20. Hukuk Dairesi 2017/6649 E. , 2018/3276 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ile davalılardan ... ve arkadaşları vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında, ... köyü 139 ada ... parsel numaralı 7281 m2 yüzölçümlü taşınmaz, belgesizden fındık bahçesi niteliğinde kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği nedeniyle davalılar adına tespit edilmiştir. 139 ada ...nolu taşınmaz ..., ... , ... , ... , ... , ... ve ... adına, ... nolu parsel ..., ... nolu parsel ... , ... nolu parsel ... adlarına tespit edilmiştir. 150 ada ... nolu taşınmaz kesinleşmiş orman kadastrosunda orman sınırları içinde kaldığından bahisle kadastro sırasında tutanak düzenlenmemiş, ada ve parsel sayısı verilerek tapuya aktarılmıştır.
Davacı ... Yönetimi 139 ada ... nolu parsel yönünden taşınmazın öncesi itibarıyla orman olduğu ve zilyedlikle kazanılacak yerlerden olmadığı iddiasıyla kadastro mahkemesinde ilan süresi içinde itiraz davası açmıştır. Yine, Orman Yönetiminin asliye hukuk mahkemesinde, ....09.2006 tarihli dava dilekçesi ile ... (müteveffa) aleyhine Aralık 1964 tarih ve ... numaralı tapu kaydının geldisi niteliğindeki 75460 m2 yüzölçümlü Şubat 1952 tarih ve 44 numaralı tapu kapsamında kalan yerin orman olduğu iddiasıyla dava açmış, yörede kadastro çalışması yapılması üzerine asliye hukuk mahkemesince görevsizlik kararı verilerek dosya kadastro mahkemesine aktarılmıştır.
Mahkemece, davalar birleştirilerek yapılan yargılama sonunda 139 ada ... parsel sayılı taşınmazın Aralık 1964 tarih ... numaralı tapu kapsamında ve orman sınırları dışında kaldığı belirlenerek davanın reddine, tesbit gibi tesciline; Orman Yönetiminin, ... aleyhine açtığı ve 139 ada ..., ..., ..., ... ve ... parsellerin dava konusu edildiği, birleşen dava yönünden ise mahkemenin görevsizliğine karar verilmiş, davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, Dairenin .../03/2010 tarih ve 2010/3515-3776 E-K sayılı kararıyla hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli değildir. Şöyle ki; mahkemece, 139 ada ... parsel hakkında, taşınmazın ... adına kayıtlı 28297 m2 yüzölçümlü fındıklık ve kestanelik niteliğindeki, 2510 sayılı Kanuna göre oluşturulan Aralık 1964 tarih ... numaralı tapu kapsamında ve orman sınırları dışında kaldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, bu dava ile birleşen ve ... tarafından ... aleyhine, ....09.2006 tarihli dilekçe ile yukarıda yazılı tapu kaydının geldisi niteliğindeki 75460 m2 yüzölçümlü Şubat 1952 tarih 44 numaralı tapu kapsamında kalan yerin orman olduğu iddiasıyla açılan tapu iptali tescil istemli davanın yargılaması sırasında 31.....2006 tarihinde çekişmeli taşınmazlara kadastro tutanağı düzenlenmesi nedeniyle dosya Kadastro Mahkemesine aktarılarak eldeki dava ile birleştirilmiştir.
Sözü edilen tapu kayıtları, yine ... ile ... arasında görülen ... Asliye Hukuk Mahkemesinin orman tahdidine itiraza ilişkin 1980/39-1986/399 E.K. sayılı dosyasında da uygulanarak, toplam 107.339 m2 yüzölçümlü taşınmazın tapulu olması nedeniyle orman sınırı dışına çıkarılmasına karar verilmiştir. 1980/39 sayılı dosyanın krokisi dosyaya getirtilmiştir. Krokinin incelenmesinde, ... "a ait tapu kapsamında kalan yerin de 28297 m2 olarak işaretli olduğu görülmektedir. Temyize konu dosyada rapor hazırlayan fen bilirkişi Serhat Uzuner, kesinleşen mahkeme kararına ait krokiyi uygulamak suretiyle 139 ada ..., ..., ..., ..., ..., 150 ada ... parselleri de içine alan geniş bir çevreyi kapsadığını bildirmiştir. Ancak; mahkemece, kesinleşen karara ait krokinin orman kadastro haritaları ve kadastro paftası ile çakıştırılmasına dayalı sağlıklı bir uygulama yapılmadan, dava konusu taşınmazın sadece 139 ada ... parsel olduğu, tapu kapsamında kalan diğer parsellere ait tutanakların kesinleştiği gerekçesiyle hüküm kurulmuştur. Oysa; fen bilirkişi tarafından düzenlenen krokiye göre 139 ada ..., ..., ..., ... ve 150 ada ... parseller de bu dava ile birleşen davanın konusu olduğuna göre, 3402 sayılı Kanunun 30/.... maddesine göre, tespitlerinin kesinleşmediğinin ve malik hanelerinin açık olduğunun kabulü ile malik hanelerinin mahkemece resen doldurulması gerekir. Nitekim, Dairenin 02.02.2010 tarihli geri çevirme kararı üzerine sözü edilen tutanaklara davalı şerhi verdirilerek tutanak asılları dosyaya getirtilmiştir. Buna göre; 139 ada ...parselin (... adına tespit yapılmış) kadastro mahkemesinin 2006/121 ve 126 E.K. sayılı dosyalarında da davalı olduğu ve tutanak suretinin gönderildiği, 139 ada ... parselin 4877 m2 yüzölçümünde ... adına tespitli olduğu, 139 ada ... parselin 2349 m2 yüzölçümlü, Yadigar Türkan adına tespitli olduğu, 139 ada ... parselin 160 m2 yüzölçümlü ... adına tespitli olduğu, 150 ada ... parselin ise, 7231 m2 yüzölçümünde .../B sahası olarak sınırlandırıldığı anlaşılmaktadır.
