22. Hukuk Dairesi Esas No: 2011/8714 Karar No: 2012/1850
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2011/8714 Esas 2012/1850 Karar Sayılı İlamı
(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2011/8714 E. , 2012/1850 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesinin 21.03.2011 tarihinde ekonomik gerekçelerle feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve davacı işçinin işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı işveren vekili, dava dilekçesindeki tüm taleplerin kanuni koşullarının oluşmadığını, müvekkilinin yasanın kendisine yüklediği tüm sorumluluklarını eksiksiz yerine getirmiş olduğunu belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece davalı işverenin feshin son çare olarak uygulandığını ispatlayamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin birinci fıkrasına göre iş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde sebep gösterilmediği veya gösterilen sebebin geçerli bir sebep olmadığı iddiası ile fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. Taraflar anlaşırlarsa işçi aynı sürede uyuşmazlığı özel hakeme götürebilir. Bir aylık dava açma süresi hak düşürücü nitelikte olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınır. Dairemizce bir aylık dava açma süresinin başlangıcı fesih iradesinin işçiye ulaştığı tarih olarak kabul edilmektedir. Somut olayda fesih bildiriminin davacıya 10/02/2011 tarihinde tebliğ edildiği, davanın ise fesih bildiriminin tebliğ tarihinden itibaren bir aylık dava açma süresinin bitiminden sonra 22/03/2011 tarihinde açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda bir aylık hak düşürücü süreden sonra açılan davanın reddi yerine yazılı gerekçe ile davanın kabulü hatalı olup bozmayı gerektirmiştir. Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir. HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile; 1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, 2-Davanın REDDİNE, 3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına, 4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 688,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine, 5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.200,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 14.02.2012 tarihinde oybirliği ile karar verildi.