10. Hukuk Dairesi 2011/18597 E. , 2012/6358 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, iş kazası sonucu sürekli işgöremezlik durumuna giren sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan harcama ve ödemelerin 506 sayılı Yasanın 26.maddesi uyarınca rücuan tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı ... Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Yer altı maden işçisi ..., 3 metre uzunluğunda ve 40-50 kilogram ağırlığındaki tahkimat direğini iple çekerken, düşerek, dizinden yaralanması sonucu %13,1 oranında sürekli işgöremezlik durumuna girmesi şeklinde oluşan iş kazası olayında; %100 kaçınılmazlık olduğu sonucuna varan bilirkişi raporundaki değerlendirme esas alınarak davanın reddine karar verilmiştir.
506 sayılı Yasanın 26. maddesinde düzenlenmiş bulunan rücu davaları, sigortalının alacağından bağımsız, kanundan doğan basit rücu hakkına dayalı olup; sigortalı veya haksahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davalarında alınan kusur tespitine ilişkin bilirkişi raporuyla ulaşılan sonuçlar, rücu davasında bağlayıcı nitelikte bulunmamakta; 506 sayılı Yasanın 26. maddesi çerçevesinde, işçi sağlığı ve iş güvenliği kuralları yönünden ayrıntılı irdeleme içermesi halinde güçlü delil olarak kabul edilebilmektedir.
İş bu dosyada, bozma ilamı sonrası alınan kusur raporunda; tazminat dosyasında ... tarafından hazırlanan bilirkişi raporu ile, eldeki dosyada bozma ilamı öncesi ... tarafından hazırlanan kusur raporunda olayın %100 kaçınılmazlık olduğuna ilişkin raporlara katılındığı, direğin omuzda veya iple çekilmesi şeklinde taşınırken kazalının düşmesinin kusura etkisinin bulunmayacağı, olayın yer altı çalışma koşulları ve kötü tesadüfün bileşkesinden oluşan bir kaza olduğu, %100 kaçınılmazlık unsurunun bulunduğu belirtilmiş olup, raporda bozma ilamında belirtilen hususların irdelenmediği, bozma ilamının gereğinin yerine getirilmediği anlaşılmaktadır.
İşçilerin iş kazalarına uğramalarını ve meslek hastalığına tutulmalarını önlemek, sağlıklı ve güvenli çalışma ortamını oluşturmak için alınması gereken önlemler dizisi "iş sağlığı ve güvenliği" olarak nitelendirilmektedir.
4857 sayılı İş Kanununun 77. maddesi uyarınca; İşverenler işyerlerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak, işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdürler. İşverenler işyerinde alınan iş sağlığı ve güvenliği önlemlerine uyulup uyulmadığını denetlemek, işçileri karşı karşıya bulundukları mesleki riskler, alınması gerekli tedbirler, yasal hak ve sorumlulukları konusunda bilgilendirmek ve gerekli iş sağlığı ve güvenliği eğitimini vermek zorundadırlar.
Anılan madde ile, işverenlere, işçi sağlığı ve iş güvenliği kavramından kapsamlı olarak, her türlü önlemi almak yanında, bir anlamda objektif özen yükümlülüğü de öngörülmektedir.
... ortak komisyonunda işçi sağlığının esasları; bütün işkollarında işçinin fiziksel, ruhsal ve sosyo-ekonomik bakımdan sağlığını en üst düzeye çıkarmak ve bunun devamını sağlamak; çalışma şartları ve kullanılan zararlı maddeler nedeni ile işçi sağlığının bozulmasını engellemek; her işçiyi kendi fiziksel ve ruhsal yapısına uygun işte çalıştırmak; özet olarak işin, işçiye ve işçinin işe uyumunu sağlamak olarak tanımlanmaktadır.
Belirlenen amaçlara ulaşmak, dolayısıyla iş kazalarını ve meslek hastalıklarını önlemek temel sorumluluktur.
506 sayılı Kanunun 26. maddesinin amacı; sigortalıların, iş hayatının risklerine karşı korunması ve güvenli bir ortamda çalışmalarının sağlanabilmesi için, işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatının öngördüğü tedbirlerin alınması yönünde işvereni dikkate sevk etme, buna aykırı tutum ve davranışlar karşısında ise Kurum zararının giderilmesidir.
Sorumluluğun belirlenmesi amacıyla rücu davalarında yaptırılacak incelemenin, öncelikle zararlandırıcı sigorta olayının oluş biçimi bütün unsurlarıyla belirlenerek, vuku bulduğu iş kolunda uzman bilirkişiler aracılığıyla yaptırılmasında, yasal zorunluluk bulunmaktadır. Yapılacak değerlendirmede, işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı, bu kapsamda olmak üzere 4857 sayılı İş Kanunun 77. maddesi dikkate alınarak, işverence alınması gereken önlemler ayrı ayrı belirlenmeli ve somut olayda işverenin bu önlemleri alıp almadığı tereddüde yer bırakmayacak şekilde irdelenmelidir.
Somut olayda, sigortalının 40-50 kilo ağırlığındaki direği tek başına taşımasının doğru olup olmadığı, mevzuata göre hangi önlemlerin alınması gerektiği, bu önlemlere uyulup uyulmadığı hususlarında, denetime elverişli bir kusur raporu alınması gerekirken, hiçbir inceleme ve irdeleme içermeyen yetersiz bilirkişi raporunun hükme esas alınması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.