Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/648
Karar No: 2018/2111
Karar Tarihi: 21.03.2018

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2018/648 Esas 2018/2111 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2018/648 E.  ,  2018/2111 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 28/05/2012 gününde verilen dilekçe ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 07/11/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 21/03/2018 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI OY YAZISI

    Dava, haksız şikayet iddiasına dayandırılan manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece; davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, yerel mahkeme kararı davalı tarafından temyiz edilmiştir.
    Mahkeme kararını; "davacı ve iki polis memurunun .... Cumhuriyet Savcılığının 2010/1514 soruşturma sayılı yazısı gereğince, davalının görev yaptığı kurumdaki odasına girdikleri, talimat gereğinin yerine getirilmesi üzerine, davalının davacıyı görevini kötüye kullandığı gerekçesi ile şikayet ettiği, şikayet üzerine yapılan soruşturma sonucunda soruşturma izni verilmemesine karar verildiği, yapılan itiraz üzerine kararın İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 02/02/2012 tarih ve 2012/33 sayılı kararı ile kaldırıldığı, Aliağa Cumhuriyet Başsavcılığınca Kamu adına takibata yer olmadığına dair karar verildiği, ayrıca
    davacı hakkında disiplin soruşturması da yapıldığı ve 2012/194 numaralı karar ile ceza tayinine mahal olmadığına dair karar verildiği, adli soruşturma olması sebebi ile davacının süresinde terfisini alamadığı, yapılan soruşturmada her ne kadar davacı ceza almamış ise de, dönem arkadaşları ile aynı anda terfi edemediği, her ne kadar terfi geçmişe yönelik olarak verilecek ise de bu durumun insanın manevi dünyasında sıkıntı ve huzursuzluğa neden olacağı, bu nedenle davacının kişilik haklarına ağır saldırı olduğu" gerekçesine dayandırılmıştır.
    Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa"nın 36. maddesinde; "Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunmayla adil yargılanma hakkına sahiptir." şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
    Anayasanın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasa"nın "Temel Haklar ve Hürriyetlerin niteliği" başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de; herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu"nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır. 25. maddesinde ise, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yoluyla korunacağı açıklanmış, B.K."nın 49. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
    Hak arama özgürlüğüyle kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
    Şu durumda; özellikle davalının davacıyı görevini kötüye kullandığından bahisle şikayet ettiği ve şikayet üzerine soruşturma izni verilmemesine karar verilmesi üzerine, yapılan itiraz sonucunda bu kararın İzmir Bölge İdare Mahkemesinin 02/02/2012 tarih ve 2012/33 sayılı kararı ile kaldırılmış olması, Aliağa Cumhuriyet Savcılığının 2010/514 soruşturma sayılı dosyasının içeriği, tanık anlatımları ile davalının Anayasal şikayet hakkkını kullandığı, şikayet için gerekli somut emarelerin bulunduğu, şikayetin olağan kuşku üzerine ve hayatın olağan akışına uygun olarak yapıldığı sabit olmakla, davanın tümden reddi gerektiği görüşünde olduğumuzdan sayın çoğunluğun onama yönündeki görüşüne katılmıyoruz. 21/03/2018






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi