16. Hukuk Dairesi 2020/9682 E. , 2020/6343 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "davacının, ... Köyü, ... Boyu Mevkiinde bulunan, sınırlarını bildirdiği yaklaşık 2000 metrekare yüzölçümlü iki parça taşınmazın, vergi kaydı ve zilyetliğe dayanarak kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının yararına oluştuğunu ileri sürerek adına tesciline karar verilmesi istemiyle dava açtığı davanın, çekişmeli taşınmazın 101 ada 1 ve 262 ada 1 nolu orman parselleri içinde kaldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de; fen bilirkişisinin ekli krokisi, taşınmazın konumunu denetime elverişli olmadığı gibi, raporlar arasında da çelişki olduğu belirtilerek; taşınmazların konumları belirlendikten sonra usulünce orman ve zilyetlik araştırması yapılması" gereğine değinilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda ...,... parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan ve yapılan kadastro çalışmaları sonucunda tespit dışı bırakılan fen bilirkişisinin raporuna ekli krokide (A) harfi ile gösterilen 1377.92 metrekarelik kısım ile aynı yer 262 ada 1 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kalan ve yapılan kadastro çalışmaları sonucunda tespit dışı bırakılan, aynı fen bilirkişisi raporu ve ekli krokisinde (B) harfi ile gösterilen 1079.25 metrekarelik kısmın tapu kaydının iptali ile ... mirasçıları ... ve arkadaşları adına kararda belirtilen hisselerde tesciline karar verilmiş, hüküm Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma gerekleri yerine getirilmemiş; fen bilirkişi raporunda taşınmazların tescil harici yerde kaldığı bildirilmiş olduğu halde, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastro haritasına dayalı yapılan uygulamada taşınmazların 101 ada 1 parsel ve 262 ada 1 parsel sayılı orman vasfıyla Hazine adına tapuda kayıtlı taşınmazların kapsamında kaldığının bildirilmiş olması nedeniyle taşınmazın konumu hakkında oluşan çelişki giderilmeden hüküm kurulmuş olması nedeniyle, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Taşınmaz tescil harici yerde ise dava, 4721 sayılı TMK’nın 713 ve 3402 sayılı Kanun"un 14 ve 17. maddelerine göre çözümlenecek olup, 713 sayılı Kanun uyarınca taşınmazın bulunduğu köyün idari sınırları içinde bulunan ilçe ve Büyükşehir Belediyesinin davada yer alması yasal zorunluluk olduğundan taraf teşkilinin sağlanması gerekecektir. Taşınmazların 6831 sayılı Yasa"ya göre yapılan 19/06/1998 tarihinde ilan edilerek itirazsız yerlerde 19/12/1998 tarihinde kesinleşen orman sınırları içinde kaldığı belirlendiği takdirde öncelikle süre yönünden davanın incelenmesi gerekecektir. Ayrıca, mahkemece yapılan orman araştırması da, en eski hava fotoğrafları incelenmediği için usulüne uygun değildir, bunun yanında komşu taşınmazlara uygulanan kayıtlar uygulanmamış, mahalli bilirkişi beyanları gerçeğin bir görüntüsü olan hava fotoğraflarıyla denetlenmeden, yetersiz zilyetlik araştırması neticesinde hüküm kurulmuştur.
Hal böyle olunca, doğru sonuca ulaşılabilmesi için, mahkemece yöreye ait en eski tarihli hava fotoğraflarıyla 1980 ve 1985 yılına ait hava fotoğrafları ve ortofoto haritaları Harita Genel Müdürlüğünden, bu hava fotoğraflarından üretilen memleket haritaları Orman İşletme Şefliği veya Müdürlüğünden, komşu taşınmazlara uygulanan tapu kayıtları ilk tesislerinden itibaren tüm tedavülleri ile birlikte ilgili kurumlardan getirtildikten sonra mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları, orman yüksek mühendisi, harita mühendisi, jeodezi ve fotogrametri mühendisi, ziraat mühendisi bilirkişi katılımı ile yeniden yapılacak inceleme ve keşifte, çekişmeli taşınmazların kadastro paftasındaki konumları tam olarak belirlenmeli, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle 6831 sayılı Kanun uyarınca yapılan kesinleşmiş orman kadastro haritası kullanılarak orman sınır noktaları tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 6-7 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, orman kadastrosu ile ilgili sınır noktaları aynı ölçeğe çevrilerek, çekişmeli taşınmazın orman kadastro haritasına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde ve aynı ya da yakın orman sınır hatlarında, dava konusu edilen parseller varsa, bunların tümü birleşik harita üzerinde gösterilmeli, hava fotoğrafları, memleket haritaları ve ortofoto haritaları çekişmeli taşınmaz ile birlikte çevre araziye de uygulanmak suretiyle taşınmazın öncesinin hava fotoğrafları, memleket haritaları ve ortofoto haritalarında ne şekilde nitelendirildiği belirlenmeli; 3116, 4785 ve 5658 sayılı kanunlar karşısındaki durumu saptanmalı; tapu ve zilyedlikle ormandan toprak kazanma olanağı sağlayan 3402 sayılı Yasanın 45. maddesinin ilgili fıkraları, Anayasa Mahkemesinin 01.06.1988 gün ve 31/13 E.K.; 14.03.1989 gün ve 35/13 E.K. ve 13.06.1989 gün ve 7/25 E.K. sayılı kararları ile iptal edilmiş ve kalan fıkraları da 03.03.2005 gününde yürürlüğe giren 5304 sayılı Kanunun 14. maddesi ile yürürlükten kaldırılmış olduğundan, bu yollarla ormandan yer kazanılamayacağı, öncesi orman olan bir yerin üzerindeki orman bitki örtüsü yokedilmiş olsa dahi, salt orman toprağının orman sayılan yer olduğu düşünülmeli; keşif sırasında yerel bilirkişi ve taraf tanıklarından taşınmazın geçmişte ne durumda bulunduğu, ilk olarak ne zaman ve nasıl kullanılmaya başlandığı, kime ait olduğu, kimden nasıl intikal ettiği, taşınmazın imar-ihyaya konu edilip edilmediği, imar-ihyaya konu edilmiş ise ihyanın ne zaman başlayıp bitirildiği, etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı; komşu taşınmazların varsa dayanak kayıtlarının dava konusu taşınmazların yönünü ne okuduğu belirlenmeli; bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsel tutanak ve dayanakları ile denetlenmeli; dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarının çelişmesi halinde gerektiğinde yüzleştirme yapılmak suretiyle çelişki giderilmeye çalışılmalı; Harita mühendisi bilirkişi ve orman mühendisi bilirkişiden taşınmazın konumunu tereddüte mahal bırakmayacak şekilde belirleyecekleri, keşfi takibe elverişli, krokili rapor alınmalı; ziraat mühendisi bilirkişisinden taşınmazın toprak yapısı ve niteliğini, zirai durumunu, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresini, taşınmaz üzerindeki bitki örtüsünü, taşınmazın imar-ihyaya konu olabilecek yerlerden olması halinde imar-ihyaya konu olmaya başladığı ve imar-ihyanın tamamlandığı tarihi bildirir, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve taşınmazın değişik yönlerden çekilmiş fotoğraflarını da içerir, önceki ziraat bilirkişi raporunu irdeleyen, ayrıntılı ve gerekçeli rapor alınmalı; orman bilirkişi, harita bilirkişi ve jeodezi ve fotogrametri uzmanı bilirkişiden en eski tarihli hava fotoğrafıyla 1980 ve 1985 yıllarına ait hava fotoğraflarının stereoskop aletiyle incelenmesi neticesinde taşınmazların sınırlarını ve niteliğini, varsa üzerinde bulunan ağaçların yaşı cinsi adedi, kapalılık durumu ve taşınmazda imar-ihya tamamlanmış ise tamamlandığı tarih ile taşınmaz üzerinde sürdürülen zilyetliğin başlangıcı, şekli ve süresini belirtir şekilde rapor alınmalı; taşınmazların tescil harici yerlerde kaldığı belirlenirse 6360 sayılı yasa uyarınca büyükşehir belediyesi sınırları içinde olan köylerin köy tüzelkişilikleri kaldırıldığından taşınmazın bulunduğu köyün idari sınırları içinde olduğu Kavak İlçe Belediye Başkanlığı ile Samsun Büyükşehir Belediye Başkanlıklarını davaya dahil etmesi için davacıya imkan ve süre verilerek dahil edildiklerinde delilleri toplanarak yukarıda izah edildiği şekliyle usulünce orman ve zilyetlik araştırması yapılmalı, taşınmazların kesinleşmiş orman sınırları içinde kaldığı belirlendiği takdirde 6831 sayılı Kanunun 11. maddesinde düzenlenen 10 yıllık hak düşürücü süre yönünden değerlendirme yapılmalıdır. Kabule göre de hüküm yerinde dava konusu taşınmazların tapuda kayıtlı 101 ada 1 ve 262 ada 1 parsel sayılı taşınmazların içerisinde kalan ve yapılan kadastro çalışmaları sonucunda tespit dışı bırakılan yerlerden olduğu yazılmak suretiyle tereddüt uyandıracak şekilde hüküm kurulması da doğru görülmemiştir. Mahkemece bu yönler göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.12.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.