20. Ceza Dairesi 2015/9806 E. , 2017/1217 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : 3. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : Mahkûmiyet, beraat
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
1-Şikayetçi kurum vekilinin sanık ... hakkında kurulan hükme ilişkin kanun yolu talebinin incelenmesinde;
TCK’nun 191/2. maddesi uyarınca “tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına ilişkin kararın, bahsi geçen fıkraya 6217 sayılı kanunla eklenen cümlenin yürürlüğe girdiği 14.04.2011 tarihinden önce ya da sonra verilip verilmediğine bakılmaksızın, temyize değil, itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle itirazla ilgili inceleme yapılması için, dosyanın ilgili merciye iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE,
2-Şikayetçi kurum vekilinin sanık ... hakkında kurulan hükme ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde;
Uyuşturucu ve uyarıcı madde suçları; 5237 sayılı TCK"nın ikinci kitabının,“topluma karşı suçlar” başlıklı üçüncü kısmının, “kamunun sağlığına karşı suçlar” başlıklı üçüncü bölümünde düzenlenmiştir. Bu suçların mağduru toplumdur, kamudur. Bu nedenle suçtan, doğrudan zarar görmeyen ve bu nedenle kamu davasına katılma hakkı bulunmayan şikayetçi İl Sağlık Müdürlüğünün, hükmü temyiz etme yetkisi de bulunmadığından temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan CMUK"nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
3-Sanık ... hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde;
Sanık ... müdafiin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğinin, tayin olunan sonuç cezanın süresine göre, 5320 sayılı Kanun"un 8/1, 1412 sayılı CMUK"nın 318. ve 5271 sayılı CMK’nın 299. maddeleri uyarınca reddine karar verilerek, duruşmasız inceleme yapılmıştır.
Yargılama sürecindeki işlemin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1-İddianamede ve Cumhuriyet savcısının esas hakkındaki görüşünde sanık hakkında TCK"nın 43. maddesinin uygulanması talep edilmediği halde, 5271 sayılı CMK"nın 226. maddesi uyarınca ek savunma hakkı verilmeden anılan maddenin uygulanması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
2-Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması
Kanuna aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 20.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.