Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/1575
Karar No: 2015/6586
Karar Tarihi: 08.04.2015

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2015/1575 Esas 2015/6586 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, bir işçinin iş akdinin haksız feshedildiği ve kıdem tazminatı ile ihbar tazminatı alacaklarının tahsilini talep etmesi üzerine açılmıştır. Davalı ise hakedişlerin ödendiğini ve zamanaşımı süresinin geçtiğini iddia ederek davanın reddini talep etmiştir. Daire, davacının kıdem tazminatı talebini reddetmiştir. Ancak, Yargıtay bu kararı bozarak, önceki çalışmaların fesih şekli itibarıyla kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona ermesi gerektiğini hatırlatmıştır. Kararda, işçinin daha önceki dönemdeki çalışmaları nedeniyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı döneme ait kıdem tazminatının hesaplanamayacağına ve istifa ile sona eren memur ya da sözleşmeli personel döneminin hesaba dahil edilmeyeceğine dikkat çekilmiştir. Kararın dayandığı kanun maddeleri 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14/2, 14/5 ve 14/6 maddeleridir.
7. Hukuk Dairesi         2015/1575 E.  ,  2015/6586 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Karabük İş Mahkemesi
    Tarihi : 04/12/2014
    Numarası : 2014/192-2014/394


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün uyulan önceki Yargıtay bozma ilamına uygun biçimde verilmiş olmasına, bozma ile kesinleşen ve karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin yeniden incelenmesine hukukça ve yasaca cevaz bulunmamasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre Davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı vekili, 1993-30.03.2011 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığını, sigortada giriş-çıkış yapıldığını, bu dönemlerde kıdem tazminatı ödemeleri de yapıldığını, sözleşmenin haksız feshedildiğini iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının tahsilini talep etmiştir.
    Davalı davacıya hakedişlerinin ödendiğini ve 10 yıllık zamanaşımı süresinin geçtiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar Dairemizce " Davalı tarafça, 1994-1998 arası çalıştığı ve kıdem tazminatı ödenmediğine dair davacıya yemin teklif edilmiş ve davacı yemin etmiştir. İşyeri kayıtlarına göre: 01.07.1998-31.12.1998 döneminde revizyon nedeniyle ara verildiği ve kıdem tazminatı ödendiği, 01.02.1999-31.12.1999 döneminde kıdem tazminatı ödendiği ibraname alındığı, 14.01.2000-28.12.2001 döneminde revizyon nedeniyle ara verildiği kıdem tazminatı ödendiği, 21.01.2012-25.06.2003 döneminde kıdem tazminatı ödendiği ibraname alındığı davacının ihtirazi kayıt koyduğu, 03.12.2003-27.02.2008 döneminde ücretsiz izine çıkarıldığı, kıdem tazminatı ödendiği ibraname alındığı, 04.03.2008-30.03.2011 döneminde ücretsiz izine çıkarıldığı, kıdem tazminatı ödendiği ibraname alındığı görülmüştür. Dosya kapsamından davacı ve davalı tanık beyanlarının kendi imzasını taşıyan kıdem ödemeleri ve ibranamelerle örtüşen beyanları karşısında davacı kesintisiz çalıştığını ispatlayamamıştır. Davacının 1994-1998 çalışma dönemi tasfiye edilmeyip, aynı işverene bağlı aralıklı çalışmaların bütün olarak esas alınması gerektiğinden, tam bir ödemeden söz edilemez. Bu nedenle diğer dönemlerde yapılan ödemeler avans niteliğindedir. Davacının aralıklı olarak çalıştığı dikkate alınmadan aralıksız çalıştığı kabul edilerek yapılan hesaplamaya itibarla hüküm kurulmasının hatalı olduğu" gerekçesiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; davacının davalı iş yerinde 01/10/1994 - 31/12/1998, 01/02/1999 - 31/12/1999, 14/01/2000 - 28/12/2001, 21/01/2002 - 25/06/2003, 03/12/2003 - 27/02/2008, 04/03/2008 - 30/03/2011 tarihleri arasında çalıştığı, davacının iş akdinin kıdem tazminatı ödenerek feshedildiği, davacıya çalıştığı önceki dönemlerde kıdem tazminatı ödendiği, ibraname alındığı, davacı kesintili çalıştığından çalışmalarının bir bütün olarak alınması gerektiği, davalı vekilinin zamanaşımı def"ini ileri sürdüğü, davacının 1999 yılı ve öncesi çalışmalarına ilişkin kıdem tazminatı talebinin zamanaşımına uğradığı, sonraki çalışmalarına ilişkin kıdem tazminatının 15.066,20 TL olduğu, davacıya 15.465,69 TL ödeme yapıldığı, davacının kıdem tazminatı alacağının bulunmadığı gerekçesiyle kıdem tazminatı talebininn reddine , İhbar tazminatı talebi hakkında ise verilen karar kesinleştiğinden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir.
