1. Hukuk Dairesi 2016/13540 E. , 2019/5751 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAŞINMAZ BEDELİNİN TAHSİLİ
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil, alacak davası sonunda, yerel mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ..."un raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, hile(aldatma) ve korkutma(ikrah) hukuksal nedenlerine dayalı tapu iptali ve tescil, taşınmaz bedelinin tahsili isteğine ilişkindir.
Davacı, dava konusu ... parsel sayılı taşınmazdaki 39 numaralı bağımsız bölümün satış yetkisini de içerir şekilde dava dışı ..."nu vekil tayin ettiğini, anılan taşınmazının vekil tarafından davalı ...na devredildiğini, temlikin hile ve ikrah ile yapıldığını, muvazaalı olduğunu ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile adına tescili istemi ile eldeki davayı açmış, aşamada davasını ıslah ederek dava konusu taşınmaz dava dışı üçüncü kişiye satıldığından, taşınmaz bedelinin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, hakdüşürücü sürenin geçtiğini, davacı ile vekil ..."in karı koca olduklarını, davacının iddialarının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, satış işleminin tapuda bizzat davacı tarafından yapıldığı, davacının resmi senedin sahteliği iddiasında bulunmadığı, bir yıllık hak düşürücü sürenin geçirildiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı ..."nun bizzat taraf olduğu ... yevmiye numaralı resmi senet ile çekişme konusu ... numaralı bağımsız bölümünü 16.12.2009 tarihinde satış suretiyle davalı ..."na, ..."in de 09.06.2015 tarihinde dava dışı ..."e yine satış suretiyle temlik ettiği, davalı ..."in ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2012/131 Değişik İş sayılı dosyası ile dava konusu taşınmazın değer tespitini talep ettiği, taşınmazın değerinin bilirkişilerce belirlendiği, ancak dosya kapsamında ..."na yapılan tebligatların tamamının iade edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği gibi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 39. maddesinde ""Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılır. Aldatma veya korkutmadan dolayı bağlayıcılığı olmayan bir sözleşmenin onanmış sayılması, tazminat hakkını ortadan kaldırmaz. "" denilmektedir.
Somut olaya gelince; davacı dava dilekçesinde aldatma(hile) ve korkutma(ikrah) hukuksal nedenlerine dayalı davasında, dava konusu taşınmazın devrini davalı ..."in aleyhine açtığı ... 2. Tüketici Mahkemesi"nin 2015/920 Esas sayılı dava dosyasında, dava dilekçesinin kendisine tebliği suretiyle öğrendiğini iddia etmiştir. Davalı taraf, davacının en geç ... 2. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2012/131 Değişik İş sayılı dosyası ile taşınmazın devrinden haberdar olacağını savunmuş ise de, anılan delil tespiti dosyasında aleyhine tespit istenen ..."na yapılan tebligatların iade edildiği, davacının bu işlemlerden haberdar olduğunun ispatlanamadığı, bu sebeple de davacının davasını süresi içerisinde açtığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, TBK"nin 39. maddesindeki 1 yıllık sürenin öğrenme tarihinden itibaren başlayacağı, öğrenme tarihinin işlem tarihi olabileceği gibi, somut olayın özelliğine göre işlem tarihinden ileri bir tarihin de olabileceği, bir başka ifadeyle işlem tarihinde fark edilemeyen bir hilenin çeşitli nedenlerle sonraki bir tarihte öğrenilebileceği açıktır. Bu durumda, hak düşürücü sürenin hesabında davacının öğrenme tarihi olarak ileri sürdüğü tarihin esas alınması gerekir. Davalı tarafın bu tarihten daha önceki bir tarihte davacının hileyi öğrendiğini iddia etmesi durumunda bu iddiasını ispat zorunluluğunda olduğu da kuşkusuzdur.
Hal böyle olunca, davanın süresi içerisinde açıldığı gözetilerek tarafların bildirdikleri delillerin toplanması, toplanan ve toplanacak deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru değildir.
Davacının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 11.11.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.