11. Hukuk Dairesi 2017/4959 E. , 2019/4091 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
(ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Yeşilhisar Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 24/05/2017 tarih ve 2016/54-2017/60 sayılı kararın duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 21.05.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davacı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirket yetkililerinin şirket adına müvekkilinden muhtelif tarihlerde toplam 25.152,00 TL ödünç para aldıklarını, ancak ödünç aldıkları söz konusu parayı iade etmediklerini, ayrıca davalı şirket tarafından müvekkili aleyhine açılan ve Yeşilhisar Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmüş olan 2009/132 esas 2011/59 karar sayılı dava dosyasında alınan bilirkişi raporunda da müvekkilinin davalı şirketten 25.152,00 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, bunun üzerine davalı hakkında Yeşilhisar İcra Müdürlüğünün 2012/22 esas sayılı dosyasıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını, davalının borca itirazı üzerine takibin durduğunu ileri sürerek borçlunun icra takibine yaptığı itirazın iptaline ve takip konusu alacağın % 40"ından az olmamak üzere tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının müvekkili şirketin ortağı olduğunu, 2004 yılında sahte imzalarla yaptığı genel kurul kararıyla kendini müdür olarak yetkilendirdiğini, Yeşilhisar Asliye Hukuk Mahkemesinin 22/04/2008 tarihli 2008/60 esas ve 2008/55 karar sayılı kararı ile 30/04/2004 tarihli genel kurul kararlarının hükümsüzlüğüne karar verildiğini, davacının bu dönemde dolaylı ya da dolaysız bir şekilde şirketten menfaat temin etmeyi alışkanlık haline getirdiğini, iddia edilen borçla ilgili defter kayıtlarındaki alacağın hiçbir evraka bağlı olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve dosya kapsamına göre, davacı yöneticisi olduğu dönemde davalı şirkete borç para verdiğini bu paranın iadesi gerektiğini iddia etmiş ise de, davacı tarafça davalı şirkete elden verildiği iddia edilen borç paranın şirketin kasasına girdiği ve şirketin hangi ihtiyacı için kullanıldığının açıkça ortaya konulup ispatlanamadığı, defter kayıtlarının belgelerle desteklenmediği, bu hususta davacı tarafça şirket muhasebe kayıtları ve ticari defterler haricinde başkaca bir delile de dayanılmadığı, davacının Yeşilhisar Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2009/132 esas 2011/59 karar sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporu ve karara dayanarak davalı şirket aleyhine icra takibi başlattığı, davacının alacak iddiasının yargılamayı gerektirdiği, davacının icra takibinde kötü niyetli olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine, davacının icra takibinde haksız ve kötü niyetli olduğu tespit edilemediğinden davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 23/05/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.