    Davacı işçinin kıdem tazminatı hesabında, önceki dönemlere ilişkin sürenin dikkate alınıp alınamayacağı noktasında taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    İşverene ait bir ya da birkaç işyerinde belli bir süre çalışmış bir işçinin, işini kaybetmesi halinde, işinde yıpranması, yeni bir iş edinmede karşılaşacağı güçlükler ve işyerine sağladığı katkı göz önüne alınarak, geçmiş hizmetlerine karşılık işveren tarafından kanuni esaslar dahilinde verilen toplu paraya “kıdem tazminatı” denilmektedir.
    Kıdem tazminatının koşulları, hesabı ve ödeme şekli doğrudan yasalarla düzenlenmiştir.
    Kıdem tazminatı, feshe bağlı haklardan olsa da, iş sözleşmesinin sona erdiği her durumda talep hakkı doğmamaktadır.
    1475 sayılı yasanın 14/2 maddesi, işçinin aynı işverene bağlı olarak bir ya da değişik işyerlerinde çalıştığı sürelerin kıdem hesabı yönünden birleştirileceğini hükme bağlamıştır.O halde kıdem tazminatına hak kazanmaya dair bir yıllık sürenin hesabında da işçinin daha önceki fasılalı çalışmaları dikkate alınmalıdır.
    Bununla birlikte, her bir fesih şeklinin kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde gerçekleşmesi hizmet birleştirmesi için gerekli bir koşuldur.
    İşçinin önceki çalışmaları sebebiyle kıdem tazminatı ödenmişse, aynı dönem için iki defa kıdem tazminatı ödenemeyeceğinden, tasfiye edilen dönemin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması mümkün olmaz.
    Yine, istifa etmek suretiyle işyerinden ayrılan işçi kıdem tazminatına hak kazanmayacağından, istifa yoluyla sona eren önceki dönem çalışmaları kıdem tazminatı hesabında dikkate alınmaz.
    Ancak, aynı işverene ait bir ya da değişik işyerlerinde çalışılan süre için kıdem tazminatı ödenmemişse, bu süre aynı işverende geçen sonraki hizmet süresine eklenerek son ücret üzerinden kıdem tazminatı hesaplanmalıdır.
    Zamanaşımı def"inin ileri sürülmesi halinde önceki çalışma sonrasında ara verilen dönem on yılı aşmışsa, önceki hizmet bakımından kıdem tazminatı hesaplanması mümkün olmaz.
    İşçinin çalıştığı sürelerin birleştirilebilmesi için, önceki çalışmaların fesih şekli itibarıyla kıdem tazminatına hak kazanacak şekilde sona ermesi gerektiği 1475 sayılı Yasanın 14/5 maddesinde açık biçimde düzenlenmiştir.
    İşyerinde memur ya da sözleşmeli personel olarak çalışmış olan ve kendi isteği ile ayrılarak başka bir kamu kurumunda işçi olarak çalışmaya başlayan işçi yönünden yapılan işlemin prosedür gereği olduğunda söz edilemez. İşçi daha iyi şartlarda ve ayrı bir statüde çalışma yolunu seçmiştir. Bu itibarla istifa ile sona eren memur ya da sözleşmeli personel döneminin kıdem tazminatı hesabında dikkate alınması doğru olmaz. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun kararları da bu doğrultudadır (Yargıtay H.G.K. 15.10.2008 gün 2008/9-586 E, 2008/ 633 K.; 28.11.2007 gün 2007/9-814 E, 2008/896 K.).
    İstifa ile sona ermeyen memuriyet dönemi ile sözleşmeli personel olarak çalışılan süreler, 1475 sayılı Yasanın 14 üncü maddesinin altıncı fıkrasında sözü edilen özel tavan gözetilmek suretiyle tazminat hesabında dikkate alınmalıdır.
    Somut olayda; davacı işçinin fasılalı çalışma dönemleri arasında 10 yıllık zamanaşımı süresi geçmemiştir. Kesintili çalışılan sürelerin toplamı üzerinden ve son ücretten kıdem tazminatı hesabı yapılmalı, 30.03.2011 tarihinde ödenen kıdem tazminatı ödemeleri avans olarak kabul edilip ödeme tarihlerinden itibaren yasal faiziyle birlikte hesaplanıp mahsup edilerek fark kıdem tazminatına hükmedilmelidir. Mahkemece bu yön gözetilmeksizin yanılgılı değerlendirme ile kıdem tazminatı talebinin reddine karar verilmesi hatalıdır.
    3- Davacının bozma kararı kapsamı dışında kalan ihbar tazminatı talebi hakkında da bozma sonrası yeniden hüküm kurulması gerekir. Bu hususlar gözetilmeden karar verilmiş olması hatalıdır.
    SONUÇ:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 08.04.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.











    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi