4. Hukuk Dairesi 2018/836 E. , 2018/2112 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... .... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/05/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 02/12/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız şikayetten kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili; başkomiser olan müvekkilinin beraberinde iki polis memuru ile birlikte ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/1514 soruşturma sayılı yazılı emrini yerine getirmek üzere davalının odasına gittiklerini, soruşturmaya konu şikayet dilekçesinde ismi geçen ..."un odada olduğunun tespit edilmesi üzerine ifade vermek üzere emniyete davet ettiklerini, bunun üzerine davalının müvekkili ve diğer polis memurları hakkında "arama ve el koyma izni olmaksızın makam odasına girdikleri ve bir kısım evraklara el koydukları, o esnada yanında bulunan eşi hakkında hukuka aykırı yakalama tedbiri uyguladıkları, şikayet edilen polis memurlarını kendisinin husumetli olduğu kaymakamın azmettirdiği" iddiası ile şikayetçi olduğunu, müvekkili hakkında yapılan idari soruşturma neticesinde ceza tayinine yer olmadığına karar verildiğini, bu şikayet nedeniyle müvekkilinin ayrıca adli soruşturma da geçirdiğini ve soruşturma neticesinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğini, davalının asılsız iddiaları nedeniyle bu süreçte müvekkilinin mesleki kimliğinin ve isminin lekelendiğini, derin elem ve üzüntü duyduğunu belirterek; oluşan manevi zararın tazmini talebinde bulunmuştur.
Davalı; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; şikayet için zayıfta olsa bazı somut emareler bulunduğu, şikayetin olağan kuşku üzerine ve somut belirtilere dayandırılarak yapıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa"nın 36. maddesinde; "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını ve cezalandırılmasını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Anayasa"nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın "Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği" başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka. 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır.
Türk Medeni Kanunu"nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmış, 25. maddesinde kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı belirtilmiş, BK"nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda, hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikâyet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikâyeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikâyet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikâyetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
Dava konusu olay ile ilgisi bulunan ... Cumhuriyet Başsavcılığının 2010/1514 soruşturma numaralı dosyasının incelenmesinde; davalının özel idare müdürü olarak görev yaptığı kurumda çalışan dava dışı Şükrü Ersoy"un, davalının eşi olan ..."un hiçbir görevi olmadığı halde sabahtan akşama kadar ilçe özel idare müdürlüğü odasında oturduğu, müdürlüğe ait evrak ve dosyaları inceleyerek işlerine müdahale ettiği şeklinde şikayet dilekçesi verdiği, ... Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturmanın ikmal edilmesi amacıyla ... İlçe Emniyet Müdürlüğü"ne talimat verildiği, davacının bu talimat kapsamında davalının makam odasına gittiği ve şikayet edilen ... ile davalının ifadesine başvurulmak üzere ilçe emniyet müdürlüğüne davet edildiği, bu hususun tutanak altına alındığı, davalının eşinin aynı gün ... İlçe Emniyet Müdürlüğünde ifadesine başvurulduğu ve bu şekilde tamamlanan soruşturma neticesinde davalı ve eşi hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamında mevcut deliller, davaya konu şikayete sebep olan soruşturma dosyası, davacı hakkında yürütülen adli ve idari soruşturmalar sonucunda verilen kararlar değerlendirildiğinde; davalının, görevini yapan davacıya yönelik şikayeti haksız olup, davanın reddi doğru olmamıştır.
Mahkemece yukarıda açıklanan ilkeler ve şikayet hakkının sınırları aşıldığı, bunun da hukuken korunamayacağı gözetilerek, davacı yararına somut olaya uygun bir miktarda manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile istemin reddedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden, kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenle davacı BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/03/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün onanması görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz. 21/03/2018