7. Hukuk Dairesi 2015/15088 E. , 2015/6543 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Konya 2. İş Mahkemesi
Tarihi : 20/11/2014
Numarası : 2013/319-2014/632
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacıların .. Sendikası .. Şubesinin beş kişiden oluşan yönetim kurulunun iki üyesi olduklarını, kendilerine haber verilmeden yokluklarında 4 yılda bir yapılması gereken olağan genel kurulun 06.07.2013 tarihinde yapılması kararı alındığı gibi, yasa ve yönetmelik hükümlerine aykırı biçimde sonradan bu tarihin değiştirilerek 30.06.2013 günü genel kurul yapıldığını, erkene çekilen genel kurul için muhaliflerin katılımı azaltmak için delege seçimi yapıldığını ancak davacıların bundan haberdar edilmediğini, Polatlı Tarım İşletmesinde 03.06.2013 günü yapılan delege seçiminden haberdar olduklarını, 2 günlük süre içinde eldeki davayı açtıklarını, Konya Şubesine bağlı olan ..Başkanlığı ve .. Başkanlığı işyerlerindeki işçilerin sendikaya üye olduğu, aidat ödediği ve TİS bağıtlandığı halde bu iki işyerinin delege seçimlerinde dikkate alınmadığını, 77 işçinin hesaba katılmadığını, bunun tüm delege seçimini ve giderek genel kurul seçimini hukuka aykırı hale getirdiğini, seçme ve seçilme hakkının ihlal edildiğini, öte yandan Tarım - İş Sendikası Konya Şubesi"nin 01.02.2013 tarih ve 37 sayılı Yönetim Kurulu kararı ile şube genel kurulunu ve genel kurul için yapılacak delege seçimlerini öne aldığını, bu kararı onay için sendika genel başkanlığına gönderdiğini, genel başkanlığın da 02.04.2013 tarih ve 791 sayılı yazı ile onay verdiğini, buna dayalı olarak seçime başlandığını, kararlardaki şube genel kurul tarihi ile üyeye duyurulan genel kurul tarihinin farklı olduğu, davalı genel merkeze sunulan işyeri listelerinde dava konusu olan işyerlerinin bulunmadığı, asıl maksadın muhalefet yapabilecek birtakım işyerlerindeki üyeleri seçim dışında bırakarak delege seçimlerine katılmasının ve seçilmesinin engellmemesine yönelik olduğunun anlaşıldığı, seçime iştirak ettirilmeyen işyerlerinden seçilmesi gereken delegelerin diğer işyerlerinden seçilecek delege sayısına ilave edilmiş bulunmasının bütün delege seçimlerine yansıdığını, buna göre davalı sendikanın Konya Şubesinin belirtilen işyerleri nazara alınmaksızın yaptığı delege seçimlerinin Kanuna, Sendika Ana Tüzüğüne ve Sendika Genel Kurul ve Seçim Yönetmeliğine aykırı olduğundan iptaline, iptal edilen delege seçimlerinin yenilenmesine 30.06.2013 tarihinde yapılması karara bağlanan davalı sendikanın Konya Şube Genel Kurulunun tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen dava ile de aynı iddialar ileri sürülerek 30.06.2013 günü yapılmış olan genel kurulun iptalini ve seçimlerin yenilenmesini istemişlerdir.
Davalı Tarım- İş Sendikası vekili, davacıların Polatlı Tarım İşletmesinde yapılan delege seçimlerine itiraz etmeleri halinde davayı Polatlı İş Mahkemesinde açmalarının gerektiğini, her işyerinde yapılan delege seçimlerine delege seçimlerinin ilanından itibaren 2 gün içinde itiraz edilmesinin gerektiğini (6356 sayılı Kanunun 16. maddesine göre) davanın öncelikle genel yetkili olan davalının ikametgahı mahkemesi olan Ankara"da açılmasının gerektiğini, davacıların hangi işyerindeki delege seçimlerinin usulsüz olduğunu açıkça beyan edip, davayı da o işyerinin bağlı bulunduğu yer mahkemesinde açmalarının gerektiğini, bunların yapılmadığını, Konya merkezde ekli listede belirtilen 36 merkezde delege seçimlerinin yapıldığını, öncelikle davanın yetkisizlik nedeni ile reddedilmesi gerektiğini, davacıların iddia konusu olan sulama birliklerinin davalı sendikanın işkoluna girmediğini, sulama birliklerinin 14 numaralı enerji işkoluna girdiğini, bu nedenle söz konusu işyerlerinde delege seçimlerinin yapılmadığını, bu işyerlerinde seçim yapılmaması uygulamasının daha önce de olduğunu, bu işyerlerinde çalışan işçilerin üye kaydının yapılmış olmasının ve adlarına Toplu İş Sözleşmesi akdedilmesinin davalı sendikanın faaliyet gösterdiği işkoluna girmesi anlamını taşımadığını, bu hususun 6356 sayılı Kanunun 45. maddesi ile düzenlenen yetki belgesi bulunmaksızın yapılan Toplu İş Sözleşmesi tanımındaki bir sözleşme olduğunu, yapılan sözleşmelerin sadece Borçlar Kanunu hükümlerine göre tarafları bağlayıcı metinler olduğunu, tarafların karşılıklı iyi niyeti ile uygulandığını, Sendika Ana Tüzüğünün incelenmesi halinde görüleceği üzere genel merkez genel kurulu ve şube genel kurullarının en geç 4 yılda bir yapılacağının düzenlendiğini, yetkili organların kararı ile üçüncü yılın içerisinde de yapılabileceğini, davanın tüm işyerlerindeki usulsüz delege seçimlerinin iptali talebinin mümkün olmaması nedeniyle yetkisizlik nedeniyle davanın konusunun ne olduğunu belirli olmaması ve iddialarının tamamının hiçbir geçerli dayanağının olmaması nedenleri ile esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı T.. B.. temsilcisi, sendika şubelerinin hükmi şahsiyetleri bulunmadığından davacı ve davalı olarak taraf olmalarının mümkün olmadığını, şubeleri yönünden davanın husumet yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Birleşen davaya yönelik de aynı savunmaları tekrar etmişlerdir.
Mahkemece, “her ne kadar .. Sendikası .. Şubesi aleyhine dava açılmış ise de; söz konusu şubenin tüzel kişiliği olmadığından açılan davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Davacının .. Sendikası Genel Merkezine karşı açmış olduğu delege seçimlerine ilişkin dava yasal düzenlemede açıkça belirtildiği gibi seçimlerin ilanından sonra 2 gün içinde mahkemeye başvurması gerektiğinden ve bu süre geçildikten sonra dava açıldığından delege seçimlerinin iptaline ilişkin davanın reddine karar vermek gerekmiş, yine bu seçimler sonucu yapılan genel seçim sonuçlarına ilişkin davanın yerinde olmadığı aynı gerekçe gözetilerek dikkate alındığında anlaşılmış olup, davacıların davalarının reddine karar vermek gerektiği vicdani sonuç ve kanaatine ulaşılarak aşağıdaki şekilde huküm kurmak gerekmiştir.” gerekçesi ile sendika şubesi hakkındaki davanın husumetten; davalı sendika hakkındaki davanın ise her iki istem bakımından esastan reddine karar verilmiştir.
1-Delege Seçimlerinin İptaline ilişkin dava bakımından;
6356 sayılı “Genel kurul dışında yapılan delege seçimi” başlıklı 16. maddesinde “(1) Genel kurul dışında yapılan delege seçimleri üyeler tarafından serbest, eşit, gizli oy, açık sayım ve döküm esasına ve tüzük hükümlerine göre yapılır. (2) Genel kurul dışında yapılan delege seçimlerine seçim sonuçlarının ilanından sonra iki gün içinde yapılacak itirazlar, mahkeme tarafından kesin olarak karara bağlanır, delege seçiminin mahkeme tarafından iptal edilmesi halinde, seçimler on beş gün içinde yenilenir.” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut olayda, iptali istenen delege seçiminin sendika şubesi genel kuruluna hazırlık olarak yapılan, genel kurul dışındaki delege seçimi olması ve 6356 sayılı Yasada mahkemece kesin olarak karar verileceğinin açıklanması karşısında, hüküm kesin nitelik taşıdığından ve temyiz kabiliyeti bulunmadığından davacıların temyiz dilekçesinin reddi gerekir.
2-Sendika Genel Kurulu"nun iptaline ilişkin dava bakımından;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle belirlenen genel kurul tarihinin sonradan değiştirilmesinin mümkün olduğunun, davalı sendikanın son belirlenen genel kurul tarihine göre gerekli usuli işlemleri tamamlamış olmasına, genel kurul tarihine ilişkin yönetim kurulu kararının iptal edildiğine dair delil bulunmamasına göre davacıların sendika genel kurulunun iptali isteminin reddine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının reddine,
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacıların Delege Seçimlerinin İptaline ilişkin davanın reddine dair karara yönelik temyiz dilekçelerinin 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu’nun 16/2 maddesi uyarınca mahkemece verilen karar kesin olduğundan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi ile uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 427/1, 432. maddeleri hükümlerine göre REDDİNE, Sendika Şubesi Genel Kurulu"nun İptaline ilişkin davadaki red kararına yönelik temyiz taleplerinin esastan reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının davacılara yükletilmesine, 07.04.2015 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.