Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/3245
Karar No: 2020/1645
Karar Tarihi: 10.03.2020

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2019/3245 Esas 2020/1645 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2019/3245 E.  ,  2020/1645 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ...Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi

    İLK DERECE
    MAHKEMESİ : ...8. İş Mahkemesi


    TÜRK MİLLETİ ADINA
    K A R A R

    A)Davacı İstemi:
    Davacı vekili, davacının davalı işverenin çiflik içindeki villasında Nisan 2004-16.06.2014 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitini istemiştir.
    B)Davalı Cevabı:
    Davalı Kurum vekili, davanın kamu düzenine ilişkin olup çalışma olgusunun hiçbir şüpheye yer yermeyecek şekilde ispat edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
    Davalı işveren vekili; hak düşürücü süre itirazı yanında, işbu davanın davacı ...’in malulen emekli olabilmesi için açıldığını, davacının iddialarının gerçeği yansıtmadığını, bahse konu evin villa olmadığını, hafta sonları gitmek amaçlı kullanılan küçük bir ev olduğunu, davacı ve eşinden herhangi bir yardım alınmasının söz konusu olmadığını, davalının gerek bahçe için gerekse evin tadilat işleri için Ankara’dan elemanlarını götürdüğünü, PTT yolu ile gönderilen paraların bahçenin bakımı ve evin elektrik parası vs. ihtiyaçları nedeniyle olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    C)İlk Derece Mahkemesi Kararı:
    Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davacının 01/06/2004 -16/06/2014 tarihleri arasında kuruma bildirilen süreler dışında davalı işveren yanında hizmet aktiyle sürekli ve kesintisiz olarak asgari ücret üzerinden çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
    D) Bölge Adliye Mahkemesi Kararı:
    Bölge Adliye Mahkemesince, davalı ile davacının eşi Hüseyin İlkmen arasında 01/06/2004 tarihinde imzalanan kira kontratında kiralanan konutun ...çiftliği olarak belirtildiği, kiracının oturduğu süre içerisinde eve ve bahçeye temiz bakmakla yükümlü olduğu bakmadığı taktirde tahliye sebebi olacağının kayıt altına alındığı, davacı ile eşinin 26/07/2007 beyan tarihli nüfus kayıt sisteminde yer alan adreslerinin...No:252 Akyurt/.... olduğu, davacı tarafından imzalanmış “anahtar teslim tutanağı” başlıklı belgede davacının 01/06/2004 tarihinden itibaren kiracı olarak oturduğu evi 03/06/2014 tarihinde boş ve sağlam olarak anahtarlarını Gülnur Say’a teslim ettiğinin belirtildiği, davalı işyerinde yapılan keşif sonucunda ziraatçi bilirkişi tarafından düzenlenen raporda, “24 dönümlük taşınmazın üzerindeki kapalı alanların temizlik ve bakımlarının yapılması, ayrıca 600 adete yakın meyveli ve meyvesiz ağaçların bakım beslenme ve hastalıklara karşı mücadele yapılması için iki kişi günlük 8 saat çalışması ile mümkün olabileceği kanaatine varıldığının” belirtildiği, yargılama aşamasında dinlenen ve davacı ile davalı işvereni tanıyan, davacının çalışmasını bilebilecek nitelikteki komşu işyeri tanıklarının davacı ve eşinin çiftlikte sürekli çalıştıklarına, davalı tanıklarının 8-10 yıl hemen her pazar ve özel günlerde bu çiftlik evine geldiklerine dair beyanları dikkate alındığında, davacının hükme konu dönemde emeğini ve zamanını davalı işverenin emrine hasrettiğine, aradaki çalışma ilişkisinin varlığına ve hizmet akidine dayalı olduğuna dair mahkeme kararının yerinde olduğu gerekçeleriyle, davalılar vekillerinin istinaf istemlerinin esastan reddine karar verilmiştir.
    E)Temyiz:
    Davalı Kurum vekili, mahkemece yeterli ve gerekli araştırma yapılmadan usul ve yasaya aykırı karar verildiğini belirterek, kararı temyiz etmiştir.
    Davalı işveren vekili, davanın öncelikle hak düşürücü süre yönünden reddinin gerektiğini, davanın asıl sebebinin davacı ...’in malulen emekli olabilmesini sağlamaya yönelik olduğunu, mahkemece davalı tanıklarının beyanlarına itibar edilmediğini, bilirkişi raporunun yetersiz ve kendi içinde çelişkili olduğunu belirterek kararın temyizen bozulmasını istemiştir.
    F) Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe:
    Dava, hizmet tespiti davasıdır.
    Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/8. maddeleri bu tip hizmet tespiti davaları için özel bir ispat yöntemi öngörmemiş ise de davanın niteliği kamu düzenini ilgilendirdiği ve bu nedenle özel bir duyarlılık ve özenle yürütülmesi gerektiği Yargıtay"ın ve giderek Dairemizin yerleşmiş içtihadı gereğidir.
    Yasal dayanağı 506 sayılı Yasa"nın 79/10. ve 5510 sayılı Yasa"nın 86/9. maddeleri olan bu tür davalarda öncelikle davacının çalışmasına ilişkin belgelerin işveren tarafından verilip verilmediği ya da çalıştıklarının Kurumca tespit edilip edilmediği yöntemince araştırılmalıdır. Bu yasal koşul oluşmuşsa işyerinin o dönemde gerçekten var olup olmadığı, Kanun"un kapsamında veya kapsama alınacak nitelikte bulunup bulunmadığı eksiksiz bir şekilde belirlenmeli daha sonra çalışma iddiasının gerçeğe uygunluğu özel bir duyarlılıkla araştırılmalıdır.
    Çalışma olgusu her türlü delille ispatlanabilirse de çalışmasının konusu, sürekli kesintili mevsimlik mi olduğu, başlangıç ve bitiş tarihleri ve alınan ücret konularında tanıkların sözleri değerlendirilirken bunların inandırıcılığı üzerinde durulmalı, verdikleri bilgilere nasıl vakıf oldukları, işveren ve işçiyle, işyeriyle ilişkileri, bazen uzun yılları kapsayan bilgilerin insan hafızasında yıllarca eksiksiz nasıl taşınabileceği düşünülmeli ve tanıklar buna göre dinlenmeli, işyerinin kapsam kapasite ve niteliği ile bu beyanlar kontrol edilmeli, mümkün oldukça işyerinin müdür, amir, şef, ustabaşı ve posta başı gibi görevlileri ve o işyerinde çalışan öteki kişiler ile o işyerine komşu ve yakın işyerlerinde bu yeri bilen ve tanıyanlar dahi dinlenerek tanık beyanlarının sağlığı denetlenmeli ve çalışma olgusu böylece hiç bir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak sağlıklı bir biçimde belirlendikten sonra ücret konusu üzerinde durulmalı, tespiti istenilen sürenin evvelinde ve sonrasında beyyine başlangıç sayılabilecek ödeme belgeleri ve sair bu nitelikte bir belge yoksa Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunun m.288 de yazılı sınırları taşan ücret alma iddialarında yazılı delil aranmalı, bu sınırlar altında kalan ücret alma iddialarında ücret miktarları tanıklardan sorulmalı, 506 sayılı Yasa"nın 3/B-D maddeleri ile 5510 sayılı Yasa"nın 6/a-c maddelerinde de olduğu gibi ücretin sigortalı sayılmanın koşulu olan durumlarda ücret alma olgusunun var olup olmadığı özellikle saptanmalıdır. Bu davalarda işverenin kabulünün tek başına hukuki bir sonuç doğurmayacağı göz önünde tutulmalıdır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.9.1999 gün 1999/21-510-527, 30.6.1999 gün 1999/21-549-555- 3.11.2004 gün 2004/21- 480-579 sayılı kararları da bu doğrultudadır.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Kurumun Sosyal Güvenlik Denetmenliği"nce davalıya ait çiftlik evinde 10/06/2014 tarihinde yapılan denetimde, davacının çalıştığı tespit edilerek durum tespit tutanağı düzenlendiği, denetmenliğin işyerinde yapılan durum tespiti sonucunda 29/09/2014 günlü ve 2014/MA 92 sayılı raporun hazırlandığı ve 5510 sayılı Kanunun 86.maddesi (h) fıkrasına göre tespitin yapıldığı tarihten geriye yönelik 1 yıllık süreye ilişkin kısmı dikkate alınır hükmüne istinaden davacı ..."in 10/06/2013- 10/06/2014 tarihleri arasında çalıştığının tespiti ile hizmet cetveline işlendiği, komşu işyeri tanıklarının davacının eşiyle birlikte davalıya ait çiftlik evinde çalıştıklarını beyan ettikleri, davacının ailesi ile birlikte çiftlik arazisinin içinde bulunan bir evde kiracı olarak oturdukları, 01/06/2004 tarihli kira kontratında kiracının oturduğu süre içerisinde eve ve bahçeye temiz bakmakla yükümlü olduğunun belirtildiği, PTT dökümleri incelendiğinde davalının çalışanı olduğunu beyan eden dava dışı Mustafa Turan isimli kişinin davacının eşi adına 2011 yılında, 2012 yılında ise davalı Gülnur Say tarafından para yatırma işlemlerinin yapıldığı, emniyet araştırmasının yapıldığı, bilirkişi raporlarının alındığı anlaşılmaktadır.
    Somut olayda, tespite karar verilen dönemin oldukça uzun bir süreye ilişkin olduğu, her ne kadar davacının eşiyle birlikte davalıya ait çiftlik evinde çalıştıkları tanık anlatımlarıyla ortaya konulmuş ise de, davacının çalışmalarının devamlı mı, yoksa (part time) kısmi zamanlı mı olduğu değerlendirilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hatalıdır.
    Yapılacak iş, öncelikle ihtilaf konusu dönem içerisinde davacının çalıştığını iddia ettiği davalıya ait çiftlik evinde yeniden keşif yapılarak çiftliğin büyüklüğü, oda sayısı, büyüklüğü, bahçesi göz önünde bulundurularak davacının tüm mesaisini çiftlik evine hasredip hasretmediğini belirlemek, davalı Gülnur Say’ın ...ili sınırları içinde başka ikametgahı olup olmadığını araştırmak, ikametgahın bulunması halinde elektrik, su, doğalgaz faturalarını getirterek başkaca çalışanı varsa onların da beyanlarını almak ve yeniden bilirkişi incelemesi ile araştırma genişletilerek tüm deliller birlikte değerlendirilip, davacının çalışmasının niteliğini somut ve inandırıcı bilgilere dayalı şekilde ortaya koyduktan sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
    O halde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına, ilk derece mahkemesi kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    G)Sonuç :Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı 6100 sayılı HMK"nun 373/1. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, ilk derece mahkemesi kararının BOZULMASINA, dosyanın ilk derece mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, temyiz harcının istek halinde temyiz eden davalı ..."a iadesine, 10/03/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi