10. Hukuk Dairesi 2011/230 E. , 2012/6531 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, sigortalılık başlangıç tarihinin 15.02.1980 olduğunun tespiti istemine ilişkindir.
Mahkeme, yazılı gerekçelerle davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davacı, 03.08.1964 doğumlu olup, üzerine “çırak” şerhi düşülen 15.02.1980 giriş bildirgesinin süresinde Kuruma intikal ettiği, kimlik bilgilerinin doğru olup sonraki çalışmaların aynı sicil numarası üzerinden devam ettiği, işe giriş bildirgesindeki imzanın davacıya aidiyetinin imza inceleme raporuyla teyit edildiği, 02.04.1979 tarihi itibariyle kapsam içinde bulunan davalı işyerinden düzenlenen 1980 yılına ait 1, 2, 3, 4. dönem bordrolarının çıraklar için düzenlendiği belirtilip ve davacı için giriş 15.02.1980 tarihi olmak üzere 1. dönemde 44 gün, 2. dönemde 86 gün, 3. dönemde 89 gün, 4. dönemde 90 gün bildirim yapıldığı, 20.05.1982 tarihli müfettiş tutanağında davacının Ocak 1980"de girdiğinin ve tornacı olup ücretinin 4.600 TL olduğunun belirtildiği, davacı tanıklarından iki bordro tanığı tarafından davacının mekanik atalyöde çeşitli bölümlerde çalıştığının beyan edildiği anlaşılmaktadır.
506 sayılı Yasa’nın 3. maddesinin II/B bendine göre, “Özel Kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları...” uygulanmamaktadır. Uyuşmazlık konusu dönemde yürürlükte bulunan ve 05.07.1977 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 2089 sayılı Çırak Kalfa ve Ustalık Yasasının 4. maddesinde, bu kanuna tabı bir sanatı o sanat için düzenlenen tarih ve pratik öğrenim programına göre o işyerinde öğrenmek amacıyla bir çıraklık sözleşmesi ile bir işyeri sahibinin hizmetine giren kimsenin çırak olarak tanımlandığı; 16. Maddesinde ise, işyeri sahibi veya temsilcisinin çırak adayını çalıştırmağa başlamadan önce velisi veya kanuni mümessili ile üç örnek yazılı bir çıraklık sözleşmesi yapmağa mecbur olduğu; 20 maddesinde,sözleşmenin bir örneğinin Mahalli Çıraklık Eğitim Komitesine,derneğe kayıtlı ise ilgili derneğe veya odaya vermek ve sicil numarasını alarak sözleşmeye yazmak zorunda olduğu öngörülmüştür. Diğer taraftan bir kişiye çırak denilebilmesi için, o kimsenin durumunun bu özel kanunda çıraklar hakkında yapılan tarife ve nitelendirmeye uyması gerekir. Yani, taraflar arasındaki ilişkinin niteliği belirlenirken, başka bir ifade ile, davacının belirtilen tarihte çırak olup-olmadığına karar verilirken, çalışma ilişkisine bakılarak karar verilmelidir. Kişi işyerinde üretimle ilgili çalışmalara bilfiil katılıyor, meslek ve sanat eğitimi arka planda tutuluyorsa, bu durumda çıraklık ilişkisinden söz edilemeyecektir. Mahkemece, öncelikle yasada belirtilen biçimde bir çıraklık sözleşmesinin bulunup bulunmadığı araşıtırılmalı, öte yandan, sözleşme bulunsa dahi fiili çalışmanın üretim amacına mı, yoksa meslek ve sanat eğitimi amacına mı yönelik bulunduğu bordro tanıklarının tekrar beyanlarına başvurulmak suretiyle ve diğer delillerle birlikte değerlendirilip belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular birlikte gözetilerek, yapılacak araştırma ve inceleme sonucuna göre davacının gerçek durumunun belirlenip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar tesis edilmiş olması usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
O halde, davacı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli, hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 03.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.