6. Ceza Dairesi 2014/15352 E. , 2018/2475 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma (dönüşen suç vasfı ile nitelikli tehdit), tefecilik, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma
HÜKÜM : Mahkumiyet, Beraat
Yerel Mahkemece verilen hüküm sanıklar ... ve ... savunmanları tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
I- Sanıklar ..., ... savunmanlarının duruşmalı inceleme istemlerinin; sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında katılan ..."a yönelik yağma suçundan kurulan beraat kararları aleyhine ... vekilinin ve katılan ..."ın temyiz istemlerinin; sanıklar ..., ... ve ... hakkında katılan ..."a yönelik yağmanın daha az cezai gerektiren hali olan TCK 150/1. maddesi yollamasıyle tehdit ve tefecilik suçları ile sanık ... hakkında katılan ..."a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkumiyet kararlarına yönelik katılan ..."ın temyiz istemine yönelik yapılan incelemede;
Yasal süresinde ileri sürülmediği ve hükmedilen cezanın süresine göre de duruşmalı incelenmesi olanaklı bulunmadığından sanıklar ... ve ... savunmanının duruşmalı inceleme isteminin;
3628 sayılı Yasanın 18. maddesine göre tefecilik suçunun mağduru ve suçtan zarar göreni olan Maliye Hazinesinin, sanıklar ..., ..., ..., ... hakkında katılan ..."a yönelik yağma suçundan kurulan beraat kararları aleyhine temyiz isteminde bulunduğu ancak yağma suçundan açılan kamu davalarında doğrudan ve/veya dolaylı zarar görmediği ve görme olasılığı da bulunmadığı gibi 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollaması ile 1412 sayılı CMUK.nun 310/1. maddesinde öngörülen bir haftalık süre geçtikten sonra ... vekilinin bu hükümlere yönelik temyiz isteğinin,
Katılan ..."ın, diğer katılan ..."a yönelik yağma, yağmanın daha az cezai gerektiren hali olan TCK 150/1. maddesi yollamasıyle tehdit, tefecilik suçlarından zarar gören sıfatı bulunmaması nedeniyle bu suçlar açısından kamu davasına katılmaya hakkı bulunmadığından; katılanın 18.06.2013 tarihli duruşmada sanık ..."den şikayetçi olmadığını beyan ettiği, bu bağlamda sanık ... hakkında katılan ..."a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçundan kurulan mahkumiyet kararına yönelik temyize hakkı bulunmadığından, temyiz isteminin 5320 sayılı Yasanın 8/1.madde yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 317. ve 318 ve 421.maddeleri gereğince REDDİNE,
II- Sanıklar ..., ..., ... hakkında katılan ..."a yönelik yağmanın daha az cezayı gerektiren hali olan TCK’nın 150/1. maddesi yollamasıyla tehdit; sanıklar ..., ... hakkında tefecilik suçundan kurulan hükmün incelenmesine gelince;
Mahkumiyet hükmünün yasal sonucu olan 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinde öngörülen belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirlerinin, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararına göre yapılan değişikliğin infazda gözetilmesi olanaklı görülmüştür.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre, sanıklar ..., ..., ... ... savunmanlarının temyiz itirazları yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve yasaya uygun bulunan hükmün, tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
III- Sanıklar ..., ..., ... hakkında katılan ..."a yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve sanık ... hakkında tefecilik suçundan kurulan hükümlere gelince;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1- Katılan ..."ın olayın sıcağı sıcağına 05.02.2009 tarihli kolluk beyanında; “Dün yani 04.02.2009 günü saat 11.00 sıralarında evinden çıktığında sanıklar ... ve ..."in yolunu kesip kendisine “oğlunu bulmazsan seni öldürürüm, torunlarını kaçırır onları öldürürüm, karısını kaçırırım, biz kimseyi tanımayız size rahat vermeyiz, bize borcunuz bitmedi” diyerek tehdit ettiğini ve aynı zamanda ..."in yüzüne tokat attığını, sonra çekip gittiklerini” belirttiği; 03.04.2012 günlü oturumdaki ifadesinde; iddianameye konu olan bu olay ile ilgili olarak, “kolluk beyanının doğru olduğu” şeklinde beyanda bulunmak suretiyle olay günü olan 04.02.2009 tarihinde sanıkların kendisine yönelik hürriyetinden yoksun bıraktıklarına ilişkin bir iddiasının bulunmadığı, diğer katılan ..."ın, katılan ..."e yönelik olay ile ilgili oğlunun kendisine aktardıklarını belirtip görgüye dayalı bir beyanının bulunmadığı, tanık ... ..., mağdur ..."in, sanık ... tarafından zorla bir araca bindirilip götürüldüğü şeklinde beyanları var ise de; tanık bazen kendisinin veya yakınlarına menfaat sağlama, tehlikeyi önleme, bazen toplumsal etki, bazen de duyduğu veya gördüğü yanlış algılaması ve böylede inanması ile yanılgılı anlatımlara da yönelebileceği, bu bağlamda mağdur ..."in iddiasını aşan tanık ... beyanlarına itibar edilemeyeceği; sanıkların ise üzerine atılı suçu kabul etmedikleri dikkate alındığında, sanıkların mahkumiyetine yeterli, kesin, inandırıcı kanıtların nelerden ibaret olduğu karar yerinde denetime olanaklı şekilde açıklanıp tartışılmadan, genel geçişli ifadeler kullanılıp, yerinde ve yeterli olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması,
Uygulamaya göre de, sanık hakkında kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK’nın 109/2, 109/3-a,b maddeleri uyarınca belirlenen 4 yıl hapis cezasından, anılan Yasa"nın 110. maddesi uyarınca 2/3 oranında indirim yapılırken, 1 yıl 4 ay hapis cezası yerine, 2 yıl, aynı Kanun"un 62. maddesinin uygulanması sonucu da 1 yıl 1 ay 10 gün yerine, 1yıl 8 ay hapis cezası verilmesi suretiyle fazla cezaya hükmolunması,
2- Kadıköy Cumhuriyet Başsavcılığının 25.01.2012 gün 2009/27246 soruşturma, 2012/1623 esas, 2012/87 sayılı iddianamesindeki sevk maddeleri ve nitelendirmeye göre, sanık ... hakkında "tefecilik" suçundan 5271 sayılı CMK’nın 170/3 ve 225/1. maddelerinde öngörülen yönteme ve biçime uygun olarak açılmış dava bulunmadığı halde, bu yönde usulünce kamu davası açılmasının sağlanması gerektiği gözetilmeden, ek savunmayla yetinilerek bu suçtan hükümlülüğüne karar verilmesi,
3- Mahkumiyet hükmünün yasal sonucu olan 5237 sayılı TCK’nın 53/1.maddesinde öngörülen belirli hakları kullanmaktan yoksun bırakılma tedbirlerinin, 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi’nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararına göre yapılan değişikliğin karar yerinde yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş, katılan ... ve sanıklar ..., ..., ... savunmanlarının temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, 03.04.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.