(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2011/9083 E. , 2012/2166 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının işyerinde çalışan bayan arkadaşlarına karşı işyeri disiplinine uymayacak ve toplumun ahlak yapısına ters düşecek şekilde davrandığı, sözle ve davranışlarıyla cinsel tacizde bulunduğu bayan işçilerin 29.03.2010 tarihli yazılı beyanları, tanık beyanları ve tutanaklarla tespit edilmesi üzerine yasal süresi içinde 01.04.2010 tarihinde müvekkili işveren tarafından davacının iş akdinin 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25.maddesinin ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan davranışları düzenleyen 2. bendinin 25/II maddesinin (e) ve (c) bendleri uyarınca derhal ve tazminatsız olarak haklı sebeple feshedildiğini, amiri konumunda bulunduğu bayan çalışma arkadaşlarına karşı sürekli cinsel içerikli konuşmalar yaparak, revirde çalışan hemşirelere karşı hemşirelerin ahlaksızla ünlü oldukları gibi sözler sarf ederek, çalışan bayan işçilerin bel ölçülerini almaya kalkışmak gibi davranışlarda bulunduğu, çalışan bayanların amiri durumunda olmasını manevi baskı aracı olarak kullandığının, istediği karşılığı alamadığı bayan işçilere karşı diğer çalışanların yanında aşağılayıcı ve küçük düşürücü davranışlarda bulunduğu, kendisine yakın olmak zorunda kalan bayan işçilere karşı görevini kötüye kullanarak hoşgörülü davrandığını ve ayrımcılık yaptığını, bu davranışlara maruz kalan bayan işçilerin yazılı beyanları, tanık beyanları ve tutanaklarla tespit edildiğini, davacının bu davranışlarının genel ahlak kuralları ile bağdaştırılmasının mümkün olmadığı gibi iş düzenini bozacak nitelikte olduğunu, doğruluk ve bağlılığında aykırı eylemler olduğunu, davacının bizzat kendi kusurlu davranışlarından ve sözlerinden kaynaklanan bu durum nedeniyle iş ilişkisinin südürülmesinin müvekkil işveren açısından beklenmesinin mümkün olmadığından davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece; davacının, personeli ile kadın ve erkek ilişkileri hakkında belki de samimiyetlerine inanarak rahat konuşma yaptığı, fakat bu konuşmaların cinsel taciz niteliğinde olmadığı yani davacının, işverenin diğer işçilerine karşı cinsel taciz içeren eyleminin bulunmadığı, davacının iş akdinin feshinin diğer bir nedeni olan; işçinin, işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışları da bulunmadığından, davacının iş akdinin işveren tarafından, haksız ve geçersiz bir nedenle feshedildiğinden davanın kabulüne karar verilmiştir.
4857 sayılı Kanun"un 25 II- c ve e bendlerinde, işçinin işverenin başka işçisine cinsel tacizde bulunması, işçinin işverenin güvenini kötüye kullanmak, hırsızlık yapmak, işverenin meslek sırlarını ortaya atmak gibi doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışlarda bulunması hali işveren için haklı fesih nedeni olarak öngörülmüştür.
4857 sayılı Kanun"un 26. maddesine göre haklı fesih nedeninin ortaya çıkması halinde feshe neden olan olayın diğer tarafça öğretilmesinden itibaren altı işgünü ve herhalde fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren bir yıl içinde iş sözleşmesinin feshedilmesi gerekir. Aksi halde fesih haksız hale gelir.
Somut olayda davacı işçi davalı şirkette veteriner hekim olarak çalışmakta iken, işyerinde çalışma arkadaşlarına işyeri disiplinine uymayacak şekilde ve toplumun genel ahlak yapısına ters düşecek tarzda argo ve adaba aykırı sözler kullandığı, cinsel tacizde bulunduğundan iş sözleşmesi feshedilmiştir. Dosyaya sunulan şikayet dilekçeleri ve tanık beyanlarından davacının, diğer işçilere ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayacak şekilde davranıp, sözler sarf ettiği anlaşılmıştır. İş sözleşmesi bu davranışları dikkate alınarak 4857 sayılı Kanun’un 25/II-c-e fıkraları feshin haklı nedene dayandığı kabul edilmelidir. Davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü hatalı olmuştur.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 127,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 17.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.