10. Ceza Dairesi 2019/885 E. , 2019/1647 K.
"İçtihat Metni"
Adalet Bakanlığının, 13/02/2019 tarihli yazısı ile kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan sanık ... hakkındaki kamu davasının durmasına dair Şanlıurfa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/10/2018 tarihli ve 2017/407 esas, 2018/1370 sayılı kararının kanun yararına bozulmasına yönelik talebi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 25/02/2019 tarihli yazı ekinde dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşıldı.
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A) Konuyla İlgili Bilgiler:
1- Şüpheli hakkında, 14/08/2014 tarihinde işlediği iddia edilen kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan dolayı 24/11/2014 tarihinde TCK’nın 191/2. maddesi uyarınca beş yıl süreyle kamu davasının açılmasının ertelenmesine, bir yıl süre ile tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına, ayrıca erteleme süresi zarfında tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, tekrar uyuşturucu madde kullanması veya kullanmak için bulundurması halinde erteleme kararının kaldırılarak kamu davası açılacağı hususunda uyarılmasına karar verildiği,
2- Denetimli Serbestlik Müdürlüğünce şüpheliye uyarılı ilk başvuru davetiyesi gönderildiği, şüphelinin kuruma müracaat ederek tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başladığı, ancak 5 yıllık erteleme süresi zarfında tekrar uyuşturucu madde kullandığından bahisle TCK’nın 191/4. maddesinin (c) bendi uyarınca erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı,
3- Şanlıurfa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/10/2018 tarihli ve 2017/407 esas, 2018/1370 sayılı kararı ile "kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının sanığa tebliğ edildiğine ilişkin evrak bulunmadığı, bu hali ile sanık hakkında verilen erteleme kararın kesinleşip kesinleşmediğinin anlaşılamadığı, kararın kesinleşmemiş olması halinde ihlalden bahsedilemeyeceği ve dava şartının gerçekleşmediği" gerekçesiyle, “kamu davasının durmasına” karar verildiği, kararın yasa yolu incelemesinden geçmeksizin kesinleştiği,
Anlaşılmıştır.
B) Kanun Yararına Bozma Talebi:
Kanun yararına bozma talebi ve ihbar yazısında, "Dosya kapsamına göre, Emniyet Genel Müdürlüğü İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünün 22/08/2016 tarihli uzmanlık raporu ile sanığın uyuşturucu madde bulundurduğunun bildirildiği, sanığın erteleme süresinde uyuşturucu madde bulundurduğunun tespit edilmesi karşısında;
5271 sayılı Kanun"un 191/4. maddesinde yer alan, "Kişinin, erteleme süresi zarfında; a) Kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi, b) Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması, c) Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, hâlinde, hakkında kamu davası açılır.” şeklindeki düzenleme uyarınca, sanık hakkında yargılamaya devam olunarak esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde durma kararı verilmesinde isabet görülmemiştir." denilerek, Şanlıurfa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/10/2018 tarihli ve 2017/407 esas, 2018/1370 sayılı kararının bozulması istenmiştir.
C) Konunun Değerlendirilmesi:
TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (b) ve (c) bendlerinde, "Kişinin, erteleme süresi zarfında;...Tekrar kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması,Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması,... hâlinde, hakkında kamu davası açılır. " hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda kamu davasının açılmasının ertelenmesine karar verilmesini müteakip şüphelinin 04/02/2015 tarihinde Denetimli Serbestlik Müdürlüğüne müracaat edip tedavi ve denetimli serbestlik tedbirinin infazına başladığı, şüphelinin bu aşamada hakkında verilen kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararından ve tedbirden haberdar olduğu, ancak hiçbir aşamada erteleme kararına ve tedbire itiraz etmeyerek tedbirin infazına devam ettiği, 04/02/2016 tarihinde de tedbirin infazını tamamladığı, ancak daha sonra, erteleme süresi zarfında 16/08/2016 tarihinde tekrar uyuşturucu madde kullandığının tespit edilmesi üzerine, erteleme kararı kaldırılarak kamu davası açıldığı, bu hali ile şüphelinin kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararını ve hakkında tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandığını öğrendikten sonra erteleme süresi zarfında tekrar uyuşturucu madde kullandığının tespit edildiği anlaşılmakla, TCK’nın 191/4. maddesi uyarınca kamu davası açılma koşullarının oluştuğu,
Mahkemenin “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının kesinleşmediği” şeklindeki gerekçesinin de yasal dayanağı bulunmadığı, “kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı”nın şüpheliye tebliğ edilmeden tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazına başlanamayacağına ilişkin herhangi bir yasa veya yönetmelik hükmü bulunmadığı gibi tam tersine CMK’nın 269/1. maddesinde “İtiraz, kararın yerine getirilmesinin geri bırakılması sonucunu doğurmaz.” şeklinde hüküm yer aldığı, kaldı ki şüphelinin kuruma müracaat ederek tedbirin infazına başladıktan sonra da hiçbir aşamada itiraz etmediği ve tedbirin infazına devam ettiği, bu nedenle kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararının şüpheliye tebliğ edilmeden tedbirin infazına başlanmış olmasının dava şartının gerçekleşmesine bir etkisi olmayacağı, anlaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, somut olayda erteleme süresi zarfında tekrar uyuşturucu madde kullandığı iddia edilerek kamu davasının açılmasının ertelenmesi kararı kaldırılan ve hakkında dava açılan şüpheli hakkında her iki suça ilişkin deliller birlikte değerlendirilerek davanın esası hakkında bir hüküm verilmesi gerekirken, kamu davasının durmasına karar verilmesi yasaya aykırı olduğundan, kanun yararına bozma talebi yerindedir.
D) Karar :
Açıklanan nedenlere göre; kamu davasının durmasına ilişkin Şanlıurfa 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/10/2018 tarihli ve 2017/407 esas, 2018/1370 sayılı kararının 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası gereğince kanun yararına BOZULMASINA, aynı Kanun"un 309. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca gerekli işlemin yapılması için, dosyanın Adalet Bakanlığına iletilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine, 18.03.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.