10. Hukuk Dairesi 2011/137 E. , 2012/6514 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı Kurum, iş kazası sonucu sürekli iş göremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan masrafın kusur farkı karşılığı olan toplam 10.441,61 TL’nin 506 sayılı Yasanın 26. maddesi uyarınca tazminine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, Anayasa Mahkemesi İptal Kararı çerçevesinde artışların istenemeyeceğini gerekçe göstererek davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum avukatının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, iş kazasından doğan rücu tazminatı istemine ilişkin olup, 506 Sayılı Kanunun 26/1.inci maddesindeki “....sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarlarla sınırlı olmak üzere...” bölümünün, Anayasa Mahkemesince 23.11.2006 tarih ve ...Karar sayılı kararı ile iptal edilmiş olması karşısında, Kurumun bu maddeden doğan rücu hakkının, “halefiyete” değil, “kanundan doğan basit rücu hakkına” dayandığının kabul edilmesi ve bu kabul çerçevesinde, Kurumun rücu alacağının, ilk peşin değerin kusura tekabül eden miktarıyla sınırlı bulunmasına, öte yandan, kesinleşen önceki rücu davalarında hükmolunan miktarın mahsubu yapılırken, sigortalıya bağlanan gelirin ilk peşin sermaye değerinin esas alınması gerektiğine; şayet ilk peşin sermaye değerli gelirle birlikte artışlara da hükmedilmişse, artışların hükmolunacak rücu tazminatından mahsup edilmesine olanak bulunmamasına, bu çevrede meseleye fiili ödemeler açısından bakıldığında ise fiili ödemenin mevcudiyeti halinde, kurumun talep edebileceği miktarın hesabının da aynı şekilde gerçekleştirilmesi gerekmekte olup; şayet ilk peşin sermaye değerli gelirin kusur karşılığı, fiili ödeme miktarından düşük ise o takdirde ilk peşin sermaye değerine itibar edilmesi; aksine fiili ödeme miktarı ilk peşin değerden düşük ise o takdirde de fiili ödeme miktarının esas alınması gerektiğine göre, mahkemece, Anayasa Mahkemesinin iptal kararının derdest davalara uygulanması gerektiği gerekçe gösterilerek yargılama yapılıp, hüküm tesis edilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır.
Ancak, ilk rücuda, davalı işverenin kusur oranının %70 olarak saptanıp gelir ve geçici iş göremezlik ödeneği ile tedavi giderinin %5’inin istek gibi hüküm altına alınmış olması gözetilerek, %65 kusur farkı karşılığı 4.235,27 TL ilk peşin değerli gelir ile 1.748,56 TL geçici iş göremezlik ödeneği ve 114,53 TL tedavi giderine hükmedilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı biçimde davanın reddine hükmedilmesi, usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
Ne var ki; bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm bozulmamalı, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun Geçici 3. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438. maddesi gereğince düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Hüküm fıkrasının, davalı lehine vekâlet ücretini düzenleyen bende kadar olan kısmının tamamen silinerek yerine “1-Davanın kısmen kabulü ile 4.235,27 TL ilk peşin değerli gelir ile 1.748,56 TL geçici işgöremezlik ödeneği ve 114,53 TL tedavi giderinin onay, sarf ve ödeme tarihlerinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınıp davacı Kuruma verilmesine, 2-Kabule konu miktar üzerinden belirlenen 362,24 TL karar ve ilâm harcının davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydedilmesine, 3-Tebligat ve posta giderinden oluşan 14,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre 8,18 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacı Kuruma verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına, 4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarife uyarınca davacı Kurum lehine takdir edilen 1.000 TL vekâlet ücretinin davalıdan tahsili ile davacı Kuruma verilmesine” hükümlerinin yazılmasına, kısa kararın da bu biçimde düzeltilmesine ve kararın bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.04.2012 gününde oy birliğiyle karar verildi.