O halde; mahkemece, bir fen elemanı ile uzman orman mühendisi aracılığıyla, dosyaya getirtilen Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/39 sayılı dosyasına ait kroki, hem 1946, hem de 1975 yıllarında yapılan orman kadastro çalışmalarına ait harita ve tutanaklar birlikte uygulanmak suretiyle yapılacak keşifte hem orman kadastro haritalarındaki konumu, hem de kesinleşen mahkeme krokisi kapsamında kalıp kalmadıkları kesin olarak saptanmalı, kroki kapsamında kalan ve birleşen davanın konusu olan taşınmazların tespitlerinin 3402 sayılı Kanunun 30/.... maddesi gereğince kesinleşmeyeceği düşünülmeli, ancak tutanakta tespit maliki olarak gösterilen kişilerle, 150 ada ... parsel bakımından Hazinenin davada taraf olarak yer alması sağlanmalı, bundan sonra elde edilecek delillere göre karar verilmelidir” denilmektedir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra yapılan yargılama sonucu; asıl ve birleşen dosya yönünden davanın reddine, dava konusu 139 ada ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların tespit gibi tescillerine, 150 ada ... parsel sayılı taşınmazın tespitinin iptali ile taşınmazın ... adına tapuya kayıt ve tesciline, beyanlar hanesine “6831 sayılı yasanın .../B maddesi uyarınca ... adına orman sınırları dışına çıkarılmıştır” şerhinin eklenmesine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi ile davalılardan ... ve diğerleri vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tespitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yörede 3116 sayılı Kanuna göre 1946 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastro çalışmaları ile 1975 yılında 1744 sayılı Kanuna göre yapılıp dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve .... madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapıldığına, özellikle yapılan keşif sonucu, fen bilirkişi tarafından Orman Yönetiminin iptalini istediği tapu kayıtlarının zemine uygulanmasında dava konusu taşınmazların 139 ada ..., ..., ..., ..., ... ve 150 ada ... nolu taşınmazlar olduğunun ve uzman orman bilirkişi kurulu tarafından kesinleşmiş orman kadastro haritası, eski tarihli hava fotoğrafı ve memleket haritaları uygulanması sonucu dava konusu taşınmazlardan 139 ada ..., ..., ..., ... ve ... parsel sayılı taşınmazların kesinleşmiş orman kadastro sınırları dışında ve orman sayılmayan yerlerden oldukları, 154 ada ... nolu taşınmazın 1975 yılında yapılan orman kadastrosu, aplikasyon ve 6831 sayılı kanunun 1744 sayılı Kanunla değişik .... madde uygulamasında .... madde uygulaması kapsamında olduğu belirlendiğine; keza
müşterek bilirkişi raporunda hükmü temyiz eden davalıların murisi olan ... ’ın asliye hukuk mahkemesinde açtığı 1980/39 Esas sayılı davasında, anılan mahkemece orman tahtidi dışına çıkarılmasına karar verilen alanın, yine mezkur ilamın krokisinin yerel bilirkişiler yardımıyla zemine uygulanması sonucunda eldeki davanın konusu olan 139 ada ... ve 150 ada ... nolu parseller ile eldeki davanın konusu olmadığı anlaşılan 150 ada ... ve 150 ada ... nolu parselleri kapsadığı; yörede 2006 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında 150 ada ... ve ... nolu parseller hakkında kesinleşen orman kadastrosunda orman sınırları içinde kaldıklarından bahisle kadastro tutanağı düzenlenmeden tapuya aktarıldıkları, ... mirasçılarının bu taşınmazlar hakkında davaları veya usulünce katılmaları da bulunmadığı anlaşıldığına göre yazılı şekilde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, dava konusu 139 ada ...nolu parsel hakkında ... Kadastro Mahkemesinde devam eden 2006/148 esas sayılı davasında davalı olduğu ve tutanak aslının anılan dosyada bulunduğu anlaşılmakla, anılan dosyada taşınmaz hakkında sicil oluşturulacağı gözönünde bulundurularak, eldeki dosyada bu parsel hakkında davanın reddine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken, hüküm yerinin ... nolu bendinde tespit gibi tesciline karar verilmiş olması doğru görülmemiş olmakla birlikte bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu nedenle, hükmün “...-... ili, ... ilçesi, ... köyü, 139 ada ..., 139 ada ..., 139 ada ... ve 139 ada ... parsel sayılı taşınmazların ayrı ayrı tespit gibi tescillerine” şeklindeki dördüncü bendinin hüküm yerinden tamamen çıkarılarak yerine dört nolu bent olmak üzere “...- ... ili ... ilçesi ... Köyü 139 ada ...parsel sayılı taşınmazın davalı olduğu 2006/148 Esas sayılı davasında sicil oluşturulacağından, bu taşınmaz hakkında tescil hükmü kurulmasına yer olmadığına, 139 ada ..., ... ve ... nolu parsellerin ayrı ayrı tespit gibi tescillerine” yazılması suretiyle hükmün düzeltilmesine ve bu husus dışındaki tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici .... maddesi atfıyla HUMK"nın 438/7. maddesine göre düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 30/04/2018 gününde oy birliği ile karar verildi.