14. Hukuk Dairesi 2018/5673 E. , 2019/6186 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.02.2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 06.09.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı vekili; ... Köyü bulunan 573, 574, 582, 1656, 1657, 1721, 1725 parsel sayılı taşınmazlarda hissedar olduğunu, davalının 17.07.2013 ve 25.12.2012 tarihli işlemlerle taşınmazdan pay satın aldığını, satış işlemleri yönünden davacıya bildirimde bulunmadığını, bu yüzden tapudaki bedel ile masrafların toplamı davalıya ödenmek suretiyle adına kayıtlı hisselerin iptali ile davacı adına tescilini talep etmiştir.
Davalı vekili, satış bedelinin mahkeme veznesine depo edilmesi ve 100.000,00TL üzerinden açılan dava harcının satış bedeli üzerinden tamamlanması kaydıyla davayı kabul ettiklerini, aksi halde davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine dair verilen karar, Dairemizin 11.01.2017 gün ve 2015/6783 Esas, 2017/192 sayılı Kararı ile "...davacı tarafa satış bedelinin mahkeme veznesine depo edilmesi için verilen sürenin, ihtaratlı davetiyenin davacı vekiline tebliğ edildiği tarihten itibaren hesaplanması gerektiği, tebliğ tarihinden itibaren bir aylık sürenin 10.12.2014 tarihinde dolduğu, davacı tarafa verilen bir aylık süre dolmadan önalım bedelinin depo edilmediğinden söz edilerek davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği," gerekçesi ile bozulmuş ve bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
Önalım davasında dava konusu payın satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafların toplamından ibaret olan önalım bedelinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 734/2. maddesi gereğince hükümden önce mahkemece belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için davacıya süre verilmesi gerekir.
6100 sayılı HMK’nin 90. maddesi gereğince; süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler.
Aynı yasanın 94. maddesi gereğince; kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.
Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır.
Somut olayda; mahkemece taşınmaz satış bedeli ve masraflar toplamı olan 269.280,00TL"nin depo edilmesi için 19.12.2017 tarihli celsede davacı tarafa iki hafta kesin süre verildiği, kesin süre içerisinde gereğinin yerine getirilmemesi halinde davanın reddedileceği şeklinde ihtaratta bulunulduğu, davacının bedeli 28.03.2018 tarihinde mahkeme veznesine depo ettiği, HMK’nın 94. maddesi gereğince davacı tarafın mahkemenin vermiş olduğu kesin süreye rağmen önalım bedelini süresinde depo etmediği anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.10.2019 tarihinde oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre, mahkeme kararı ve dayandığı gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunduğundan yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanması gerektiği görüşündeyiz. Bu nedenle hükmün bozulması yönündeki sayın çoğunluğun görüşüne katılmıyoruz.