12. Ceza Dairesi 2018/886 E. , 2020/2341 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme
Hüküm : Sanıklar ..., ..."ın TCK"nın 85/1, 62, 50/1-a, 52/4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hüküm katılan vekili, sanıklar müdafii ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Olay günü, ... ve ..."nun Ünye ilçesi, ... beldesi, ... Mahallesinde bulunan evlerinin iç sıvasının yapılması hususunda 3.000 TL karşılığı sanıklar ... ve ... ile anlaştıkları, müteveffa ..."ın da sanıklar ... ve ..."ın yanında yevmiye karşılığı çalışmakta olduğu, olay tarihi olan 22.05.2014 tarihinden 3-4 gün önce işe başladıkları, 22.05.2014 tarihinde saat 13.00 sıralarında sanıklar ..., ... ve müteveffanın binanın mutfak kısmında çalışmakta oldukları, müteveffanın elindeki testere ile mutfağın giriş kapısının üst kısmında bulunan lenta tabir edilen tahtayı kestiği sırada salon kısmına doğru düştüğü, müteveffanın buradan Ünye Devlet Hastanesine sevk edildiği, Ünye Devlet Hastanesi tarafından düzenlenen 22.05.2014 tarihli rapora göre müteveffanın saat 14:10 sıralarında ex olarak hastaneye kabul edildiğinin bildirildiği olay sebebi ile 11.05.2015 tarihli üçlü iş güvenliği uzmanı olan bilirkişi heyetinin hazırladığı raporda; sanık ... ile diğer sanıklar ... ve ... arasında sözle bir iş ilişkisi kurulduğu, ...’in iş sahibi, oğlu ...’in ise iş sahibi vekili, sanıklar ... yüklenici pozisyonunda bulunduğu; ... ile ... arasında alt işveren asıl işveren ilişkisi bulunmayıp, doğrudan iş sahibi ve yüklenici ilişkisinin mevcut olduğu, bundan dolayı, iş sahibi ve iş sahibi vekilinin, yükleniciler ile birlikte müteselsilen sorumluluğu bulunmadığı; işyerinde, iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için her türlü önlemi almayarak, iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığı konusunda yeterli denetimi yapmayarak ve mevzuat hükümlerine aykırı davranarak gerekli sorumluluklarını yerine getirmediği, iş kazasının meydana gelmesine sebep olduğu anlaşılan asıl işveren olarak kabul edilen yüklenici, ... ve ...’ın müşterek kusurlu olduğu anlaşılmakla,
Sanıklar ... ve ...’ın meydana gelen olay sebebi ile kişisel zarara uğramadıkları ve katılan sıfatını haiz olmamaları sebebi ile beraat eden diğer sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümleri temyiz etme yetkileri bulunmadığı; sadece kendileri hakkında kurulan mahkumiyet hükümlerini temyiz etme hakları bulunduğu anlaşılmakla, yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 23.01.2018 tarih 2017/463 Esas, 2018/20 Karar ve 23.01.2018 tarih 2015/962 Esas, 2018/16 Karar sayılı ilamlarında vurgulandığı üzere, sanık hakkında hükmolunan adli para cezasının ödenmemesi halinin infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği dikkate alındığında, tebliğnamede 5237 sayılı TCK"nın 52/4. maddesine yönelik bozma içeren görüşe iştirak edilmemiştir.
1-5237 sayılı TCK"nın 22/4-5. fıkralarına göre taksirle işlenen suçtan dolayı verilecek cezanın failin kusuruna göre belirleneceği, birden fazla kişinin taksirle işlediği suçlarda, herkesin kendi kusurundan dolayı sorumlu olacağı ve cezalarının da kusura göre ayrı ayrı belirleneceği hükmü göz önünde bulundurularak; her ne kadar sanıkların mahkemece eşit kusurlu oldukları kabul edilmiş ise de; her iki sanık için TCK"nın 85/1. maddesi gereğince ortak hüküm kurulamayacağı ve ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde ortak hüküm kurulması,
2-Sanıklar hakkında hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK"nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi,
Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konularda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün 1.a fıkrasındaki “2 yıl” ibaresinin “2’ şer yıl” olarak değiştirilmesi, hükmün 1.b fıkrasındaki “1 yıl 6 ay” ibaresinin “1’er yıl 6’şar ay” olarak değiştirilmesi ve yine hükmün 1.d fıkrasının hükümden çıkarılarak yerine “sanıkların kişilik ve sosyal özellikleri nazara alınarak, sanıklara verilen uzun süreli hapis cezalarının TCK"nın 50/4. maddesi delaletiyle 50/1-a maddesi gereğince adli para cezalarına çevrilmesine, sanıklara verilen adli para cezalarının TCK"nın 52/3. maddesi gereğince 605’er tam gün karşılığı adli para cezası olarak belirlenmesine, TCK"nın 52/2. maddesi gereğince sanıkların ekonomik ve şahsi halleri göz önünde bulundurularak bir gün karşılığı adli para cezasının takdiren 20 TL olarak hesabıyla 12.100’er TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına” ibaresinin eklenmek suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 04.03.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.