10. Hukuk Dairesi 2011/411 E. , 2012/6343 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kısmen kabulü ile, 01.02.1979 - 15.06.1980 tarihleri arasında uzun vadeli sigorta kollarına tabi olarak çalıştığının tespitine karar verilmiştir.
Hükmün, davalı ... Başkanlığı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava, 01.10.1966 doğumlu olan davacının 15.09.1977 - 15.06.1980 tarihleri arasında davalı işyerinde geçen hizmet sürelerinin tespiti istemine ilişkindir.
Dosya içeriğinden; davacının, 12.03.1979 tarihinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesinde, 01.02.1979 tarihinde çırak olarak işe alındığının yazılı olduğu; yine, dosya içeriğinde mevcut 1979/3 dönem bordrosunda kısa süreli sigorta kollarına tabi olarak çalışan 30 kişi arasında yer aldığı, işyeri kayıtlarına göre, 17.10.1978 tarihli çıraklık mukavelesinin davalı işveren ile davacının babası tarafından imzalandığı, çırak olarak işe başlamak için sağlık raporunun, doğruluk kağıdının, ikametgah ilmühaberinin, nüfus kaydının işverene verildiği, yine, işveren tarafından sunulan puantaj kayıtlarına göre, davacının, 1979 yılının tüm aylarında, 1980 yılının 1-6 ayları arasında çalışmalarının bulunduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece, dinlenen tanık beyanlarına göre, davacının üretime yönelik çalışması nedeniyle 2089 sayılı Kanun hükümlerinin uygulanamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davanın yasal dayanağı 5510 sayılı Kanunun Geçici 7.maddesi delaletiyle 506 sayılı Kanunun 79.maddesidir. Olağan olarak sigortalılık niteliği, 506 sayılı Kanunun 2"nci maddesine göre hizmet akdinin kurulması ve 6"ncı madde gereğince çalışmaya başlanması ile edinilir. Sigortalılığın zorunlu, kişiye bağlı, devredilemez niteliği gereğince bu tür davaların kamu düzenine ilişkin olduğu açık ve özel bir duyarlılıkla çözümlenmesi zorunludur. Yöntemince düzenlenip süresinde Kuruma verilen işe giriş bildirgesi, kişinin işe alındığını gösteren yazılı delil niteliğinde ise de, fiili çalışmanın varlığının ortaya konulması açısından tek başına yeterli kabul edilemez. 506 sayılı Kanunun 2"nci, 6"ncı ve 108"inci maddelerindeki düzenlemelerde de belirtildiği gibi, sigortalılığın oluşumu yönünden çalışma olgusunun varlığı zorunludur ve fiili çalışma saptanmadıkça; sadece, hizmet akdine dayanılması halinde dahi, sigortalılık söz konusu olamaz. Bu kapsamda, işe giriş bildirgesi Kuruma verilmesine karşın yasal diğer belgelerin bulunmadığı durumlarda çalışma olgusunu ortaya koyabilecek inandırıcı ve yeterli kanıtlar aranmalı, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun konu ile ilgili 16.06.1999 gün ve 510/527, 30.06.1999 gün ve 549/555, 05.02.2003 gün ve 35/64, 15.10.2003 gün ve ... sayılı kararlarında da açıkça belirtildiği gibi ve özellikle inceleme konusu dava yönünden, iş yerinde tutulması gerekli dosya, puantaj kayıtları ve ücret bordroları ile kurumdaki belge ve kayıtlardan yararlanılmalı, müfettiş raporları olup olmadığı araştırılmalı, aynı dönem bordrosunda kayıtlı sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, gerektiğinde komşu iş yeri sahipleri ile çalışanlarının da bilgi ve görgülerine başvurularak gerçek çalışma olgusu somut ve inandırıcı bilgilere dayalı biçimde kanıtlanmalıdır.
Öte yandan; 506 sayılı Kanunun 3/II-B maddesinde, özel kanunda tarifi ve nitelikleri belirtilen çıraklar hakkında, çıraklık devresi sayılan süre içinde analık, malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları ile bu kanunun 35"inci maddesi hükümlerinin uygulanmayacağı belirtilmiştir. Bu kapsamda; sigortalı ile işveren arasındaki hukuki ilişkinin niteliği ve sigortalının çırak olup olmadığı belirlenirken çalışma ilişkisi irdelenmeli, çıraklık sözleşmesinde akdi ilişkinin üstün niteliğinin çalışma yerine sigortalıya bir meslek ve sanatın öğretilmesi olduğu hususu gözetilmeli, sigortalının iş yerinde üretimle ilgili çalışmalara eylemli olarak katılması ve meslek ve sanat eğitiminin ikinci plânda tutulması, bir başka anlatımla sigortalının emeğiyle iş yeri ve işverene katkıda bulunması durumlarında çıraklık ilişkisinin söz konusu olamayacağı benimsenmelidir.
Bu açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; çıraklık mukavelesinin bulunduğu, işyerinde çok fazla sayıda uzun süreli sigorta kollarına tabi çalışanların ve 1979/3 dönem bordrosuna göre en az 30 kişi de çırakların bulunduğu anlaşılmaktadır. Dinlenen bordro tanığı ...ve çırak olarak çalışan ..., davacının üretime yönelik çalıştığını belirtmeleri karşısında davanın kabulüne karar verilmiş ise de, kararın eksik inceleme sonucu verildiği açıktır. Yazılı deliller karşısında tanık beyanları son derece soyut kalmıştır. İşyerinin kapsam ve niteliği, sigortalının yaşı, tecrübesi, yapılan işteki yeterliliği gözetilerek, uzun süreli sigorta kollarına tabi olarak çalıştığı hiçbir kuşku ve duraksamaya yol açmayacak şekilde belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken soyut tanık beyanlarına dayalı olarak davanın kabulü, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı ... Başkanlığı avukatının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 02.04.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.