10. Hukuk Dairesi 2012/7641 E. , 2012/6394 K.
"İçtihat Metni"... adına Av. ... ile ... adına Av. ... arasındaki dava hakkında .... verilen 29.04.2010 günlü 228/212 sayılı hükmün Dairemizin 16.01.2012 günlü 10092/285 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmiştir. Davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Davacının,.... sayılı dosyasında görülen tespit davasında, davanın .... sayılı dava dosyası ile birleştirilmesine dair verilen hüküm, Dairemizin 16.01.2012 günlü 2010/10092 Esas 2012/285 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleşmiş ise de, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 166. maddesinin 1. fıkrasında “aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.” hükmüne yer verilmiş olup, anılan hüküm çerçevesinde birleştirme kararı verilebilmesi için, ikinci davanın birleştirileceği davanın derdest olması gerekir.
İnceleme konusu davada, mahkemece, birleştirme kararı verildiği anda ilk dava derdest ise de, .... sayılı dosyasında görülmekte olan davada 15.12.2010 tarihinde karar verildiği, anılan kararın, Dairemizin onama kararından önce 17.10.2011 tarihinde Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin .... sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, bu haliyle birleştirilmesine karar verilen ilk dava dosyasının kesinleşmesi nedeniyle, inceleme konusu dava yönünden birleştirme şartları bulunmadığı anlaşılmakla, maddi hata sonucu onama kararının verildiği açıktır. Hal böyle olunca, bu yanlışlığın 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 304. maddesi uyarınca her zaman düzeltilmesinin mümkün bulunmasına göre, davacı vekilinin tavzih talebinin kabulü gerekir.
SONUÇ: Dairemizin 16.01.2012 tarih ve 2012/10092-285 sayılı Onama ilamında; "Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddî delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden davacıdan alınmasına," cümlesinin "Davanın yasal dayanağı, hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 166. maddesinin 1. fıkrası olup anılan fıkrada “Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hüküm çerçevesinde birleştirme kararı verilebilmesi için, ikinci davanın birleştirileceği davanın derdest olması gerekir.
Eldeki davanın birleştirilmesine karar verilen .... sayılı dosyasında görülmekte olan davada, 15.12.2010 tarihinde karar verildiği, anılan kararın, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 17.10.2011 tarih ve..... sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği, bu haliyle birleştirilmesine karar verilen ilk dava dosyasının kesinleşmesi nedeniyle, eldeki dava yönünden birleştirme şartlarının bulunmadığı gözetilerek, karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem halinde davacıya iadesine,” olarak TAVZİHİNE, 02.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.