12. Hukuk Dairesi 2014/7321 E. , 2014/9926 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Denizli 1. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 08/01/2014
NUMARASI : 2013/125-2014/10
Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:
Alacaklı tarafından bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, örnek 10 numaralı ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun yasal sürede icra mahkemesine başvurarak imzaya itiraz ettiği görülmüştür.
Mahkemece incelemenin duruşmalı yapılmasına karar verilerek duruşma açıldığı, muteriz borçlunun 03.10.2013 günlü duruşmaya gelmemesi üzerine HMK"nun 150. maddesi uyarınca takip edilmeyen dosyanın yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına, davanın üç aylık yasal sürede yenilenmediği gerekçesi ile de 08.01.2013 tarihinde davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun “Tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina” başlıklı 21/1. maddesinde; “Kendisine tebligat yapılacak kimse veya yukarıdaki maddeler mucibince tebligat yapılabilecek kimselerden hiçbiri gösterilen adreste bulunmaz veya tebellüğden imtina ederse, tebliğ memuru, tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir ve memurlarına imza mukabilinde teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırmakla beraber, adreste bulunmama halinde tebliğ olunacak şahsa keyfiyetin haber verilmesini de mümkün oldukça en yakın komşularından birine, varsa yönetici veya kapıcıya da bildirir. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” hükmü yer almaktadır.
Madde metni, iki hali birlikte düzenlemiştir. Bunlardan ilki “adreste bulunmama”, diğeri ise “tebellüğden imtina”dır. Muhatabın adreste bulunmaması halinde tebliğ memurunun ne şekilde davranması gerektiğini düzenleyen Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik"in 30. maddesinin birinci fıkrasında; “Adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine meşruhat verilerek çıkarılan tebligatlar hariç olmak üzere, muhatap veya muhatap adına tebliğ yapılabilecek olanlardan hiçbiri gösterilen adreste sürekli olarak bulunmazsa, tebliğ memurunun, adreste bulunmama sebebini bilmesi muhtemel komşu, yönetici, kapıcı, muhtar, ihtiyar heyeti veya meclisi üyeleri, kolluk amir ve memurlarından araştırarak beyanlarını tebliğ mazbatasına yazıp imzalatması, imzadan çekinmeleri halinde bu durumu yazarak imzalaması gerekir” hükmünün yer aldığı, Tebligat Kanunu"nun ""Tebligat Mazbatası"" başlıklı 23.maddesinin 7.bendinde, tebligat mazbatasının; “21. maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara müteallik muamelenin yapıldığını, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebi"" ihtiva etmesinin zorunlu kılındığı, ""Tebliğ mazbatasında bulunması gereken bilgiler ve tanzimi"" başlıklı Tebligat Yönetmeliğinin 35.maddesinin (f) bendinde ise, 30. ve 31. maddelerdeki durumların gerçekleşmesi halinde bu hususlarla ilgili hangi işlemlerin yapıldığının, adreste bulunmama ve kaçınma için gösterilen sebebin tebligat mazbatasına yazılacağının hüküm altına alındığı görülmüştür.
Mahkemece borçlu adına çıkarılan ön inceleme duruşma davetiyesinin, tebliğ memurunca Tebligat Kanununun 21/1.maddesi gereğince tebliğ edilmeye çalışıldığı görülmektedir. Anılan tebligat parçası incelendiğinde; komşunun beyanına göre muhatabın çalışmaya gittiği belirtilmek suretiyle tebliğ işlemi yapılmış ise de, tebliğ memurunca, komşunun imzasının alınmadığı, imzadan çekinme söz konusu ise bu hususun da belirtilmediği, bu durumda yapılan tebligatın 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 21/1 ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliğinin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olmadığı, dolayısıyla usulsüz olduğu anlaşılmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Tarafların Duruşmaya Gelmemesi, Sonuçları ve Davanın Açılmamış Sayılması” başlığını taşıyan 150. maddesinin 1. fıkrasına göre; “Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir.”
İİK.nun 170.maddesi uyarınca imzaya itirazın duruşmalı incelenmesi zorunludur. Mahkemece de duruşma açıldığına göre öncelikle taraflara duruşma davetiyesinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmesi zorunludur.
Mahkemece davacıya usulüne uygun olarak duruşma davetiyesinin tebliğ edilmesi ve buna rağmen borçlunun duruşmaya gelmemesi halinde yukarıda anılan yasa hükmünün uygulanması gerekirken, usulsüz tebligata dayalı olarak dosyanın işlemden kaldırılıp daha sonra da davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi isabetsizdir.
SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03.04.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.