Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/16531
Karar No: 2018/2073
Karar Tarihi: 20.03.2018

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2015/16531 Esas 2018/2073 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2015/16531 E.  ,  2018/2073 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalılar Adalet Bakanlığı ve ... aleyhine 16/04/2014 gününde verilen dilekçe ile taşınmaz değer kaybından kaynaklanan tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın hukuki yarar yokluğundan reddine dair verilen 24/06/2015 günlü kararın Yargıtay’da duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle, daha önceden belirlenen 20/03/2018 duruşma günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı adına gelen olmadı, karşı taraftan Adalet Bakanlığı adına Hazine vekili Avukat... geldi. Diğer davalı adına gelen olmadı. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve hazır bulunanın sözlü açıklaması dinlendikten sonra tarafa duruşmanın bittiği bildirildi. Dosyanın görüşülmesine geçildi. Tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
    1-Davacının, davalı ... Başkanlığına yönelik temyiz itirazları yönünden;
    Dava, imar uygulaması sonucu taşınmazda meydana gelen değer kaybı nedeniyle cebri icra yoluyla yapılan satış bedelinin düşük olduğu iddiasına dayalı tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiş; karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacı vekili; 3000/5740 payına sahip olduğu ... Mekezde bulunan taşınmazdaki payının, borcundan dolayı .... İcra Müdürlüğünün 2009/9121 esas sayılı dosyasında, cebri icra yoluyla 70.000,00TL bedelle satıldığını, taşınmazın, Belediye"nin imar uygulamasında yeşil alan olarak ayrıldığını ancak yıllardır kamulaştırılmadığını, taşınmazın imar uygulaması nedeniyle yapılaşmaya müsait olmamasının değer düşüklüğüne neden olduğunun kıymet takdiri raporlarında özellikle vurgulandığını, taşınmazın emsallerine göre olması gereken değeri ile icra dosyası satış değeri arasında çok büyük fark meydana geldiğini ve icra dosyasındaki satışın yok hükmünde olduğunu belirterek, oluşan zararın davalılardan tazmini isteminde bulunmuştur.
    Davalı ... vekili; davaya konu taşınmazın cebri icra yoluyla satıldığını ve davacının malik olmadığından davanın husumet yokluğundan reddi gerektiğini, uyuşmazlığın esasına girilecek olursa da, taşınmazın, 18/06/1970 tarihinde ifraz edildiğini, bu ifrazın imar yasası hükümleri uyarınca değil, mal sahibinin rızası ile olduğunu, Belediye"nin fiili el atmasının söz konusu olmadığını belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı Adalet Bakanlığı vekili; davanın adli yargıda değil, idari yargıda görülmesi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemek şartıyla idareye yükletilebilecek herhangi bir kusur olmadığını, kamu kurumlarına dava açılmasının yersiz olduğunu belirterek, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, davacının dava açmakta hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Davalı ..., bir kamu tüzel kişisidir ve işlem ve eylemleri Anayasa hükmü gereği de kamusal nitelik taşımaktadır. Davaya konu uyuşmazlık ise davalı idarenin İmar Kanunu kapsamındaki eylem ve işlemlerinden kaynaklanmaktadır. Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle davalı idarenin kanunun emredici hükümlerine ve kendisine tanınan takdir yetkisine uygun davranıp davranmadığının tespiti gereklidir. İdare üstlenmiş olduğu kamu hizmetini idari eylem ve işlemlerle yerine getirir. İdari işlem, idarenin idare işlevine ilişkin olarak, kamu gücü kullanmak suretiyle yaptığı tek yanlı irade açıklamalarıdır ve bazı durumlarda da idarenin takdir yetkisi mevcuttur. İdarenin idari işlem yaparken kamu gücü kullanması sebebiyle takdir yetkisinin bulunduğu hallerde bu takdir yetkisinin kullanımı ve idari işlemin hukuka uygunluğunun denetimi ise, Anayasa ve kanun hükümlerine, düzenleyici işlemlere, örf ve adete, hukukun genel ilkelerine ve mahkeme kararlarına uygun olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelmektedir ki bu denetimin yapılması gereken yargı yeri de idari yargı yeri ve idare mahkemeleridir.
    Dava şartları; mahkemenin, davanın esası hakkında inceleme yapabilmesi için gerekli olan şartlar olup, mahkemece dava şartlarından birinin bulunmadığının tespit edilmesi halinde kural olarak davanın esası hakkında inceleme yapılamaz. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 114/1-b maddesinde adli yargı yolunun caiz olması, dava şartı olarak düzenlenmiştir. Aynı Kanun"un 115/1. maddesine göre de mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştıracak, taraflar da dava şartı noksanlığını yargılamanın her aşamasında ileri sürebilecektir. Şu halde; ... yönünden davaya konu talebin, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu 2. maddesi gereği idari yargı yerinde dava vaçılması gerekmektedir. Bu nedenle, yargı yolu bakımından davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken bu yön gözetilmeksizin hukuki yarar yokluğundan reddi usul ve yasaya aykırı olduğundan kararın bozulmasını gerektirmiştir.
    2-Davacının, davalı Adalet Bakanlığına yönelik temyiz itirazlarına gelince;
    6100 sayılı HMK"nın 33. maddesi gereğince bir davada olayları anlatmak taraflara, hukuki nitelendirme görevi hakime aittir. Dava dilekçesindeki anlatımlara ve dosya kapsamına göre davacının talebi, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu 5. maddesinden kaynaklanan tazminat talebine ilişkin olup, madde de İcra ve İflas Dairesi görevlilerinin kusurlarından doğan tazminat davalarının, ancak idare aleyhine açılabileceği düzenlenmiştir. Mahkemece, icra dairesi görevlilerinin kusurlu olup olmadığı belirlenip davanın esasının karara bağlanması gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu durum kararın bozulmasını gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 20/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi