Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/4046
Karar No: 2020/6344
Karar Tarihi: 24.12.2020

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2020/4046 Esas 2020/6344 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2020/4046 E.  ,  2020/6344 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ


    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın onanmasına ilişkin yukarda belirtilen ilamın karar düzeltme yolu ile incelenmesi Hazine, ... ve arkadaşları tarafından süresinde istenilmekle; inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:


    1- Davacı ... ve arkadaşları vekilinin karar düzeltme talebi yönünden yapılan incelemede; Dosya içeriğine, mahkeme kararında belirtilip, Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440. maddesinde sayılan nedenlerden hiçbirisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Kanun"un 442. maddesi uyarınca 476,95 TL para cezası ile aşağıda yazılı bakiye red karar düzeltme harcının düzeltme isteminde bulunanlardan alınmasına,
    2- Davacı ... vekilinin karar düzeltme talebi yönünden yapılan incelemede;
    Yörede 2002 yılında yapılan kadastro sırasında dava konusu ... Köyü, 115 ada 49 parsel sayılı 30.391,74 metrekare yüzölçümündeki (yeni 532 ada 38 parsel) taşınmaz zeytinli tarla niteliğinde 03.10.1967 tarih 5 numaralı tapu kaydı ve zilyetlik nedeniyle ... ve arkadaşları adına tespit edilmiştir. Davacı ..., dava konusu taşınmazların tespit dayanağı olan tapu kaydının miktarının 18250 metrekare olduğunu ve hudutlarının değişir sınırlı cebel ve orman olduğundan miktarı ile geçerli olduğunu, miktar fazlası yönünden orman tahditi içinde kaldığı gibi dağıtılmayan zeytincilik parseli içinde kaldığı, bu nedenlerle zilyetlikle kazanılmayacağını ileri sürerek, kayıt miktar fazlasının Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece ilk hükümde Hazine’nin davasının reddine, (D2) ile gösterilen 2.076,25 metrekare yüzölçümündeki bölümünün orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verilmiş, davalı kişilerin ve Hazinenin temyizi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 30.03.2010 tarih ve 2010/1298 Esas, 2010/4172 Karar sayılı kararı ile bozulmuştur. Bozma kararında özetle; “dosyada yer alan orman bilirkişisinin 17.05.2004 ve 04.02.2009 tarihli raporlarında çekişmeli taşınmazların krokide (A) ile gösterilen 8138,58 m2 yüzölçümündeki bölümünün kesinleşen orman kadastro sınırları içinde, (B) ile gösterilen 30.592,79 metrekarelik bölümünün ise dışında kaldığını belirttiği halde mahkemece davanın reddine ve (D2) ile gösterilen 2.076,25 metrekare yüzölçümündeki bölümünün orman niteliği ile Hazine adına tesciline karar verildiği, çelişki oluştuğu gibi aynı zamanda yapılan uygulamanın hüküm kurmaya yeterli olmadığı, orman kadastrosunun, 1954 yılında 5373 sayılı Yasa hükümlerine göre yapılan zeytincilik parselasyonundan sonra 1987 yılında yapıldığına göre, orman sınırı içinde kalan yerlerin zeytincilik tapusu içinde kaldığının düşünülemeyeceği; kaldı ki, davalıların dayanak tapu kayıtları Zeytincilik Yasasına göre oluşmadığından orman kadastro sınırı içinde kalan taşınmazların orman olduğunun kabulünün zorunlu olduğunun gözetilmediği belirtilerek, usulünce tapu uygulaması yapılması, taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları içinde kalıp kalmadığının belirlenmesi, usulünce araştırma yapılması gereklerine değinilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda dava konusu taşınmazın