5. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/16254 Karar No: 2016/5425 Karar Tarihi: 17.03.2016
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2015/16254 Esas 2016/5425 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2015/16254 E. , 2016/5425 K. "İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Kamulaştırılmasına karar verilen yapılara resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek ve ağaçlara da yaş, cins ve verim durumuna göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; Arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru olmakla birlikte alınan rapor hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; Dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin karşılaştırılmasında; dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın aynı değerde olduğu anlaşılmasına rağmen, hükme esas alınan bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazların emsal taşınmazdan 8 kat daha değerli olduğu kabul edilerek değer biçildiğinden, alınan rapor inandırıcı değildir. Bu nedenle; taraflara, emsal satışları bildirmeleri için imkan tanınması lüzumu halinde re"sen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılarak ve aynı mahalleden geçen ve davacı idare vekilinin temyiz dilekçesinde belirtiği dava dosyalarındaki taşınmazlar ile dava konusu taşınmazın yerleri kadastro bilirkişisi tarafından birleşik pafta üzerinde gösterilmek suretiyle, bilirkişi raporunun denetlenmesi ve gerektiğinde söz konusu dava dosyalarında belirlenen bedellerden ayrılma gerekçeleri hakkında bilirkişi kurulundan ek rapor alınıp, sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi, Doğru görülmemiştir. Taraf vekillerinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 17/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.