Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4856
Karar No: 2018/2105
Karar Tarihi: 21.03.2018

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2016/4856 Esas 2018/2105 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2016/4856 E.  ,  2018/2105 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... Gazetecilik Sanayi ve Ticaret A.Ş."ye izafeten Başar Arslan ve ... aleyhine 26/01/2012 gününde verilen dilekçe ile basın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın reddine dair verilen 21/05/2013 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    Dava, basın yolu ile kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1)Davacının, davalılardan ...Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş."ye yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    03/10/2016 tarih ve 675 sayılı Olağanüstü Hâl Kapsamında Bazı Tedbirlerin Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin ""Dava ve takip usulü"" başlıklı 16/1. maddesinde "20/07/2016 tarihli ve 2016/9064 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ülke genelinde ilan edilen olağanüstü hal kapsamında yürürlüğe konulan kanun hükmünde kararnameler gereğince kapatılan kurum, kuruluş, özel radyo ve televizyonlar, gazete, dergi, yayınevi ve dağıtım kanalları ile bunların sahibi gerçek veya tüzel kişiler aleyhine 17/08/2016 tarihinden önce açılan davalar ile bu kapsamda Hazine ile Vakıflar Genel Müdürlüğüne husumet yöneltilen davalarda mahkemelerce, 15/08/2016 tarihli ve 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınması Gereken Tedbirler Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 5"inci maddesi uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle ret kararı verilir." hükmü yer almaktadır.
    Davalı ...Gazetecilik San. ve Tic. A.Ş."nin olağanüstü hal kapsamında yayınlanan KHK’de yer aldığı ve kapatıldığı anlaşıldığından, adı geçen davalı yönünden 675 sayılı KHK’nın 16. maddesi kapsamında değerlendirme yapılabilmesi için kararın bozulması gerekmiştir.
    2)Davacının, davalılardan ..."ya yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Davacı vekili; davalılardan ..."nun diğer davalı şirkete ait olan ...Gazetesi"nde 01/11/2011 tarihinde "Silivri"ye Giden Gelen Eksik Değil" ve "Silivri"ye Bir Garip Ziyaret" başlıklı köşe yazılarını yazdığını, bu yazılarda müvekkilinin genelkurmay başkanı olduğu süreçte ziyaretine gelen Emekli Hakim Tuğgeneral Yılmaz Hızlı"ya "elimizde 1 milyon liramız var, balyoz davasında avukatların başına sen geç silahlı kuvvetler adına davayı yönet" şeklinde teklifte bulunduğuna dair iddiaya yer verildiğini, köşe yazısında iddia
    edilen teklifin gerçeği yansıtmadığını, bu haberin kamuoyu nezdinde müvekkilinin saygınlığını zedeleyici nitelikte olduğunu, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu belirterek oluşan manevi zararın tazminini talep etmiştir.
    Davalılar; davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece; dava konusu haberin kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Basın özgürlüğü, Anayasa"nın 28. maddesi ile 5187 sayılı Basın Kanunu"nun 1. ve 3. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemelerde basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin amacı; toplumun sağlıklı, mutlu ve güvenlik içinde yaşayabilmesini gerçekleştirmektir. Bu durum da halkın dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Basın; olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma ve yönlendirmede yetkili ve aynı zamanda sorumludur. Basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
    Bunun içindir ki, bu tür davaların çözüme kavuşturulmasında ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerin değerlendirilmesinden farklı bir yöntemin izlenmesi gerekmektedir. Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğunun kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir.
    Ne var ki basın özgürlüğü sınırsız olmayıp, yayınlarında Anayasa"nın Temel Hak ve Özgürlükler bölümü ile Türk Medeni Kanunu"nun 24 ve 25. maddesinde yer alan ve yine özel yasalarla güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunulmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluktur.
    Basın özgürlüğü ile kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği, bunun sonucunda da, daha az üstün olan yararın daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Bunun için temel ölçüt kamu yararıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basın bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını, konunun güncelliğini gözetmeli, haberi verirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan gerçek olmadığı anlaşılan olayların yayınından da basın sorumlu tutulmamalıdır.
    Somut olayda; davaya konu köşe yazısının, yayın tarihinde kamuoyunda Ergenekon, Balyoz ve bunun gibi isimler altında bilinen ceza davalarında, terör örgütü üyesi olduğu iddia edilen sanıklara, davacının yardımcı olduğu algısını yaratmak amacıyla kaleme alındığı anlaşılmakla uygun bir manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken istemin tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (1 ve 2) sayılı bentlerde açıklanan nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 21/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi