7. Hukuk Dairesi 2014/19809 E. , 2015/6499 K.
"İçtihat Metni"İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2-Davacı vekili, müvekkilinin 06.08.2003 tarihinden 26.12.2013 tarihine kadar, kesintisiz olarak davalı Belediyede çalıştığını, davacının iş sözleşmesini 26.12.2013 tarihli noter ihtarnamesi ile haklı olarak feshettiğini, davacının davalı Belediye nezdindeki Gelirler Müdürlüğü Tahsilat Şefliği"nde işe başladığını, davalı Belediyenin değişik birimlerinde çalıştıktan sonra işletme fakültesi mezunu olmasına rağmen branşı ile ilgili bulunmayan Destek Hizmetleri Müdürlüğü"nde işe başlatıldığını, Destek Hizmetleri bölümünde davalı Belediyeye ait sosyal tesislerde müvekkilinin branşı ile ilgisi olmamasına rağmen, müvekkiline tost dahi yaptırılmakta olduğunu, müvekkilinin 03.02.2012 tarihinde yine mesleği ve branşı ile ilgili olmamasına rağmen İtfaiye Müdürlüğü emrinde santral görevlisi olarak işe başlatılıp, çalıştırıldığı, İtfaiye Müdürlüğü"nde yaklaşık 60 erkeğin içinde tek bayan olarak çalışmakta olduğunu, çalıştırıldığı işyerinde erkekler ve bayanların kullandıkları lavabonun dahi ortak olduğunu, davalı Belediye tarafından süreklilik arz eden bu uygulamalar ile davacıya yıldırma politikası izlendiğini, mobbing uygulamasına maruz kaldığını, diğer işçiler nezdinde onur kırıcı bir durum oluşturduğunu, davacının olumsuz şartlarda özellikle yaklaşık 60 erkeğin içerisinde tek bayan olarak çalıştırılmasının eşi ile arasındaki şiddetli geçimsizliğin başlamasına ve toplum içerisinde davacının adının olumsuz anılmasına sebebiyet verdiğini, sonuç olarak davacı ile eşinin 2013 yılının Eylül ayında boşandığını, davalı Belediye ile Hizmet-İş Sendikası arasında imza altına alınan Toplu İş Sözleşmesi"nin 20.maddesine de aykırı davranıldığını iddia ederek kıdem ve ihbar tazminatı ile manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının 07.08.2003-30.10.2009 tarihleri arasında Mali Hizmetler Müdürlüğü Gelir Biriminde, 30.10.2009-19.07.2011 tarihleri arasında Yazı İşleri Müdürlüğü"nde, 19.07.2011-21.11.2011 tarihleri arasında Mali Hizmetler Müdürlüğünde, 21.11.2011-03.02.2012 tarihleri arasında Destek Hizmetleri Müdürlüğünde, 03.02.2012-26.12.2013 tarihlerinde ise İtfaiye Müdürlüğü emrinde santral görevlisi olarak çalıştığını, mobbing iddiasının kesinlikle yerinde olmadığını, zira ilk yer değişikliğinin 17.11.2011 tarihinde verdiği dilekçesi ile olduğunu, davacının Spor Kompleksinde çalışmak istediğini beyan ettiğini, davacının son görev yeri olan İtfaiye Müdürlüğünün yeni olup konfora haiz olduğunu, davacının burada santral görevlisi olduğunu ve atandığı yerin kendisi açısından olumsuz koşullar taşıdığına ilişkin herhangi bir yazılı başvurusunun olmadığını, davacının işyeri çalışma koşullarının aile birliğinin temelden sarsılmasına yol açtığı iddiasının dahi hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalının personellerinin makul hiçbir talebini geri çevirmemek için sorumlu idare çerçevesinde gerekli önlemleri alma ve personel haklarının yasalar çerçevesinde sağlanması için tüm çabayı gösterdiğini, davalının 27.06.2013 tarihinden itibaren 90 gün ve 23.09.2013 tarihinden itibaren 90 gün olmak üzere 180 gün ücretsiz izin hakkını davacı işçiye sağladığını savunmuş ve davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, “...tanık beyanlarına ve incelenen şahsi sicil dosyasına göre davacının öğrenim durumuna uygun işlerde çalıştırılmadığı, davacıya nitelikli iş verilmediği, mesleğine ve kariyerine aykırı bir şekilde görev yerinin değiştirildiği, görev yaptığı itfaiye müdürlüğünde 43 çalışan içinde tek bayan olduğu, bu sebeplerle davalının davacıyı dışladığını ve yalnızlaştırmaya çalıştığına yönelik mobbing uyguladığı, davacının tabi olduğu TİS in 20/a maddesi gereğince davalının işçiyi fiil mesleğinde ve onun mütemmim ve müteferriği olan işlerden başka işlerde çalıştıramayacağı, buna aykırı davranışının işçi için haklı fesih sebebi sayılacağı bu durumda da yasal ihbar ve kıdem tazminatı ödeneceği hükmü gözönünde bulundurulduğunda davacının kıdem tazminatı da hakettiği“ gerekçesi ile kıdem ve ihbar tazminatı ile manevi tazminat isteminin kabulüne karar verilmiştir.
Davacının 27.06.2013 tarihinden itibaren 90 gün ve 23.09.2013 tarihinden itibaren 90 gün olmak üzere 180 gün ücretsiz izne ayrıldığı, TİS"de ayrık bir düzenleme olmadığı halde kıdeme esas hizmet süresine katılması hatalı olmuştur.
Öte yandan davacının iş sözleşmesinin feshettiği 26.12.2013 tarihinde kıdem tazminatı tavanı 3254,44 TL olduğu halde 4.022,34 TL üzerinden kıdem tazminatının hesap edilmesi de ayrı bir bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 07.04.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.