tamamının orman sayılmayan yerde kaldığı, toprak yapısı itibariyle zeytinli tarla vasfında olduğu, miktar fazlası yönünden imar ve ihyasının tespit gününden geriye doğru 30-40 yıl önce tamamlandığı, davalılar adına kayıtlı bulunan 03.10.1967 tarih 136 cilt, 25 sahife, 5 sıra nolu 18250 metrekare yüzölçümlü tapu kapsamında kaldığı, taşınmazın 18.250,00 metrekaresinin tapu kaydı kapsamında kaldığı, 12.142,39 metrekaresinin ise miktar fazlası olarak miras yoluyla gelen zilyetliğe dayalı olarak davalılara ait olduğu gerekçesiyle hazinenin davasının reddine karar verilmiştir. Hüküm, Hazine tarafından çekişmeli taşınmaza uygulanan tapunun miktar fazlasının zilyetlikle kazanılamayacağı itirazıyla temyiz edilmiştir. Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 tarihli ve 2018/211-2019/4396 Esas, Karar sayılı kararıyla hükmün onanmasına karar verilmiştir. Bu kerre davacı ..., taşınmazın miktar fazlasının kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı, dağıtılmayan zeytincilik parseli olduğu, bu nedenlerden dolayı zilyetlikle kazanılamayacağı itirazlarıyla karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
    Hazinenin karar düzeltme talebi yönünden yeniden yapılan incelemede; davaya konu taşınmaza uygulanan tapu kaydının 8250 metrekare olduğu, hudutlarının değişir sınırlı cebel ve orman olduğundan miktarı ile geçerli olduğu ve 12.142,39 metrekaresinin miktar fazlası olduğu yolunda uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık taşınmazın kesinleşmiş orman sınırları içinde kalıp kalmadığı, ve yine miktar fazlası olup kesinleşmiş orman sınırları dışında kalan yerler yönünden zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hakkındadır. Bu yönler hakkında mahkemece yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki, önceki keşifler sonucunda uzman orman ve fen bilirkişileri raporlarında taşınmazın 8.138,58 metrekare miktarındaki kısmının kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı bildirildiği halde, 06.12.2013 tarihli son keşifte orman bilirkişi kurulu orman kadastro haritası ile tutanaklar arasında uyuşmazlık bulunduğunu, zeminde orman sınır noktalarını tespit ettiklerini, tespit edilen orman sınır noktaları ve orman kadastro çalışma tutanaklarındaki tarifler birlikte değerlendirildiğinde taşınmazın tamamının kesinleşen orman sınırları dışında kaldığını bildirmiş iseler de, orman kadastrosuna esas alınan hava fotoğraflarında taşınmazın orman kadastrosu yapıldığı tarihteki gerçeğe en yakın durumuyla denetlenmediği ve önceki bilirkişi raporları ile oluşan çelişkiler giderilmediği için taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kalıp kalmadığı hususunda tereddüt hasıl olmuştur. Ayrıca, miktar fazlası yönünden mahkemece, zilyetlikle iktisap koşulları oluştuğu yönündeki kabul de dosya kapsamına uygun değildir. Zira, dosya kapsamında bulunan hava fotoğraflarından taşınmazın doğu sınırındaki orman parseli ile benzer görünümde olduğu anlaşılmaktadır. Ziraat bilirkişi tarafından taşınmazın miktar fazlası kısmında bulunan ağaçların yaşı, cinsi, adedi, orman ağacı niteliğinde ise dağılımı, delice niteliğinde ise aşılı oluş olmadıkları, aşı yaşları ile dikme yoluyla elde edilmiş ise ağaçların yaşları kesin olarak belirlenmediği için bu ağaçların taşınmazın doğu sınırındaki orman parselinde bulunduğu anlaşılan pırnal meşesi ve benzeri orman ağaçları mı yoksa aşılı ya da dikme yoluyla yetiştirilen zeytin ağaçları mı oldukları konusunda da şüphe oluşmuştur.
    Hal böyle olunca; mahkemece, yöreye ait ve tesis kadastrosundan 15 yıl öncesine kadar olan tüm hava fotoğrafları ve ortofoto haritaları getirtildikten sonra, önceki keşiflerde görev almış bilirkişiler dışında Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde çalışmayan uzman orman yüksek mühendislerinden oluşturulacak üç orman yüksek mühendisi, üç ziraat mühendisi, iki harita mühendisi ve bir jeodezi ve fotogrametri mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu ve yöreyi bilen, yansız, önceki keşifte orman sınır noktalarını gösteren mahalli bilirkişiler ile birlikte yeniden yapılacak keşifte, dayanak tapu kaydı sabit sınırdan başlanarak 3402 sayılı Kanun"un 20/C maddesi uyarınca uygulanarak kapsamı ve miktar fazlası belirlenmeli, taşınmazın tamamı yönünden kesinleşen orman kadastro haritası ve tutanaklar uygulanmalı, 2 Eylül 1986 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan 6831 sayılı Orman Yasası"na göre orman kadastrosu ve aynı Yasanın 2/B maddesinin uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 54. maddesi uyarınca hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmi Gazetede yayınlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı Dokuzuncu Bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevkii, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, anlatılan yöntemle bulunan ilk orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeği çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastrosu aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilerek bilirkişilerden müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, orman kadastro haritası ile tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara değer verileceği düşünülmeli, orman kadastrosuna ilişkin orijinal orman kadastro haritası ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de bu haritanın ölçeğine bilgisayar ortamında (Net-Cad veya benzeri programlar kullanılarak) çevrildikten sonra, bu haritalar birbiri üzerine ablike edilerek düzenlenecek bu haritalarda dava konusu taşınmazlar ile orman kadastro haritasına göre konumu ve orman kadastro haritasındaki sınır noktaları ile varsa aplikasyon haritasındaki sınır noktaları bu haritalar üzerinde ayrı renkli kalemlerle çizilip gösterilecek ve önceki bilirkişi tespitlerini de değerlendirecekleri şekilde, kendilerinden müşterek imzalı krokili rapor alınmalı, taşınmazın kesinleşen orman kadastro sınırları dışında kalan ve miktar fazlası olan kısmı yönünden ziraat bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak üzerindeki ağaçların cinsi, sayısı, yaşı, aşılı ise aşı yaşları, dağılımı, imar ihyaya konu edilmiş ise imar ihyanın ne zaman başladığı, bittiği, imar ihya edildikten sonra zilyetliğe konu edilip edilmedikleri, varsa üzerindeki zilyetliğin türü, süresi ve önceki ziraat bilirkişilerin tespitlerini de irdeleyecekleri şekilde denetime elverişli, gerekçeli, bilimsel tespitleri içeren kesin raporları alınmalı, orman bilirkişi kurulu ile harita ve jeodezi mühendislerince hava fotoğrafları ve ortofoto haritaları, stereoskop aleti ya da gelişmiş tarama programları yardımıyla incelettirilerek, taşınmazın miktar fazlasının bu belgelerde ne olarak göründüğü, türü, üzerinde varsa ağaçların cinsi, adedi, yaşları, kapalılık oranlarını açıklayacakları, davaya konu taşınmazlarla birlikte çevre taşınmazlarında, kadastro paftası ölçeği ile ortofoto haritaları ve hava fotoğrafları ölçekleri denkleştirilerek çakıştırılıp, kadastro paftası ortofoto haritaları ve hava fotoğraflarına aplike edilerek denetlemeye elverişli şekilde hava fotoğrafı görüntüleri ve haritalar tarihleri de belirtilecek şekilde ekli krokili müşterek imzalı raporları alınmalı, taşınmazın kesinleşen orman sınırları içinde kalıp kalmadığı, miktar fazlası yönünden zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı kesin bir şekilde belirlendikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Yukarıda açıklandığı eksik, yetersiz ve çelişkili inceleme sonucunda hüküm kurulmuş olması bozmayı gerektirmiş olup yanılgılı değerlendirme sonucu hükmün onanmasına karar verildiği anlaşılmıştır. Bu nedenlerle Hazinenin karar düzeltme talebinin kabulüyle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi"nin 24.06.2019 tarihli ve 2018/211-2019/4396 Esas, Karar sayılı onama kararının kaldırılarak hükmün açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.






















    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi