Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2015/27046 Esas 2016/5580 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kısmen kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Yapılan incelemede; dava konusu taşınmazın ................... yolu nedeniyle 07.07.1953 yılında kamulaştırılmasına karar verildiği, taşınmazın fen bilirkişisinin raporuna göre, 2450 m²"lik bölümüne 1954 yılında fiilen el atıldığı, 4260 m²"lik bölümüne ise 1956 yılından sonra el atıldığı, taşınmazın tamamının fiilen yol olduğu anlaşılmıştır.
221 sayılı Kanunun 1.maddesinde "6830 sayılı İstimlak Kanununun yürürlüğe girdiği 09.10.1956 tarihine kadar kamulaştırma işlemine dayanmaksızın Kamulaştırma Kanunlarının gözönünde tuttuğu maksatlara fiilen tahsil edilmiş olan gayrimenkuller ilgili amme hükmü şahsı veya müessesesi adına tahsis tarihinde kamulaştırılmış sayılır." ve 4.maddesinde de: "Gayrimenkul bedelinin dava hakkı bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren 2 sene sonra düşer" hükümleri yer almaktadır. Dava konusu taşınmazın 1954 yılında el konulduğu anlaşılan 2450 m²"lik hükmü yönünden davacıların dava hakları 221 sayılı Yasanın yürürlüğe giriş tarihi olan 12.01.1961 tarihinden 2 yıl sonrası olan 13.01.1961 tarihinde sona erdiğinden bu kısım yönünden davanın reddine karar verilmesi doğru olduğu gibi;
Kamulaştırma Kanununun 25.maddesi uyarınca hakların kullanılması ve borçların yerine getirilmesi bakımından kamulaştırma işlemi mal sahibi için usulüne uygun tebligatla başlar.
Dosyada bulunan kanıt ve belgelere göre dava konusu taşınmazın kamulaştırılmasına ilişkin olarak davacı tarafa tebliğ yapılmadığı ve taşınmazın bedelinin de ödenmediği anlaşıldığından, taşınmazın fen bilirkişisi raporuna göre 1956 yılından sonra el atılan 4260 m²"lik bölümünün arsa olarak kabulü ile emsal karşılaştırması yapılarak tespit edilen bedelinin davalı idareden tahsiline karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun hükmün ONANMASINA, davacıdan peşin alınan temyiz ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 17/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.