20. Hukuk Dairesi 2018/1713 E. , 2018/3283 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; ... Konutları 2. Etap eski yöneticisi olan davalıdan 25.700,00 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiş, mahkemece dosya kapsamı, banka kayıtları, yönetim karar defteri ve bilirkişi raporu dikkate alındığında bir usulsüzlük tespit edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinde, tek parsel üzerinde bulunan anataşınmazda kat mülkiyetinin kurulu olduğu, sitede kat maliki olan yeni yöneticinin davacı, eski yöneticinin ise davalı olduğu, dava dilekçesinde davalı eski yöneticinin kat maliki olduğunun belirtildiği, davalının savunmalarında ise aksi bir beyanın bulunmadığı, geri çevirme kararı üzerine getirtilen tapu kayıtlarında davalı adına bağımsız bölüm kaydına rastlanılmadığı, sunulan yönetim planının ekindeki imza listesinde ise davalının, D Blok (1) numaralı bağımsız bölüm adına imza attığı ancak tapu kayıtlarına göre bu bağımsız bölümün davalı adına kayıtlı olmadığı, dosya kapsamından davalının yöneticilik yaptığı dönemde kat maliki olup olmadığının tespit edilemediği, yönetim planında yöneticiye huzur hakkı verilip verilmeyeceğinin genel kurul tarafından belirleneceğinin düzenlendiği, dosya içerisindeki toplantı tutanaklarına göre davalının Aralık 2011-Eylül 2014 tarihleri arasında yöneticilik yaptığı ve eski yöneticiye huzur hakkı ödenmesine ilişkin bir kat malikleri kurulu kararının bulunmadığı, bilirkişi raporunda ise davalının 22,375,00 TL huzur hakkı adı altında site hesabından para aldığının tespit edildiği, mahkemece bir usulsüzlük tespit edilmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, hükmün davacı tarafından esasa ilişkin, davalı tarafından ise vekalet ücreti yönünden temyiz edildiği anlaşılmaktadır.
1)634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 40. maddesinin 3. fıkrasında “Yönetici, yönetim planında veya kendisiyle yapılan sözleşmede bir ücret tayin edilmemiş olsa bile, kat maliklerinden uygun bir ücret isteyebilir” hükmü, 4. fıkrasında ise (Değişik: 13/4/1983-2814/13 md.) “Kat malikleri kurulu, kat malikleri arasından atanmış yöneticinin normal yönetim giderlerine katılıp katılmayacağı, katılacaksa, ne oranda katılacağını kararlaştırır. Bu yolda, bir karar alınmamış ise, yönetici yönetim süresince kendisine düşen normal yönetim giderlerinin yarısına katılmaz.” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, davalı eski yöneticinin yöneticilik yaptığı dönemde kat maliki olup olmadığı tespit edilemediğinden, öncelikle yöneticilik yaptığı dönemde kat maliki olup olmadığı tespit edilerek kat maliki olduğunun anlaşılması halinde, yönetim planında huzur hakkı ödenmesi konusunda bir hüküm bulunmadığından mahkemece, davalının yöneticilik yaptığı
-2-
2018/1713 - 2018/3283
dönemleri de kapsar şekilde karar defteri getirtilip, kat malikleri kurulunda yöneticiye huzur hakkı ödenmesi için bir karar alınıp alınmadığı araştırılarak, karar alınmadığının anlaşılması halinde Kat Mülkiyeti Kanununun 40. maddesinin değişik 4. fıkrası gereğince, kat maliki eski yöneticinin, yöneticilik yaptığı dönemler normal yönetim gideri hesap ettirilerek yarısından sorumlu olmadığı dikkate alınıp, bilirkişi raporunda belirlenen site hesabından alınan para ile karşılaştırılarak oluşacak sonuca göre, kat maliki olmadığının anlaşılması halinde ise Kat Mülkiyeti Kanununun 40. maddesinin 3. fıkrası gereğince yargılama yapılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yetersiz araştırma ve eksik inceleme ile denetime elverişsiz şekilde hüküm kurulması,
Ayrıca;
2) Kat Mülkiyeti Kanunundan kaynaklanan ve konusu doğrudan para alacağı olmayan davaların niteliği gereği karar ve ilam harcı ile vekalet ücretinin maktu olarak hesaplanması gerekmektedir. Dava konusu uyuşmazlık, bir miktar para alacağının tahsili istemine ilişkin olduğuna ve davanın reddine karar verildiğine göre mahkemece, davalı yararına, karar tarihinde yürürlükteki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3. kısmına göre hesaplanacak nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, maktu vekalet ücretine hükmedilmesi,
doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 02/05/2018 günü oy birliği ile karar verildi.