışmasının ayda 9 güne karşılık geldiği belirtilerek, davacının sigortalılığa esas hizmet süresinin 18.09.1994 ile 04.02.2009 tarihleri arasında 1554 gün olduğunun tesbitine karar verilmiştir.
    Hükmün, davalıların vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davanın yasal dayanağı, 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesidir.
    506 sayılı Kanunun 6. maddesinde ifade edildiği üzere “sigortalı olmak hak ve yükümlülüğünden kaçınılamaz ve feragat edilemez.” Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi karşısında, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin davaların, kamu düzenine ilişkin olduğu, bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesinin zorunlu ve gerekli bulunduğunun gözetilmesi zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip, mahkemece, 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun ilgili hükümleri de esas alınmak suretiyle kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için mutlak koşul niteliğindeki hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı özel bir duyarlılık ve özenle ortaya konulmalıdır.
    Eldeki dosyada, davalı işveren apartman yönetimi ile davacı arasında yazılı bir hizmet sözleşmesi bulunmamaktadır. Davacı için bu işyerinden işe giriş bildirgesi verilmediği gibi, bildirilmiş herhangi bir hizmeti de bulunmamaktadır. Davacının eşi ... ile apartman yönetimi arasında 1994 yılında yapılan sözlü anlaşma uyarınca; uyuşmazlık konusu çalışmaların geçtiği apartmanda bulunan kapıcı dairesi, bir takım hizmetlerin yapılması karşılığında, kira, elektrik ve su parası ödenmeksizin, davacı ve ailesinin kullanımına bırakılmıştır. ... hizmet cetveline bakıldığında, uyuşmazlık konusu dönemi de içerir şekilde 1995 yılında 34 gün, 1997 yılında 30 gün, 1998 yılında 180 gün, 1999 yılında 105 gün, 2001 yılında 347 gün ve 24.05.2002-30.01.2006 arasında toplam 1328 gün olmak üzere hizmet aktiyle ... çalıştığı, bu çalışmalarının neticesinde 01.02.2006 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır. Muhtarlıktan alınan yazıda, ... kapıcı dairesinin bulunduğu adreste 09.09.1997-21.05.2009 tarihleri arasında ikamet ettiği; ... alınan yazıda, 01.05.1995 tarihinde kapıcı dairesine tesisin yapıldığı ve 21.05.2009 tarihinde de nakledildiği belirtilmiştir. Yine dosya kapsamında yer alan apartman yöneticisinin, mahalle muhtarının ve ... de imzalarının bulunduğu 28.06.1997 tarihli mahallede oturanlar için aile beyan formunda, davacının mesleğinin "ev hanımı", eşinin mesleğinin ise "kapıcı" olarak gösterildiği, davacı tarafından noter kanalıyla, davalı apartman yönetimine çekilen 14.05.2009 tarih ve 12102 nolu ihtarnamede "davacının 18.09.1994 tarihinden bu yana kesintisiz olarak kapıcılık yaptığı ve 17.05.2009 tarihinde işi bırakacağı" nın, davalı apartman yönetimi tarafından verilen 21.05.2009 tarihli cevapta ise; "davacının hiçbir zaman kapıcılık yapmadığı, .... ile belli hizmetlerin yapılması karşılığında anlaşıldığı ve bu anlaşmaya uygun olarak 1994 yılından beri kapıcı dairesinde ikamet edildiği" nin belirtildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece, karar defteri, işletme hesabı defteri ile ödemelere ilişkin ilgili kayıtlar istenmesine ve davalı apartman yönetimi vekilinin Mahkemeye ibraz etmiş olduğu 26.05.2009 tarihli beyan dilekçesi ekinde, apartmana ait karar defteri ile işletme defterinin ibraz edildiği belirtilmesine rağmen, anılan bu defterlerin dosyada bulunmadığı görülmüştür.
    Öte yandan; davacı 07.05.2009 tarihli celsede alınan beyanında; davalı apartmanda 17.09.1994 tarihinde oturmaya başladıklarını, kapıcılık hizmetlerinin kendisi tarafından yapıldığını, eşinin .... ait bir barda ve sonrasında ... çalıştığını, emekli olduğunu, emekli olduktan sonra ise çalışmadığını beyan etmiştir. Tamamı davacının ve eşinin tanıdıklarından oluşan davacı tanıkları beyanlarında; 1994 yılından beri kapıcılık hizmetlerinin davacı tarafından yapıldığını beyan etmişler, davalı tanıklarından olan apartman sakini ... ise beyanında; davacının eşi .... emekli olduktan sonra da ...çalıştığını, ancak kapıcılık hizmetlerinin .... tarafından yapıldığını, davacının eşi Lokantaya çalışmaya gittiğinde, davacının, eşine yardımcı olduğunu, bu arada başka yerlerde iş bulursa da çalıştığını beyan etmiştir.
    Hukuk Genel Kurulu"nun 29.06.2005 tarih ve ...sayılı ilamında, hizmet tespiti davalarının hukuki niteliği ve ispat şekline ilişkin ilkeler şu şekilde belirtilmiştir. “Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmanın konusu, sürekli kesintili mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre isticvap olunmalı, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür ve görevlileri, işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlenmelidir.
    Bu davalarda işverenin, çalışma olgusunu kabulü ya da reddinin tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı da göz önünde tutulmalıdır.”
    Yukarda belirtilen Hukuk Genel Kurul kararı doğrultusunda, somut olay değerlendirildiğinde;
    Mahallede oturanlar için aile beyan formunda, davacının mesleğinin "ev hanımı", eşinin mesleğinin ise "kapıcı" olarak gösterilmesi karşısında, Mahkemece, hem bu belge ile dosya kapsamı arasındaki çelişki, hem de davacı ile davalı tanıklarının beyanları arasındaki çelişkiler giderilmeksizin hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında dinlenen tanık beyanları soyut olup, açıkça davacının bu işyerinde kapıcı olarak çalıştığını ispata yeterli değildir. Yine, davacı duruşmada eşinin emekli olduktan sonra çalışmadığını beyan etmesine rağmen, dinlenen davalı tanıklarından... davacının eşi Necmettin"in emekli olduktan sonra da çalıştığını beyan etmiş, Mahkemece, belirtilen bu çelişkinin de giderilmediği görülmüştür.
    O halde Mahkemece yapılacak iş; kapıcılık hizmetlerinin niteliği gereği gün boyu sürmediği, karı kocanın birbirine yardım mahiyetindeki bir takım işlerin yapılmasının taraflara fazladan bir hak bahşetmeyeceği de nazara alındığında; davacının eşinin çalıştığı iş yerlerinin ...niteliği ve özellikle ... bu işyerlerindeki çalışmasının başlangıç ve bitiş saatleri, çalışmasının kesintili mi, sürekli mi olduğu da gözetilmek suretiyle, uyuşmazlık konusu çalışmaların, başka yerlerdeki çalışma sürelerinden artan zamanlarda veya sigortalı çalışmasının bulunmadığı sürelerde davacının eşi tarafından yapılmasının mümkün olup-olmadığı ile davacının çalışmalarının eşe yardım niteliğinde bulunup-bulunmadığı hususlarını kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlemekten ibarettir. Bu itibarla; başta apartman yönetim kurulunca yapılan toplantıları ve bu toplantılarda alınan kararları gösterir karar defteri, işletme hesabı defteri ile ödemelere ilişkin ilgili kayıtlar olmak üzere, davacıya ait tüm bilgi ve belgeler davalı işyerinden getirtilerek, davacının iddialarını teyit edip etmediği yönünden değerlendirilmelidir. Yine, tarafların gösterdiği tanıklar ile yetinilmeyerek varsa, davacıya ait işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyası celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenilen tanık anlatımları ile iş bu davada bilgi ve görgülerine başvurulan tanık beyanları karşılaştırılarak, varsa çelişkiler giderilmeli, civar apartmanlarda uzun yıllar oturan komşu ya da yakın yerlerde kayıtlara geçmiş çalışanlar ile davacının bu çalışmalarını bilebilecek durumda olan mahalle muhtarı (şayet ulaşılabiliyorsa özellikle 28.06.1997 tarihli, mahallede oturanlar için aile beyan formunda imzası bulunan mahalle muhtarı ... veya azaları tespit edilip tanık sıfatıyla beyanlarına başvurularak, uzun yılları kapsayan bu bilgilerinin doğruluğu konusunda tanıklar özenle dinlenilmeli ve bu yöndeki beyanları buna göre irdelenmeli, gerekirse bu hususlar dinlenen bu tanıklara ayrıntılı şekilde açıklattırılmalı, böylelikle; davacının eşinin başka işyerlerinde çalışmış olmasının kapıcılık hizmetlerinin onun tarafından yapılmasına engel olup olmayacağı ile davacının çalışmasının eşe yardım mahiyetinde olup-olmadığı kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak şekilde belirlenmelidir.
    Mahkemenin, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki esaslar doğrultusunda yargılama yaparak elde edilecek sonuca göre karar vermesi gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan ...adesine, 03.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi