18. Hukuk Dairesi 2016/2167 E. , 2016/8377 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
KISITLANMASI
İSTENİLEN : ... Vek.Av.... .
VASİ ADAYI : ...
Dava dilekçesinde, vasi atanması istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulü ile kayyım atanmasına karar verilmiş, hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından yasal süresi içinde verilen temyiz dilekçesi ile istenilmekle taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan 15.09.2015 gününde temyiz eden davacı vekilleri ..... ile aleyhine temyiz olunan kısıtlanması istenilen ... vekili Av........geldiler. Gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra dosya eksiklik nedeniyle mahkemesine geri çevrilmiş olup bu kez iade edilmekle dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili dava dilekçesinde,..... hakkında 15 yıl hapis cezası verildiğini, bu cezanın kesinleşdiğini, ancak ..."un halen kaçak olup İran"da yaşadığını, hapis cezası nedeniyle kısıtlı olduğundan dava ve taraf ehliyeti olmadığı halde avukatı aracılığıyla davacı aleyhine çeşitli davalar açtığını, vekaletin de geçersiz olduğunu ileri sürerek adı geçene TMK.nun 407. maddesi gereğince vasi atanmasına karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında da vasi atama olmaz ise TMK.nun 426. maddesi kapsamında kayyım tayin edilmesini istemiş, mahkemece davanın kabulü ile kayyım tayin edilmesine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden; kısıtlanması istenilen ... hakkında .... sayılı kararı ile uyuşturucu ticareti yapmak suçundan 15 yıl hapis cezası verildiğini, bu cezanın 18.01.2007 tarihinde kesinleştiği, ancak ..."un halen firari olması nedeniyle bu cezanın infazına başlanmadığı, davacı ..."in, ..."un kaçak olup İran"da yaşadığını, hapis cezası nedeniyle kısıtlı olduğundan dava ve taraf ehliyeti olmadığı halde avukatı aracılığıyla davacı aleyhine çeşitli davalar açtığını, vekaletin de geçersiz olduğunu ileri sürerek adı geçene Türk Medeni Kanununun 407. maddesi gereğince vasi atanmasını istediği, yargılama devam ederken vasi atama talebi kabul edilmez ise TMK.nun 426. maddesi kapsamında kayyım tayin edilmesini istediği, yine davacının ihbarı üzerine....TMK.nun 407. maddesi uyarınca ..."a vasi atanması istemiyle açtığı .... dava dosyasının eldeki bu dosya ile birleştiği, mahkemece TMK.nun 407. maddesi yönünden cezanın infazına başlanmamış olması nedeniyle vasi atama talebinin yerinde görülmediği ancak ..."un firari olup mali yönden ve ...
haklarını korumak için kayyım atanmasının uygun olacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, ayrıca ... hakkında TMK.nun 407. maddesi uyarınca vasi atanması istemiyle açılan ....esas sayılı davasında mahkemece infaza henüz başlanmadığı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verdiği kararın 11.07.2014 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır.
4721 sayılı TMK.nun 9. maddesinde, fiil ehliyetine sahip olan kimsenin, kendi fiilleriyle hak edinebileceği ve borç altına girebileceği; 10. maddesinde, ayırt etme gücüne sahip ve kısıtlı olmayan her ergin kişinin fiil ehliyetinin bulunduğu; 14. maddesinde, ayırt etme gücü bulunmayanların, küçüklerin ve kısıtlıların fiil ehliyetine sahip olmadıkları; 16. maddesinde, ayırt etme gücüne sahip küçükler ve kısıtlıların, yasal temsilcilerinin rızası olmadıkça, kendi işlemleriyle borç altına giremeyecekleri; 407. maddesinde, bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir ceza ile cezalandırılan her erginin kısıtlanacağı, cezayı yerine getirmekle görevli makamın, böyle bir hükümlünün cezasını çekmeye başladığını, kendisine vasi atanmak üzere hemen yetkili vesayet makamına bildirmekle yükümlü bulunduğu; 448. maddesinde, vesayet dairelerinin yetkilerine ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla vasinin, vesayet altındaki kişiyi tüm hukuki işlemlerinde temsil edeceği; 471. maddesinde, özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkumiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayetin, hapis halinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkacağı, 426. maddesinde ise, vesayet makamının, ergin bir kişinin, hastalığı, başka bir yerde bulunması veya benzeri bir sebeple ivedi bir işini kendisi görebilecek veya bir temsilci atayabilecek durumda bulunmaması, bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaatinin çatışması, yasal temsilcinin görevini yerine getirmesine bir engelin bulunması veya kanunda gösterilen diğer hallerde ilgilisinin isteği üzerine veya re"sen temsil kayyımı atayacağı yönünde düzenlemelere yer verilmiştir.
Somut olayda, dava Türk Medeni Kanununun 407. maddesi gereğince vasi atanması, olmaz ise TMK.nun 426. maddesi uyarınca kayyım tayin edilmesi istemine ilişkindir. TMK.nun 407. maddesi gereğince vasi atanması için kısıtlanması istenen kişinin bir yıl veya daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı bir ceza ile cezalandırılması ve bu cezanın infazına fiilen başlanmış olması gerekir. ..."un firari olması nedeniyle kesinleşmiş cezasının infazına fiilen başlanamadığından vasi atanması koşulları oluşmadığı gibi Türk Medeni Kanununun 426. maddesinde sayılan temsil kayyımı atanmasını gerektiren haller ve şartlar da bulunmamaktadır. Hal böyle olunca yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle davanın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, Yargıtay duruşmasında vekille temsil edilen davacı yararına takdir edilen 1.350,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine, 24.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.