Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 2001 yılında koordinatör yardımcısı olarak çalışmaya başladığını, 2007 yılı Ağustos ayında emekli olduğunu, ancak yeni bir sözleşme ile davalı şirkette çalışmaya devam ettiğini 27/09/2007 tarihinde hiç bir haklı sebep gösterilmeksizin iş sözleşmesinin işverence feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı işveren vekili, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı müfettiş ve müfettiş yardımcıları tarafından yapılan inceleme sonucunda davacının istihdam edildiği koordinatör yardımcısı kadrosunun ihdas edilme amacının tamamen davacıya menfaat sağlamak niyeti taşıdığı davacının çalıştığı dönem itibariyle hiçbir projeye imza atmadığı hiçbir şekilde şirketin koordinasyonunda yer almadığının tespit edildiğini bu şekilde de şirketin zarara uğradığını bu nedenlerle de davacının iş sözleşmesinin haklı olarak feshedildiğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davalı işverenin feshin son çare olması ilkesine uygun davranmadığı, geçerli nedenin iş veren tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İşletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan sebepler; sürüm ve satış imkanlarının azalması, talep ve sipariş azalması, enerji sıkıntısı, ülkede yaşanan ekonomik kriz, piyasada genel durgunluk, dış pazar kaybı, ham madde sıkıntısı gibi işin sürdürülmesini
imkansız hale getiren işyeri dışından kaynaklanan sebeplerle yeni çalışma yöntemlerinin uygulanması, işyerinin daraltılması, yeni teknolojinin uygulanması, işyerinin bazı bölümlerinin kapatılması ve bazı iş türlerinin kaldırılması gibi işyeri içi sebeplerdir.
İşletmenin, işyerinin ve işin gereklerinden kaynaklanan sebeplerle sözleşmeyi feshetmek isteyen işverenin fesihten önce fazla çalışmaları kaldırmak, işçinin rızası ile çalışma süresini kısaltmak ve bunun için mümkün olduğu ölçüde esnek çalışma şekillerini geliştirmek, işi zamana yaymak, işçileri başka işlerde çalıştırmak, işçiyi yeniden eğiterek sorunu aşmak gibi varsa fesihten kaçınma imkanları kullanması, kısaca feshe son çare olarak bakması gerekir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Somut olayda davacı işçinin işyerinde koordinatör yardımcısı olarak çalıştığı, iş sözleşmesinin davalı işveren tarafından 10.01.2011 günlü fesih bildirimi ile Sanayi ve Ticaret Bakanlığı müfettiş ve müfettiş yardımcıları tarafından işyerinde yapılan inceleme sonucunda davacının istihdam edildiği koordinatör yardımcısı kadrosunun ihdas edilme amacının tamamen davacıya menfaat sağlamak niyeti taşıdığı davacının çalıştığı dönem itibariyle hiçbir projeye imza atmadığı hiçbir şekilde şirketin koordinasyonunda yer almadığının tespit edilmesi üzerine bakanlık talimatı ile feshedildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece davalı işletmede çalışan işçi sayısı ve işletmenin kapasitesine göre davacının kadrosunun kaldırılmasına rağmen davacının işyerinin başka bölümlerde çalıştırılmasının mümkün olduğu, davalı işverenin fesihten önce işyerinde feshin önlenmesi için gerekli tedbirlere başvurmadan yapılan feshin geçersiz olduğu sonucuna varılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Ancak davalı işveren tarafından davacıya tebliğ edilen fesih bildiriminde belirtilen nedenlerin geçerli olup olmadığı yönünde mahkemece yapılan araştırma yeterli değildir.
Fesih bildiriminde işyerinde Sanayi ve Ticaret Bakanlığı müfettişlerinin yaptığı inceleme sonucunda düzenlenen 27.08.2010 tarihli ve 2010/3-2 sayılı inceleme raporunda davacının istihdam edildiği koordinatör yardımcısı kadrosunun ihdas edilme amacının tamamen davacıya menfaat sağlamak niyeti taşıdığı davacının çalıştığı dönem itibariyle hiçbir projeye imza atmadığı hiçbir şekilde şirketin koordinasyonunda yer almadığının tespit edilmesi nedeniyle iş sözleşmesini feshedildiği ancak mahkemece fesih bildirimindeki belirtilen olgular üzerinde durulmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
Bu sebeple somut olayda doğru sonuca varılması için öncelikle davacının görev tanımı, işyeri personel yönetmeliği, davacının koordinatör yardımcısı olarak atanmasından önceki ve sonraki işyeri organizasyon şemaları getirtilmeli gerekirse konusunda uzman bilirkişi heyetinden Sanayi ve Ticaret Bakanlığı müfettişlerinin yaptığı inceleme raporunda belirtilen iddialarla ilgili rapor alınmalı, bu suretle toplanan deliller hep birlikte değerlendirmeye tabi tutularak oluşacak sonuç uyarınca feshin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı yönünde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.