Davacı vekili özetle; müvekkilinin iş sözleşmesinin davalı işverence geçerli sebep olmadan feshedildiğini ileri sürerek, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı vekili özetle; davacının, dolandırıcılık niteliğindeki kredi uygulamaları ve usulsüzlükleri ile ilgili olarak söz konusu kredilerin 43 adet işlem ile 8.2 milyon TL"lik kısmının teminata alınan çek ve senetlerin girişi ile kredi kullanım ve virman işlemleri yaptığı,firma hesaplarından yapılan usulsüz işlemleri yönlendirerek olumsuzluklar hakkında üst makamı bilgilendirmediğinden bahisle feshin haklı sebebe dayandığını beyan ederek açılan davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece; davalı bankada operasyon yetkilisi olarak çalışan davacının, görev tanımı içerisinde kalan işlemleri yaptığı,açıkca usulsüz işlem yaptığı, yetki aşımında bulunduğu hususu ispat edilemediği gerekçesiyle davalı tarafından yapılan feshin geçersizliğine, davacı tarafından açılan davanın kabulüne ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Dosyadaki bilgi ve belgelere göre; operasyonlar yetkilisi olarak çalışan davacının iş sözleşmesinin usulsüz kredilendirme işlemlerini yönlendirerek olumsuzluklar hakkında üst makamları bilgilendirmediği gerekçesiyle 4857 sayılı İş Kanunu"nun 25/II-e maddesi uyarınca feshedildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık fesih sebebi yapılan işlemlerde davacının kusuru bulunup bulunmadığı söz konusu işlemlerin yapılmasına doğrudan katılmamış olsa bile usulsüzlükleri üst makamlara bildirmesinin gerekli olup olmadığı yönlerinde toplanmaktadır.
Mahkemece, hükme gerekçe yapılan bilirkişi ek raporunda; davacının usulsüz işlemlerin yapılmasında etkisinin olmadığı, kusurlu ve kasti fiillerini somut bir şekilde belirten bilgi, belge ve delillere rastlanılmadığı, görev tanımı kapsamında işlemleri ikmali ya da görevi olduğu halde ikmal ettirmediği veya açık bir şekilde usulsüz işlemlerde kusur ve
kastının bulunduğu, yetki aşımı yaptığı hususlarının ispat edilmemesi nedeniyle feshin haklı nedene dayanmadığı yolunda görüş bildirilmiş; ancak, ek rapor hazırlanırken incelendiği belirtilen ve davalı vekili tarafından verilen 14.04.2009 tarihli dilekçe altına yazılan nota göre mahkeme kaleminde olduğu belirtilen üç klasör halinde sunulmuş soruşturma evrakı dosyaya ekli olmadığından müfettiş tespitlerine göre raporun denetlenme olanağı bulunmadığı gibi işçinin özen borcu ve sadakat yükümlülüğü bakımından gerekli irdeleme ve değerlendirmenin yapılmadığı görülmüştür. Tek bilirkişiden alınmış yetersiz raporla sonuca gidilmesi isabetli olmamıştır.
Somut olayda doğru sonuca varılabilmesi için öncelikle müfettiş soruşturma raporu ve dayanağı evrak dosyaya eklenmeli, bundan sonra bankacılık işlerinde uzman olan üçlü bilirkişi kurulu oluşturularak müfettiş tarafından usulsüzlük yapıldığı tespit edilmiş olan işlemlerin davacının görevi kapsamına girip girmediği, söz konusu işlemlerde davacının kusurlu olup olmadığı işlemlerin yapılıp tamamlanması aşamalarının davacının görevi dışında kalsa bile konumu ve görevi itibariyle usulsüz olduğunu bilecek durumda bulunup bulunmadığı özen borcu ve sadakat yükümlülüğü yönünden iş sözleşmesinden doğan sorumluluklarını gereği gibi yerine getirip getirmediği hususlarının belirlenmesi bakımından denetime elverişli rapor alınmalı ve tüm deliller yeniden bir değerlendirmeye tabi tutulmalı iş sözleşmesinin temelini oluşturan güven ilişkisinin sarsılıp sarsılmadığı da göz önünde tutularak feshin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı tespit edilerek oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Mahkemece tüm bu yönle dikkate alınmadan eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna dayanılarak verilen karar bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda belirtilen nedenle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.02.2012 gününde oybirliği ile karar verilmiştir.