10. Ceza Dairesi 2019/888 E. , 2019/1648 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, 13/02/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ...’nın mahkûmiyetine dair Adana 3. Çocuk Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2016/949 esas, 2017/792 sayılı kararı ile, Adana 2. Çocuk Mahkemesinin 16/03/2018 tarihli ve 2017/112 esas, 2018/152 sayılı kararının kanun yararına bozulmasının istenmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 25/02/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Sanığın 16/06/2016 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu nedeniyle 19/12/2016 tarihli iddianame ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Adana 3. Çocuk Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2016/949 esas, 2017/792 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
2- Aynı sanığın 25/11/2016 tarihinde işlediği iddia edilen uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan yürütülen soruşturma kapsamında 27/12/2016 tarihinde yakalanması üzerine bu tarihte yapılan idrar tahlilinde esrar tespit edilmesi üzerine kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu bakımından dosya tefrik edilerek düzenlenen 09/02/2017 tarihli iddianame ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, Adana 2. Çocuk Mahkemesinin 16/03/2018 tarihli ve 2017/112 esas, 2018/152 sayılı kararı ile sanığın TCK’nın 191/1, 31/3 ve 62. maddeleri uyarınca 1 yıl 1 ay 10 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, hükmün yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, Adana 3. Çocuk Mahkemesinde görülen davanın suç tarihinin 16/06/2016 tarihi olduğu, iddianame tanzim edilme tarihinin ise 19/12/2016 olduğu, buna karşılık Adana 2. Çocuk Mahkemesinde görülen davanın suç tarihinin 25/11/2016 ve iddianame tanzim edilme tarihinin 09/02/2017 olduğu, iddianame tanzim tarihine kadar işlenen fiillerin tek suç sayılması gerektiği, buna göre o tarihte açılmış bir dava bulunmadığından 25/11/2016 tarihinden önce işlenen ikinci kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde kabul etmek veya bulundurmak suçunun ayrı bir yargılamaya konu edilemeyeceği, sanığın farklı zamanlardaki eylemlerinin tek suç kabul edilerek hakkında 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 43. maddesi kapsamında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmasında isabet görülmemiştir." denilerek, Adana 3. Çocuk Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2016/949 esas, 2017/792 sayılı kararı ile, Adana 2. Çocuk Mahkemesinin 16/03/2018 tarihli ve 2017/112 esas, 2018/152 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
Adana 2. Çocuk Mahkemesinin 16/03/2018 tarihli ve 2017/112 esas, 2018/152 sayılı kararında Mahkemenin sabit kabul ettiği eylem tarihi, dosya kapsamında mevcut Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi"nin 05/01/2017 tarihli tahlil sonucuna göre “27/12/2016” olduğu halde, karar başlığında suç tarihinin “25/11/2016” olarak gösterilmesi maddî hata olarak kabul edilmiştir.
Her ne kadar kanun yararına bozma talebinde, Adana 3. Çocuk Mahkemesinde görülen davada suç tarihinin 16/06/2016, iddianame tarihinin 19/12/2016 olduğu; Adana 2. Çocuk Mahkemesinde görülen davada ise suç tarihinin 25/11/2016 ve iddianame tarihinin 09/02/2017 olduğu belirtilmek suretiyle, her iki dosyadaki suç tarihlerinin ilk iddianame tarihi olan 19/12/2016 tarihinden önce olması nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiği ileri sürülmüş ise de,
Sanığın farklı tarihlerdeki eylemlerinin zincirleme suç kapsamında kalıp kalmayacağı hususu Mahkemece delillerin değerlendirilmesinde ve sanığın hukuki durumunun takdirinde hataya düşüldüğü iddiasına dayanmakta olup, sanığın farklı tarihlerdeki eylemleri hukuki kesintiyi oluşturan ilk iddianameden önce olsa da, her bir somut olaya göre yargılama konusu eylemlerin bağımsız birer suç mu, yoksa zincirleme suç mu olduğu hususu Mahkemenin takdirine ve delillerin değerlendirilmesine ilişkin olduğundan kanun yararına bozma olağanüstü kanun yoluna konu olamayacağı gibi,
Esasen, Adana 2. Çocuk Mahkemesinde görülen dosyanın suç tarihi karar başlığında 25/11/2016 olarak gösterilmiş ise de, dosya kapsamına göre sanığın 25/11/2016 tarihinde işlediği iddia edilen uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan dolayı soruşturma başlatıldığı ve sanığın 27/12/2016 tarihinde yakalanması üzerine bu tarihte yapılan idrar tahlilinde esrar tespit edilmesi üzerine kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçu bakımından dosya tefrik edilerek 09/02/2017 tarihli iddianame ile açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, 27/12/2016 tarihli tahlil sonucuna göre uyuşturucu madde kullandığı sabit görülerek mahkûmiyetine karar verildiği, 25/11/2016 tarihli uyuşturucu madde ticareti yapma suçundan ise Cumhuriyet savcısı tarafından soruşturma aşamasında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiğinin anlaşılması karşısında, 2. Çocuk Mahkemesinin dosyasında eylem tarihinin 27/12/2016 olduğu ve zaten 3. Çocuk Mahkemesinin dosyasındaki 16/06/2016 tarihli eyleme ilişkin 19/12/2016 iddianame ile hukuki kesinti gerçekleştikten sonra meydana geldiği, anlaşıldığından, kanun yararına bozma talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre, kanun yararına bozma talebi yerinde görülmediğinden, Adana 3. Çocuk Mahkemesinin 23/11/2017 tarihli ve 2016/949 esas, 2017/792 sayılı kararı ile Adana 2. Çocuk Mahkemesinin 16/03/2018 tarihli ve 2017/112 esas, 2018/152 sayılı kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin REDDİNE, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 18.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.